Sen de duydun mu Çeviri Portekizce
224 parallel translation
- Betty, sen de duydun mu?
Ouviste aquilo?
- Susan, bunu sen de duydun mu?
- Susan, ouviste?
- Sen de duydun mu?
- Sentiste isto? - O quê?
Sen de duydun mu?
Estás a ouvir?
Sen de duydun mu?
Também o ouves?
- Sen de duydun mu?
- Ouves aquilo?
Sen de duydun mu?
Ouviste aquilo?
Şimdi sen de duydun mu Em?
Já consegues ouvir?
Sen de duydun mu?
Ouviste?
Sen de duydun mu pisi?
Estás a ouvir, gato?
- Özür diledim. - Sen de duydun mu?
- Eu pedi desculpa.
Bunu sen de duydun mu?
Ouviste isso?
- Sen de duydun mu?
- Que foi isso?
Sen de duydun mu, Maggie?
Ouviste isto, Maggie?
Sen de duydun mu?
Sim! - Você ouviu o tempo?
- Iolaus, sen de duydun mu?
Iolaus, ouviste isso?
- Baba, sen de duydun mu?
- Pai, ouviste alguma coisa?
Adımın söylendiğini sen de duydun mu?
Ouviste alguém mencionar o meu nome?
- Sen de duydun mu?
- Ouviste? Bom... não.
- Sen de duydun mu Bart?
- Ouviste aquilo, Bart?
- Sen de duydun mu?
- Ouviste isto?
- Sen de duydun mu? Eğlendin, değil mi?
Não.
- Sen de duydun mu?
- Ouviu?
Bunu sen de duydun mu?
Ouviram aquilo?
Sen de duydun mu?
Que foi isto?
Sen de duydun mu?
Ouviram isto?
Hey, John. Orada duyduklarımı sen de duydun mu? - Hey, ahbap, Steve hakkında ne diyordun sen?
Ei john... o Steve?
- Sen de duydun mu?
- Ouviste alguma coisa?
Sen de duydun mu?
Ouviste isto?
Sen de duydun mu?
Também o ouviu?
Sen de duydun mu?
Ouviu, Thatch?
- Sen de duydun mu?
- O quê? - Ouviste isto?
Bunu sen de duydun mu?
Ouviste aquilo?
- Sen de duydun mu, Jack?
- Ouviu, Jack?
Tavuk eti yemeyen kimseyi duymamıştım. Sen duydun mu, Brandon?
Nunca ouvi falar de ninguém que não comesse galinha.
Sen de bir şey duydun mu?
- Ouviste alguma coisa?
Sen hiç dürüst bir vaiz duydun mu?
Já ouviu falar de um pastor honesto?
Sen de duydun mu?
Já ouviu essa história?
- Joe, sen de duydun mu?
Jo, ouviste isto?
Nasıl akort edileceğini sadece bir kez göstereceğim... sen de dikkat edeceksin, duydun mu?
Vou ensinar-te como afinar isto uma só vez, portanto presta atenção, ouviste?
- Sen de atları duydun mu?
Ouviu o cavalo?
Sen Holly'nin babasını duydun mu Bud? Uzun yıllar çalıştıktan sonra kendi şirketini kurmuş.
Bud, sabes que o pai da Holly, depois de vários longos anos de trabalho, abriu uma empresa dele?
- Sen de cevabımı duydun mu?
- Didyou hearmy resposta? .
Hiç ama hiç bilmediğin şeyler öğrenirsin. Sen hiç bir kurdun mavi dolunaya karşı uluduğunu duydun mu?
E terás mil surpresas De esplendor já ouviste o lobo uivando No luar azul
- Herkül, sen beni duydun mu?
Quem é você? Hércules... já ouviu falar de mim?
Ve sen de onun dairesinde kokusunu mu duydun?
E tu cheiraste-o no apartamento dele?
görelim bakalım, sen ne kadar cahilmişsin. "Gençlik Adası" adında bir yaz kampını, hiç duydun mu?
Já ouviste falar do campo de férias "La Isla de la Juventud"?
Ed, sen hiç risk sermayesi diye bir şey duydun mu?
Ed, já ouviu falar de capital de risco?
Sen pastane sahnesi olduğunu duydun mu? Bir pastane sahnesi var mı?
Ouviste falar de alguma cena na padaria?
- Duydun mu, yoksa sen de mi oradaydın?
- Ouviste falar ou estiveste lá?
Bekle! Sen de biraz önce bir şey duydun mu?
Vocês ouviram?
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de 982
sen de beni 22
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen deli misin 200
sen de kimsin 767
sen değilsin 122
sen delisin 520
sen de 982
sen de beni 22
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen deli misin 200
sen de kimsin 767
sen değilsin 122