English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / All dressed up

All dressed up translate Turkish

691 parallel translation
You really did look like a candy girl the way you ran out of there all dressed up.
Az önce o kıyafetle kaçarken Candy'ye benziyordun.
The ghost got herself all dressed up for the occasion.
Hayalet bile giyinip eğleniyor.
No, I'm all dressed up.
Dur, yeni giyindim üstümü.
- And all dressed up.
- Herkes giyinip kuşansın.
- We were all dressed up.
- Giyinip kuşanmıştık.
Its Mr Chang, all dressed up in a soldier ´ ss uniform.
Yukarıdaki Bay Chang. Baştan ayağa kadar askeri üniforma içinde.
Wouldn't you like to get all dressed up again?
Yeniden süslenip püslenmek istemez miydin?
And Harry wants to send you to London... get you all dressed up in tight shoes and an old high collar.
Harry de seni Londra'ya götürmek istiyor. Sana dar ayakkabılar ve yüksek yakalıklar giydirecekmiş.
You're all dressed up.
Giyinip kuşanmışsın hayırdır.
Why are you all dressed up?
Neden öyle giyindin?
I've got you all dressed up, ready to go out, and you weaken and refuse.
Seni giydirip çıkmaya hazırlıyorum, sen geri adım atıp reddediyorsun.
And that certainly would be awful to have your mother sitting there, all dressed up in rags and eating rotten bread and things like that.
Tabii annenin sokakta oturup... paçavralar içinde bayat ekmek filan yemesi... çok feci olacak.
My zing, Miss Julie, you all dressed up for a hog killing?
Amanın, Bayan Julie, domuz avına çıkmak için mi giyindiniz?
Or a little boy all dressed up for a party.
Ya da partiye giden küçük bir çocuk gibi.
How come when I climbed into this lifeboat you were the only one in it, all dressed up like you knew you were going someplace?
Filikaya bindiğimde bir tek sen vardın ve bir yere gideceğini bilirmiş gibi giyinmiştin.
But, Papa, I've already promised and I'm all dressed up.
Ama baba, söz vermiştim ve zaten giyinmiş durumdayım.
After I was all dressed up like a horse and everything.
Hele ki at gibi böyle giyinip kuşanmışken.
When I see Ellen again, I'm going to be all dressed up and have a new leg.
Ellen'i tekrar gördüğümde yeni bir bacakla güzelce giyinmiş olmayı isterim.
It's for sure, not for maybe That I'm all dressed up tonight
Bundan eminim, kesinlikle Bu gece için şık giyindim
You're all dressed up.
Giyinip kuşanmışsın.
Saturday, no school, and you're all dressed up.
Bugün Cumartesi, okul yok ama giyinip kuşanmışsın.
Well, it's only he's not going fishing and being all dressed up.
Sadece balığa gitmiyor ve giyinip kuşanmış.
All dressed up?
Giyinip kuşanmış mı?
The very first time we've gone out together all dressed up like civilians.
Sivil kıyafetlerle birlikte çıkacağımız ilk sefer.
Where do you think you're going, all dressed up like that?
Giyinmiş bir şekilde nereye gittiğini sanıyorsun?
You're all dressed up, but you're a dead ringer for one of them dirt-eaters we traded shots with last night.
İyi giyinmişsin, ama geçen gece çatıştığımız o pislik yiyicilerin zangocu gibi konuşuyorsun.
All dressed up in those nice blue suits. They'll never know what hit them. They're not after you.
hepsi bu mabi takımlara bürünmüş onları neyin vurduğunu asla bilemeyecekler onların aradığı sen değil, benim.
He was all dressed up, too.
O da giyinmiºti.
She's all dressed up.
Ne güzel giyinmiş.
The city is all dressed up and full of color.
Tüm şehir süslendi ve rengarenk.
And what are you all dressed up for, Michaleen Oge?
Sen neden böyle giyindin Michaleen Oge?
You're getting all dressed up to go out and buy tickets.
Tüm bu giysiler, biletleri almak için mi?
All dressed up and looking mighty dangerous.
Giyinip kuşanmış ve çok tehlikeli gözüküyor.
You're all dressed up.
Giyinmişsin.
She's all dressed up for you, very pretty, with flowers in her hair.
Sizin için giyinmiş. Çok hoş, saçında çiçekler var.
Don't it make you boys feel kinda dirty to look at such a handsome gentleman all dressed up in a fancy suit?
Böyle süslü bir takım giymiş yakışıklı bir beyefendiye bakınca kendinizi pis hissetmediniz mi çocuklar?
He's all dressed up.
Giyinip kuşanmış.
All dressed up, all right, ain't no doubt about that.
Giyinip kuşanmış, evet. Orası kesin.
Won't be the first time a young fella found himself all dressed up in front of Min's door.
İlk kez bir delikanlı giyinip kuşanıp Min'in kapısına dayanmış olmaz.
And all the girls stroll past all dressed up.
Kızların tamamı giyinmiş geziniyorlardır.
You're all dressed up for it, anyway.
O kadar hazırlık yaptınız.
- Miles and I'll go get all dressed up.
- Miles'la gidip birşeyler giyinelim. - Gidebilir miyiz?
Can we get all dressed up?
Giyinebilirmiyim?
What's she all dressed up for?
Niçin böyle giyinmiş?
Now, you and me didn't get all dressed up tonight for nothing.
Boşuna giyinmedin.
I got all dressed up.
O kadar da süslenip püslenmiştim.
You're all dressed up.
Ne kadar güzel giyinmişsin.
Whereas, before i'd always dressed you up in all kinds of silly virtues.
Aptalca hatalarına katlanabilecek kadar önemsiyorum seni. Çok naziksin.
Why Denny, you're all shaved and dressed up fancy!
Denny, sinekkaydı tıraş olup giyinip kuşanmışız!
Whenever there was a funeral of some old chap in the neighborhood they dug up the body and dressed it in the clothes of all their members, then they staged a fake death and mutilated the body beyond all recognition.
Her ne zaman çevrede yaşIı bir dedenin cenazesi olursa, mezarını kazıp, cesedini çıkarıyorlar, kendi üyelerinden birinin giysilerini ona giydiriyorlar, sonra da olmayan cinayeti sahneleyip cesedin uzuvlarını keserek tanınmaz hale getiriyorlardı.
Hey, what are you all dressed up for?
Hey, sen niye böyle giyindin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]