Çok kısa Çeviri Portekizce
2,396 parallel translation
Gençliğinde bunu düşünmüş ama çok kısa bir süreliğine.
Ele pensou isso quando era jovem, mas durante muito pouco tempo.
üzerinden çok kısa bir zaman geçti ama dünya şampiyonu olmak nasıl bir his?
Ayrton, agora já se sente como um Campeão do Mundo?
Ve ben Ethan Mascarenhas sizlere diyorum ki hayat çok kısa.
E sou Ethan Mascarenhas lembrando vocês que a vida é muito curta.
Hayat çok kısa dostlar fakat hissederek yaşarsanız yeterince uzun.
A vida é muito curta, meus amigos mas é grande o bastante se viver com o coração.
"Çok kısa bir mola!"
"Embebede-se com Energia!"
Aranızdan birine enfeksiyon bulaştıysa eğer virüsün, beyin fonksiyonlarını ele geçirmeden önce çok kısa bir süreniz var.
Se algum membro do seu grupo foi mordido por um infectado, Eles terão pouco tempo antes que a infecção, controle a função cerebral.
Para kısa bir süre önce elindeydi ve çok kısa bir süre sonra eline geçecek.
Tu tinhas aquela moeda nas tuas mãos e brevemente a terás novamente.
Hayat çok kısa.
Hoje é o sexto dia.
Yani... Düşündüm ki her üçünü birden eş zamanlı olarak geliştirebilirsek sonuçları çok kısa sürede görebiliriz..
... então, eu acho que se conseguirmos desenvolver estes três assuntos simultaneamente... iremos obter resultados muito rapidamente.
- Bu ekibi çok kısa sürede toparladık ve bilgiyi aldığımızda tutukluyu ne yapacağımız hakkında konuşamadık.
- Isto foi organizado muito rápido. Não falámos sobre o que faríamos quando tivéssemos a informação.
Çok kısa süre sonra elimizde olur.
Estará nas nossas mãos muito em breve.
Çok kısa bir süre önce Başkan Taylor barış antlaşmasını imzalamaktan vazgeçti ve kendisini müzakereden muaf tuttu.
Há momentos, a Presidente Taylor recusou assinar o acordo de paz e retirou-se da cerimónia.
Hayat çok kısa.
A vida é muito curta.
Bu kadar zaman sonra tutkusu belki... Çok kısa olabilir.
Depois de tanto tempo, a sua paixão pode ser... demasiado rápida.
Askeri sır niteliğinde olan şeyleri bir tarafa bırakırsak söyleyeceğim şudur ki böylesi uzun bir yolculuğu nispeten çok kısa süre içinde tamamlayabilecek bir teknolojiye artık sahibiz.
Existem segredos militares envolvidos, então só posso dizer nós recebemos tecnologia para que a viagem possa ser feito mais rápida
Müsabakanın çok kısa sürmemesi için dua ediyorum.
Eu rezo para que a batalha seja breve.
Üstelik çok kısa bir süreliğine.
E tão rapidamente.
Benim Mickey.. çok kısa sürede görüşmeliyiz
Pat, é o Mickey. Devemos estar prontos muito em breve.
Çok kısa süre sonra ayaklanırsın.
Não tarda nada está a pé.
Hala onun yakasındayız ve çok kısa sürede çember daralacak
Mas ficamos em cima dele. E pode ser que consigamos ligar os pontos entre os canais de venda e os da rua.
Yoksa çitleri çok kısa budadığı için bahçıvanı mı?
Ou o caseiro porque cortou as sebes muito curtas?
Böylece modern mimariyi çok kısa bir deneyim yaşanan V-ahşap evle bitiriyoruz.
Terminando a breve experiência da arquitectura moderna com as estruturas em V.
Çok kısa sürdü.
Foi rápido.
Zbigniew Brzezinski : Gerçekten çok kısa bir süreydi.
O prazo era muito curto.
Sağ elinin bileğinde birkaç hafif çizik ve bere mevcut. Bu, çok kısa süre önce bir itiş-kakış yaşadığını doğruluyor.
Há pequenas abrasões e contusões nos nós da sua mão direita, consistentes com uma briga recente.
Çok kısa bir sefer olacağını düşünüyorlardı en fazla birkaç bin Japon askerinin olduğunu ve iki üç gün süreceğini düşünüyorlardı
Pensaram que ia ser uma campanha rápida, talvez acabada em dois ou três dias... Apenas haviam lá uns 2000 japoneses.
Bunlar Robert'ın başına çok kısa sürede geldi.
Aconteceu tudo demasiado rápido com o Robert.
Aracı kurcalayıp fotoğrafları değerlendirmek için çok kısa bir zaman.
Não é tempo suficiente para armadilhar um carro, nem para avaliar as fotos.
Kuafördeki salak kâküllerimi çok kısa kestiği zaman burada yediğimiz yemeği hatırlıyor musun?
Lembras-te de quando cá viemos depois de um idiota no cabeleireiro me ter cortado o cabelo curto?
Ben... Çok kısa zamandır.
Eu... há pouco.
Hayat çok kısa.
A vida é demasiado curta.
Çok kısa bir süre odama gitmek için izninizi istirham ediyorum.
Peço-vos licença para me retirar brevemente aos meus aposentos.
Çok kısa sürede çok kan kaybetmiş.
O que significa que perdeu muito sangue, muito rápido.
Saatte 50 dolardan, eminim çok kısa sürerdi.
A 1,50 dólares à hora, acho que valia a pena apostar.
Eğer bir numaralı planın çok kısa zamanda başarıya ulaşmazsa sanırım suratının ortasına bir yumruk atacağım.
Se a primeira razão não der resultado em breve, muito em breve, acho que te vou dar um murro no nariz.
yarıştan kısa bir süre sonra Suzuka'görüntüsünde de görüldüğü üzere çok tartışılan kaza anı kaydında... REGlNALDO RUDDER... Senna'nın sadece yarışa geri dönmeye çalıştığını görüyoruz.
Logo após a corrida, o ecrã gigante mostrou repetidamente o acidente e Senna a retomar a corrida.
Bu kadar kısa zamanda ve bu kadar az adamla çok anlamsız bir plan.
Temos pouco tempo e poucos homens. Acho que estamos cometendo uma loucura.
Başından kısa bir süre önce çok sarsıcı bir olay geçti.
Ela acabou de passar por um acontecimento incrivelmente traumático.
Bauer, kısa bir süre önce Mikhail Novakovich'i ekibindeki çok sayıda adamla birlikte öldürdü.
O Bauer assassinou o Mikhail Novakovich, além de vários homens dele.
Kısa siyah kokteyl elbisesi giyiyordum. Bar ortamı için çok süslü bir şeydi.
Eu estava a usar um vestido preto que era demasiado chique para aquela festa.
Bugün ki olduğum yere gelmek için son sekiz yıIda çok çalıştım ve bunu kısa süre içinde mahvetmeyeceğim.
Eu matei-me a trabalhar nos últimos oito anos para chegar onde estou hoje e eu não o vou arruinar.
Sizi kısa zaman içinde tekrar gördüğüme çok sevindim.
Prazer em vê-lo... novamente, tão cedo.
Çok daha kısa bir düşüş, yani izole alt ekstremite travması.
Queda menor, com maior dano nos órgãos inferiores.
Yalnızca bir defa çıktık ve çok uzun kadınların da hafızaları kısa olur.
Só saímos uma vez juntos, e mulheres altas têm memória bastante curta.
İşte bu kısa moral konuşmalarını özleyeceğim en çok.
Sabes, é deste tipo de conversa que eu vou ter saudades.
Ve bundan sonra, bir karar vermem gerektiğinde, bir dakikalığına duracağım, çok değil, bilirsin, kısa bir süre... duracağım, ve kendime şunu soracağım,
E de hoje em diante, quando tomar uma decisão, farei uma pausa... Não muito grande, nada que dure eternidades. Mas farei uma pausa e perguntar-me-ei :
Kısa sürede en çok tercih edilen dominantlardan oldu.
Tornou-se rapidamente uma das dominatrixes mais requisitadas.
Çok iyi ve normal bir insana benziyor. Bu da beni rahatlattı çünkü onunla ilk kez konuştuğumuzda sadece bir paket hakkında konuşmuştuk ve kısa sürmüştü.
Ela parece ser porreira e normal o que é um alívio, porque da primeira vez que falámos foi uma conversa curta sobre um embrulho.
Şüphelerim çok kısa bir zaman sürdü.
Mas as minhas dúvidas foram fugazes.
Eğer Sophie'nin Tercihi filmi böyle olsaydı çok daha kısa bir film olurdu. Hayır!
Se fosse esta a escolha de Sofia, teria sido um filme mais curto.
Çevre yolunu kullansan, buraya varman çok daha kısa sürer.
Teríamos chegado mais depressa pela Via Rápida.
kısa 87
kısacası 154
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa bir süre 21
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa sürede 17
kısaca 78
kısacası 154
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa bir süre 21
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa sürede 17
kısaca 78
kısa bir süreliğine 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok karanlık 65
çok kibarsınız 94
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü görünüyor 21
çok korktum 176
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok karanlık 65
çok kibarsınız 94
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü görünüyor 21
çok korktum 176