Sorun da bu Çeviri Portekizce
1,564 parallel translation
Sorun da bu. Neden?
- Isso é um problema.
Sorun da bu.
Acho que isso é o que interessa.
Sanırım sorun da bu.
Acho que é esse o problema.
- İşte sorun da bu, çünkü şu ana kadar, bunu yapabilme becerisini gösteren hiçbir şey yok.
- É essa a dificuldade, porque até agora nada demonstrou capacidade para fazer isso. E os taquiões?
Ondan para almadım sorun da bu zaten.
Não lhe cobrei e é esse o problema.
İşte sorun da bu, bu "şimdilik" e hakkıyla güvenmemektir,
Isso è um problema. É o não confiar propriamente no "Agora"
Sorun da bu Pan.
É esse o problema, Pan.
Kimse bilmiyor, Mike, sorun da bu.
Bem, ninguém sabe Mike, e isso é que importa.
- Peki gerçek hayatta adı nedir? - Evet, sorun da bu.
- Como ela se chama na vida real?
Sorun da bu Lilipop.
O problema é esse, Lilipop.
Evet, zaten sorun da bu işte.
- Sim, o problema é mesmo esse.
Sonuçta bütün sorun da bu.
No final é só isso que importa.
Sorun da bu işte!
É esse o problema!
Biliyorsun, sorun da bu işte.
Repara, o problema é esse.
Gördün mü, sorun da bu.
Veja, aí é que está o problema.
Hiçbir şey. Hiçbir şey değişmedi. Sorun da bu zaten.
Nada, não mudou nada, o problema é esse.
- Sorun da bu zaten.
Este é o ponto.
Sorun da bu, bir yere gitmiyor.
- É mesmo isso. Não vai.
Sorun da bu, yapmalı mıyım bilemiyorum.
Não sei se tenho.
Sorun da bu Seth.
Esse é o problema, Seth
- Öyleler. Hepsi güzel, sorun da bu ya.
- Sim, são todos bonitos, é esse o problema.
Sorun da bu.
Bem, essa é a questão.
Şey, sorun da bu zaten Luthor Malikânesi'ndeyim.
Bem, é isso mesmo. Estou na mansão Luthor, Só que preciso da tua ajuda.
Şey, sorun da bu zaten Luthor Malikânesi'ndeyim.
E estou. Estou na mansão, mas preciso da tua ajuda.
- Sorun da bu ya. Kontrol edemiyor.
Exacto, não se controla.
Bende, sorun da bu zaten.
Bem, eu também, e esse é o problema.
Eğer acıyı azaltmak içinse, hükümet esrar kullanımını affetmeye daha yakın gibi görünüyor. Eğer zevk için kullanılacaksa, bu bir sorun. Bence kültürümüzle ilgili bir şeye işaret ediyor.
É muito provável que o governo libere o uso da canábis se for para aliviar a dor, se for por prazer, então será um problema, e isso expõe uma parte de nossa cultura que é um pouco estranha.
- Sorun da bu ya.
- Exacto.
Sorun da bu.
Eu sei.
Sorun şu ki, buzullar bu hızla çekilmeye devam ederse sonunda Grönland'daki tüm buzulların yok olmasına sebep olabilir. Bu Dünya toplamının % 10'u.
O problema é que, se os glaciares continuarem a recuar a este ritmo, isso pode levar ao desaparecimento de todo o gelo da Gronelândia, que representa 10 por cento do total no mundo.
Sorun bu pisliğin kız kardeşimin çocuğunun babası olması.
A questão é que esse merdas era o pai do filho da minha irmã.
Sorun değil. Bu da olacak.
Não faz mal, há-de sentir.
Bu da bir sorun.
É um problema.
Avcılıkla, eti muhafaza etmekle, pişirmekle ya da bu tarz lüzumsuz işlerle ilgili bir sorun olursa Kevin'a danış.
Tudo o que tenha a ver com caça ou conserva de carne, ou com fumá-la, o que raio for, fala ali com o Kevin.
Sorun da bu işte!
Esse é o problema.
Sanırım, başka bir sorun yaşamaya başladı. Bu eşyalar daha da kötüye gitmesine neden oluyor.
Acho que ela está a começar a ter um outro de teus episódios, e... e isto... assim, esta coisa só está a piorar.
Sorun şu ki, bu oda suyla dolu olacak ve oraya giden yollar da öyle.
O problema é que esta sala está inundada... e é provável que todas estas rotas de acesso também estejam debaixo de água.
Paralarla ya da onlarsız kaçmak, bütün sorun bu!
Será que vão fugir com ou sem o saque eis a questão.
Bu da benim için sorun olur.
E isso seria um problema para mim.
İyi dövüşüyorsun, ama bir yumruk attığında sağını biraz indirdiğini fark ettim eğer acemi bir boksörle dövüşüyorsan bu iyi bir şey ama solak bir boksörle dövüşüyorsan biraz sorun yaratabilir.
Você é bom, mas eu reparei que quando dá o gancho baixa a sua direita um pouquinho o que não tem mal nenhum contra um sujeito ortodoxo, mas se estiver com um canhoto, sabe, que isso pode significar problemas.
Angelica'ya hamile kalmak için neden bu kadar sorun yaşadım fikriyle başlamıştı.
Sempre achei que foi por isso que tive tantos problemas em engravidar da Angelica.
Sorun şu ki, bu aynı zamanda varlığını da açığa vuruyor.
O problema é que também expõe a tua presença.
Ve bu da bir sorun.
E isso é meio que um problema.
- Sorun da bu zaten.
É esse o problema.
Sorun şu ki, efendim, yeni Asgard çekirdeği, bu gemideki her sisteme doğrudan bağlı.
O problema disso General, é que o novo núcleo Asgard está de momento ligado a todos os sistemas da nave.
Ya bu kız harbi delikanlı ya da Halpert'ın cinsel tercihinde sorun var!
Ou ele é uma gajo, ou o Halpert assustou-se!
Evet ama, esas sorun da bu.
Pois, aí é que está o problema.
Hayır, sorun da bu.
Alguma novidade?
Belli ki aramızda bir sorun var, tamam mı, bu da iş ilişkimizi etkiliyor. Onlarla uğraşmaktan korkuyorsun ve benim dinime saldırıyorsun.
Tens medo de lidar com assuntos que afectam a nossa relação profissional por isso atacas a minha religião.
Korkarım bu da karşımıza başka bir sorun çıkartacak. Komutan.
Temo que isso traga outro problema, Comandante.
Bu işi sorun çıkarmadan yapmak istiyoruz!
Estamos a tentar fazer isto da forma mais fácil.