English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ş ] / Şimdi bak

Şimdi bak Çeviri Portekizce

5,487 parallel translation
Evet biliyorum ama şimdi bakın, zaman zaman Lokman da şaka yapıyor.
Mas, às vezes, o Lokman faz piadas.
Şimdi bakınca yanlış seçim olduğu görülüyor ama o zaman öyle karar verdim.
Pode ter sido uma lógica mal orientada, mas decidi agir assim.
Şimdi bak, toplantılarına gidiyor musun?
Ouve, tens ido às tuas reuniões?
Bu güzel. Şimdi bak, görünüşe göre onun yapacak çok işi var.
Agora ouve-me, algo me diz que ele tem trabalho a fazer.
Şimdi bak ne oldu.
E agora vejam.
Bak kızdım şimdi.
Credo, estou pifa.
Güzel, şimdi de nasıl ateş ettiğime bir bak.
Bom, agora olha como eu faço.
Bak şimdi görürsün.
Vês? Fim de discurso.
Şimdi sola bak.
Agora, olhe para a esquerda.
Bak şimdi ne durumdayız.
E olha onde nos levou.
O kuru işlere bakıyor şimdi, elbet bir gün onlarla çalışacaktır. - Sence olacak mı?
Entrou com os defensores, terá que sair com eles.
Şimdi Federal Havacılık İdaresi uçuş kayıtlarına bakıyorum da sahip olduğu özel uçağı Kansas City'ye sayısızca ziyarette bulundu.
Estou a ver os registos de vôo da FAA que mostram que um avião particular dele fez várias viagens para Kansas City.
Faruk ama sana müsait değilim diyorum, şimdi bana sorduğun soruya bak. Müsait değilim.
Faruk, digo-te que não posso falar, e tu perguntas-me isso?
Bak şimdi diyelim ki burası böyle muazzam bir bağ.
Suponhamos que isto é uma vinha enorme.
Bak şimdi, akıntılı bir nehre düşmüşsen yapılacak en akıllıca şey kendini akıntıya teslim etmek, bırakmak.
Se cair num rio com correntes rápidas, o mais sensato a fazer é deixar-se ir com a corrente.
Bak şimdi barlar iki tip erkekle doludur.
Okay, então, os bares estão cheios com 2 tipos de homens.
Peki, şimdi sayfalara bir bak.
Dá uma olhada nas páginas.
Şimdi denedim ama görünüşe bakılırsa onunla bağlantı kuramayacağım.
Agora, eu tentei, mas parece que não consigo convencê-lo.
Bak, sadece Tom'un öldüğünü ve Gezginlerin toplu intihar gerçekleştirdiği. Ve şimdi, bariz bir şekilde beraber olmayan Stefan ile Elena birbirlerine dair şiddetli rüyalar görüyorlar.
Escuta, tudo o que sabemos é que o Tom está morto, os viajantes cometeram suicídio em massa e agora o Stefan e a Elena, que claramente já não estão juntos, estão a ter visões intensa conjuntas.
Bak bakalım şimdi ipler kimin elinde Ricky?
Olha quem tem os sapatos merdosos agora, Ricky.
Şimdi, klitorisinin altına bak ana delikten önce.
Olha por baixo do teu clítoris, antes do buraco principal.
- Bak şimdi!
Observa.
Şimdi haline bak.
Olha para ti agora.
Gönderen : Jackie. "Bak şimdi..."
Vem ter comigo à esquina.
Şimdi nasılmışım bak bakalım, kafamdaki sesler!
E agora, vozes na minha cabeça?
Bak işte hep söylüyorum, şimdi kanıtlamış oldun.
E isso prova o que eu tenho dito.
Bak, şimdi daha küçük. Elinde biberon olan biri onu mutlu edebilir.
Ela é pequena, fica feliz com quem tiver o biberão.
-... gözünün önüne getirebiliyor musun? - Şimdi de bakıcım oldu.
Então, agora tenho uma acompanhante.
Bak şimdi am biti, olaylar şöyle olacak :
Muito bem, paspalho, é assim que isto funciona.
Onu neredeyse ben büyüttüm, şimdi ise ona bir bak.
Praticamente criei-o, e agora veja-o...
Şimdi biraz bakıma ihtiyacı olsa da eski bölümde en hassas araştırmalar yapılır.
Agora, apesar do nome, a Antiga Ala é onde as pesquisas mais sensíveis ocorrem.
Şimdi, bak, ben etrafında karışıklık yok evli civciv ile artık.
Olhe, eu já não me meto com mulheres casadas.
Şimdi, bak, II Ben gerçek bir O.Ç. olduğumu düşündüğünü biliyorum, ama...
Agora, sei que pensa que sou o maior filho da mãe, mas...
Şimdi meşgul değil bak.
- Thea, espera. - Agora ele não está ocupado.
Bak, eğer şimdi konuşursan, belki 2 bilemedin 3 sene hapis yatarsın, minimum güvenlikli bir hapishanede. Ve bir şekilde çocuklarınla olan ilişkilerini sürdürürsün.
Se falares agora, talvez cumpras 2 ou 3 anos numa prisão de segurança mínima, e terás alguma relação com os teus filhos.
Bak işte bu çok garip... şimdi Frederick ile birlikte hareket ediyorsun.
Isso é estranho.. agora estás a trabalhar com o Frederick.
Olanlara bak şimdi!
Olha o que aconteceu!
Bak şimdi de beni tehdit etmeye başladın...
Está bem, agora estás a ameaçar-me...
- Alo, Sarah. Bak şimdi.
- Estou, Sarah.
Bak şimdi Tony, biz bazı şeyler biliyoruz.
Nós sabemos de coisas.
- Bakın şimdi KE hâle geliyor?
Olha quem vai ganhar agora um UA.
Şimdi, Riley'e bak ve onun disindakileri yok say?
Olha para a Riley, e esquece-te de tudo menos dela, está bem?
Evet şimdi ne gördüğümüze bakın 200 nanometre büyütüldüğünde.
Ao menos é o que pensamos. Vamos aumentar 200 nanômetros e ver o que tem.
Bak arkadaşların hemen karşına dikildiler ve şimdi seni avlamaya çalışıyorlar.
Vê como os teus amigos te traíram. Agora estão a caçar-te.
Şimdi öngörüsüz oluyorsun bak.
Agora estás a ser intolerante.
Bakın şimdi, o...
Vê, ele é...
Şimdi, bak, Sublüksasyona göre parmak kemikleri burularak kırılmış olmalı.
Nestas falanges, podem ser sinais de fracturas por avulsão por sub luxação.
- Şimdi... şuna bak.
Agora, vê isto.
Şimdi geldiğim duruma bak.
E, agora, aqui estou eu.
Bakın bakalım şimdi.
Oiçam isto...
Şimdi gözlerinin içine bakıyorum. Gözlerimi karşıla lütfen.
Agora estou a olhar-te nos olhos, olha fixamente para mim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]