Afraid so translate Turkish
4,190 parallel translation
I'm afraid so.
- Korkarım öyle.
Yeah, I'm afraid so.
Evet, ne yazık ki öyle.
- Afraid so.
- Üzgünüm evet.
I'm afraid so.
Korkarım öyle.
Afraid so.
- Korkarım öyle.
Ah, afraid so.
Korkarım evliyim.
Yeah, I'm afraid so.
Evet, korkarım öyle.
I'm afraid so.
Korkarım ki.
Yeah, I'm afraid so.
Evet, maalesef.
I'm afraid so.
Korkarım.
So you're not going for it because you're afraid?
Korktuğun için mi harekete geçmiyorsun?
I'm afraid the train from Paddington was cancelled so it's going to be a rather intimate gathering.
Korkarım Paddington'tan gelen tren iptal edilmiş yani toplantı epey samimi olacak.
I'm afraid I don't remember our conversation quite so well as the headache I had the following morning.
Korkarım ertesi sabahki baş ağrısı yüzünden konuşmamızı pek iyi hatırlamıyorum.
"I'm so afraid of Dr. Bell."
"Ben Dr Bell çok korkuyorum."
I'm not afraid to show emotions, so I cried.
Duygularımı göstermekten korkan biri değilim. O yüzden ağladım.
I was so worried about my cat, I forgot I am deathly afraid of heights.
Kedimle ilgili o kadar endişelendim ki yükseklikten ölümüne korktuğumu unutmuşum.
What are you so afraid of?
Neyden bu kadar korkuyorsun?
And just so you know, I am not that afraid of death.
Ve bilgin olsun, ben ölümden korkmuyorum.
I'm so afraid.
Çok korkuyorum.
I'm already so- - afraid of you.
Korkuyorum zaten senden.
I was so afraid of upsetting him that I dyed it back before he got home.
Onu sinirlendirmekten o kadar korkmuştum ki o eve gelmeden saçımı geri boyadım.
You gave me your word on this deal, so either you're going to win and break it, or you're afraid.
Bana bu anlaşmada söz verdin ya kazanıp sözünü tutmayacaksın ya da korkuyorsun.
They were so afraid of the New Gods- - their own children- - that they ate them.
Yeni Tanrılardan o kadar çok korkarlardı ki... Yani kendi çocuklarından. Onları yediler.
Why are you so afraid to be spontaneous?
Neden doğal olmaktan bu kadar çok korkuyorsun? *
I was so afraid, I...
Çok korkmuştum.
So afraid, he's willing to take the fall for killing a cop.
Bir polis öldürme suçunu üstüne alacak kadar çok korkuyor.
Are you so afraid of someone trying to do good?
İyi bir şey yapan insandan korkuyor musunuz?
Oh, no, no, no... if you're afraid it's derivative, it is intentionally so.
Hayır, hayır... Taklitlerinden kaçınıyorsan, özellikle öyle yapıldı.
Afraid to be myself, playing into stereotypes so he won't be judged.
Kendisi olmaktan korkan yargılanmamak için klişelere göre hareket eden.
Let's start with a trust exercise so he knows that you're not afraid to be vulnerable.
İşe güvenini kazanmakla başlayalım ki kırılgan olmaktan korkmadığını bilsin.
Well, if so, you are, I'm afraid, the fucking punch line.
Eğer şakaysa korkarım can alıcı noktası sen oluyorsun.
Why are you so afraid of this Heidecker guy?
Neden bu Heidecker'dan bu kadar korkuyorsun.
They're so afraid of the result of your research.
Hepsi araştırmanızın sonuçlarından ölesiye korkuyorlar.
I'm not afraid of cooties, so...
Hadi. Kaşığından korkmuyorum.
So the reason why you surrendered to the NSS is... because you were afraid IRIS would eliminate you. Isn't that right?
NSS'ten vazgeçme sebebin IRIS'in seni yok etmesinden korkmandan kaynaklanıyor, değil mi?
I'm afraid our patient is not on dialysis, so it's impossible that we're talking about the same person, but thank you so much for your time.
Üzülerek söylemeliyim ki hastamız şu an diyalizde değil, bu yüzden biz aynı kişi hakkında konuşuyor olmamız imkansız, ama zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Why are you so afraid of him?
İyi ama neden Silas? Neden ondan bu kadar korkuyorsun?
I was only married a very short time, so I'm afraid I'm no expert.
Ben çok kısa süre evli kaldım. Bu konuda uzman sayılmam.
It's been a long time since I've seen someone so afraid of me.
Uzun süredir benden bu kadar korkan birisi olmamıştı.
Jack, I'm afraid you don't fully grasp your current inexorable station, so allow me to educate you.
Jack, korkarım ki şu anki değiştiremez konumunu tam anlamış değilsin sana öğreteyim.
Because they were so afraid to move, they never found out whether or not the cars had explosives.
Yerlerinden kıpırdamaya korktukları için arabalarda patlayıcı olup olmadığını hiç öğrenemediler.
I am so afraid, very afraid.
Çok korkuyorum, çok korkuyorum.
Chloe, are you doing that thing again where you invent a problem so that you can bail on something you're afraid you might screw up?
Chloe yine eline yüzüne bulaştırıyorsun korktuğun şeyden kaçmak için ve problem yaratıyorsun? - Hayır.
I was so afraid that something was going to happen to her.
Ödüm koptu kadıncağıza bir şey olacak diye.
She's been running so long, she's afraid of her own shadow.
O, o kadar uzun süredir kaçıyor ki artık kendi gölgesinden korkar hâlde.
I don't know what my mom was so afraid of.
Annem neden o kadar korkarmış, bilmiyorum.
Good try, Claire, but I'm afraid that Joey is the only card I have left to play, so I think I'm just gonna hold onto it for a little bit longer.
İyi denemeydi Claire ama korkarım ki Joey elimde kalan tek koz ve sanırım bir süre daha elimde tutacağım.
Just so you know, I'm not afraid to take a fashion risk.
Ayrıca bilmeni isterim ki moda riskinden korkmuyorum.
If he's that powerful, why is he so afraid to show himself?
Eğer o bu kadar güçlüyse neden kendisini göstermekten bu kadar korkuyor?
I'm afraid so.
Maalesef evet.
[SPEAKS IN SPANISH] And so, Mr. Archer, I'm afraid for us, this is adiés.
Bu yüzden, bizim için veda zamanı Bay Archer.