English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çok karanlıktı

Çok karanlıktı Çeviri Portekizce

183 parallel translation
Çok karanlıktı.
Estava muito escuro.
Çok karanlıktı, o korktu.
Estava muito escuro e ela estava com medo.
Lance, şöyle bir düşündüm de aşağısı çok karanlıktı ve belki de o adam Bay Loren değildi.
Lance, estive pensando. Estava tão escuro lá em baixo. Talvez não fosse o Sr. Loren.
Evet. Ama alt kat çok karanlıktı ve kapı da neredeyse...
Mas estava tão escuro aqui, e porta estava quase...
Çok karanlıktı.
Estava escuro.
Beni kimse görmedi bile, sokak çok karanlıktı, Charles olduğumu sandılar. Phillip.
Mesmo se alguém me visse, a rua estava tão escura, que pensariam que era o Charles.
İki hafta sonrasına, gelgitler dinene dek ertelenmesi gerekirdi. O günlerde Atlantik'in durumu o kadar kötüydü ki bu harekâtın sorunsuz bir şekilde yapılabileceğine ilişkin öngörüler çok karanlıktı.
Teria de ser adiado 15 dias, até as marés o permitirem, e na altura, as nossas cartas eram tão agoirentas no Atlântico que não parecia haver hipótese de avançar com a operação.
- Çok karanlıktı.
- Estava muito escuro.
Çok karanlıktı, hiçbir şey göremiyordum...
Tão escuro, que eu não podia vê-las.
Çok karanlıktı.
Estava tão escuro.
Çok karanlıktı. Göremedim.
Estava escuro, não o vi.
Yüzünü görebilmek için çok karanlıktı.
Estava muito escuro para lhe vermos a cara.
Pek iyi göremedim, çünkü çok karanlıktı.
Não podia ver bem porque já estava escuro.
Hayır, çok karanlıktı.
Não, estava muito escuro.
Zaten çok karanlıktı.
Afinal, estava escuro.
Oh, 30 yaşın altınadaydı, bayım, çok karanlıktı, orta boylu, temiz tıraşlı. Aksanı Bay Firmani gibiydi?
Cerca de uns 30 anos, muito moreno, altura média, barba feita, tem um sotaque como o Sr. Firmani.
Çok karanlıktı.
Era muito escura.
- Çok karanlıktı.
- Estava demasiado escuro.
Hava çok karanlıktı ve o da oğlunun paltosunu giymişti.
Estava escuro e ele tinha o casaco errado.
Hayır, çok karanlıktı.
Näo, estava muito escuro.
Hava karanlıktı. Onu arabasına bıraktığımda çok karanlıktı.
Estava muito escuro quando o acompanhei até ao carro.
Çok karanlıktı.
- Estava muito escuro.
Onlar olabilir ama sana söylemiştim caddeden karşıya geçtikleri yer çok karanlıktı.
Podiam ser elas, mas já disse, estava escuro onde elas atravessaram.
- Çok karanlıktı ama ona benziyordu.
Estava escuro, mas parecia ele.
İsabet için ve Walter Rosenblum'un kamerası için çok karanlıktı.
Estava muito escuro para precisão, ou para a câmara de Walter Rosenblum.
Kendimi savunmam gerekirse, çok karanlıktı ve adam da çok güzeldi.
Em minha defesa, estava escuro e era um homem muito bonito.
Dün gece hava çok karanlıktı. Çünkü bu onun kapısı.
Devia estar escuro ontem à noite, porque esta é a porta dela.
Çok karanlıktı.
Estava mesmo escuro.
Çok karanlıktı.
Estava escuro demais.
Çok karanlıktı.
Estava escuro na rave.
" Bazen aydınlık çok karanlıktır.
" Às vezes a luz é mesmo escura.
Demek istediğim, yoldaydı ve çok karanlıktı, ve onların müzik sesini takip ettiklerini duydum.
Quer dizer, ele faz-se à estrada e tal e tava tão escuro, e então ouvi que eles seguiram o som da música dele.
Pekala, "Çok karanlıktı." demişsiniz.
Pronto, até agora já tenho : "Estava muito escuro."
Pencereye doğru gittim içeriye baktım ama bir şey göremedim. Saat gecenin üçüydü ve çok karanlıktı hiçbir şey göremedim.
Aproximo-me da janela, espreito para dentro e está escuro como breu, porque são 3 da manhã e não se vê nada.
O sadece küçük bir çocuktu ve hava çok karanlıktı.
Era apenas um menininho e estava tão escuro.
Çok karanlıktı.
Estava demasiado escuro.
Çok karanlıktı.
Estava tão escuro!
Alnından öpmek istedim ama çok karanlıktı ve yanlışlıkla dudaklarını öptüm.
Fui beijá-la na testa mas estava tão escuro, que lhe acertei na boca.
Veranda ışığı bozuktu ve çok karanlıktı. Ben de cipin ışığını açık bıraktım.
A luz do alpendre está fundida, estava escuro, deixei-as acesas para ver.
Eylülde günbatımından sonra hava çabucak karardığından, şimdi etraf çok daha karanlıktı.
Estava mais escuro, pois | escurece rapidamente em Setembro.
Karanlıktı, çok fazla uzaktı, karanlık bir suretten başka bir şey görülmüyordu.
Estava escuro, eu estava demasiado longe, era apenas um vulto negro.
Dün gece görmek için çok karanlıktı.
Estava muito escuro para ver ontem à noite.
Etraf çok karanlıktı.
Estava escuro.
"Sokaklar geceden çok daha karanlıktı." Oraya bu caddeden gidilmez.
Amava-te, Walter, e odiava-o.
Kont Drakula, o karanlık ışıkların artık aydınlık olması bizi çok mutlu etti Carfax Abbey uzun süredir kapkaranlıktı.
Será bom ver novamente luz nas janelas da Abadia de Carfax.
Karanlıktı ve her şey çok çabuk gerçekleşti.
Estava escuro e foi tudo tão rápido.
Ortalık karanlıktı ve mahlûk camdan çok hızlı kaçtı.
Estava escuro. E a coisa saltou pela janela tão rápido.
Oda çok karanlıktı.
Estava um pouco escuro.
Etraf çok karanlıktı. Doğru dürüst göremedim.
Estava muito escuro.
Çok mantıklı. sonunda benimle olmak istediğini söyleyen bir kadın buldum ve karanlıklardan gelen, boyut değiştiren bir cehennem yumurtası olduğu ortaya çıktı.
Tinha que ser, encontro uma rapariga, que diz que me quer, que acaba por ser uma flor envenenada, do jardim do diabo
Neşeli bir havada olsam, onu kıçından vurmam eğlendirici bile olabilirdi. Ama karanlıktı ve çok kızgındım. Zaman keskin nişan almamı engellemişti.
Em um tom satírico, pensei que seria divertido se lhe acertasse no traseiro, mas estava escuro e eu estava nervoso, e o tempo diminuiu minha precisão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]