Up you go translate Turkish
9,761 parallel translation
But, Paige, I do need you to go to the police and back up my story as soon as possible.
Ama en kısa zamanda polise gidip hikâyemi desteklemen gerekiyor Paige.
Huh? You can go up there and tell'em anything you want.
Yukarı çıktığında ne istersen söyleyebilirsin.
Why don't you go up there and find out?
Neden yukarı çıkıp öğrenmiyorsun?
You start down here and you're not aware of anything, then you go up here and you're a lot more aware of who you are, your spirituality, your relationship to others.
"27 yıl üye oldu, en yüksek ruhsal seviyeye erişti." Aşağıdayken bilinçli seviyede değilsin. Sonra yukarı çıkınca, kendinin daha bilincinde oluyorsun.
It's such a hard thing when you do wake up. You go, "oh my God." Because you have this wave of regrets.
Uyanıp, bunları düşünüp "aman tanrım" diyorsun bütün bu duyduğun pişmanlıklardan dolayı.
Was that possibly the night you were all dressed up and decided to go knock down the bypass sign?
Süslenip püslenip, yan yol tabelasını indirmeye karar verdiğin gece olabilir mi o?
He's gonna be safe. You gonna lock him up when you need to go somewhere?
Bir yere gitmen gerekince bir odaya mı kilitleyeceksin?
Why don't you go back to your hotel and clean up?
Otele geri dönüp temizlen istersen.
Well, it would had you taken me up on my offer to go see that photography exhibit I told you about.
Sana gidelim dediğim fotoğraf sergisine... gitmiş olsaydın bir fikrin olurdu.
I suggest you go and find this young man and that the two of you marry and that you bring up your child together.
Size önerim gidip bu delikanlıyı bulmanız ve onunla evlenmeniz ve çocuğunuzu birlikte yetiştirmeniz.
Why don't you go up to bed now?
Sen neden gidip yatmıyorsun?
And you go to work and you save a burn victim, and then you come home and whip up dinner.
İşe gidip yanık kurbanlarının hayatını kurtarıyorsun sonra da eve gelip akşam yemeği hazırlıyorsun.
Uh, Johnny, why don't you go get cleaned up, give your mom and me a moment?
Johnny, hadi sen git temizlen de, beni annenle biraz yalnız bırak.
Well, if you go to sleep now, then you'll be all bright-eyed and bushy-tailed when Lisa wakes up in the morning.
Eğer şimdi yatarsanız yarın sabah Lisa uyandığında tam formunuzda olursunuz.
I'm out sick and you go and set up the surrogacy program behind my back! I-I know. You're right.
Hasta olduğum için yokum diye gidip arkamdan vekillik programını düzenliyorsun!
I think of all the - - all the times that I said that I was working late, and... all the excuses, the late-night phone calls - - "I got held up at work, so why don't you just go ahead and eat without me, honey?"
Sanırım sürekli ona geç saate kadar çalıştığımı söylüyorum ve bütün o bahaneler, gece geç saatte telefon edip "işim uzadı, sen yemeği bensiz ye, tatlım" demeler...
While you figure this out, I'm going to go freshen up.
Sen bu işi çözerken ben de gidip makyajımı tazeleyeceğim.
Never go up against a woman with eight hands, especially when you only have one.
Asla sekiz eli olan bir kadına karşı gelme hele ki senin yalnızca bir elin varken.
Never go up against a woman with eight hands, Especially when you only have one.
Asla sekiz eli olan bir kadına karşı gelme hele ki senin yalnızca bir elin varken.
I'll go. Let you finish up.
- Ben çıkayım, sen toplan.
Do you want to just give up and go shopping?
Pes edip alışverişe mi çıkmak istiyorsun?
When you're actually lining up for a flee kick like that, I'm thinking what to do with it when all of a sudden, Gary Lineker, he comes up and he just said, "Have a go."
Serbest vuruş için sıraya girdiğinizde, ne yapmalıyım diye düşünürken, aniden, Gary Lineker, geldi ve dedi, "Direkt vur."
You know, just to wind up the press, have a go back at them and that.
Basını tahrik etmek için, bir kere denemek.
How about you go to the shut-the-fuck-up place?
Kes ulan sesini sınırını geçsen nasıl olur?
You didn't show up with a hollowed-out tire, which means you had to go out and get one right after it happened.
İçi boş bir lastikle gitmedin. Bu da olanlardan sonra gidip bir tane bulman gerekiyordu demek.
You go to sleep and wake up And do it all over again?
Her uyuyup uyandığında aynı şeyleri tekrar yaşamak.
- You and me? - Yeah, we can go to the festival, Pick up the award and then hit the road in a convertible.
Evet, festivalde ödülü alır sonra da üstü açık arabayla yola koyuluruz.
Do you want to go up to my...
- Yatak odama...
I don't want to. You must go with them, but I'll pick you up soon.
Onlarla gitmek zorundasın ama en kısa zamanda seni oradan alacağım.
Just like I can't strap on a time machine, go back, and tell Cain to shove that Mark up his ass or stop you from releasing the darkness. Now, have we made mistakes?
Aynı zaman makinesiyle geriye gidip Kabil'e o mührü bir tarafına sokmasını ya da senin karanlığı serbest bırakmanı engelleyemediğim gibi.
Go slow or you'll bring it back up.
Yavaşla yoksa kusacaksın.
Will you go pick up the girls from school?
Kızları okuldan alır mısın?
Wait, you signed up to go to Mars? - When?
- Mars'a gitmek için kayıt mı oldun?
So, you really signed up to go to Mars, huh?
- Mars'a gitmek için cidden kaydoldun demek.
Just tell me what the hell you guys were doing there, where the body is, and I might just chalk this up as a bad prank and let it all go away.
Orada ne yaptığınızı ve cesedin nerede olduğunu söylerseniz belki tüm bunları kötü bir şakaydı diye rapor ederim ve her şey yoluna girer.
You need to go get yourself cleaned up.
Gidip bir güzel temizlenmen lazım.
I mean, think about it, we're on stage, you just go up there, you act like a big asshole.
Düşünsene, sahnedeyiz. Çıkarsın ve dallama gibi davranırsın.
That would make a nice table, like, you make a new table and then you take the - the 80-grit paper and you sand it, and then 120, and then you go, "All right, honey, get up there,"
Öyle yaparsan güzel bir masa olur. Misal bir masa yaparsın sonra 80'lik zımpara kâğıdını alıp zımparalarsın. Sonra 120'liği alırsın.
You are going to go to Galavan and you're going to tell him I went nuts and that I accused you of setting up the count shop raid. You are in fear for your life, and you need a job, got that?
Galavan'a gidip delirdiğimi, sayım deposu baskını konusunda seni suçladığımı ölmekten korktuğunu ve yeni bir iş aradığını söyleyeceksin tamam mı?
So I'm gonna go sleep in my grown-up mattress that I bought this century, and you're not invited.
Şimdi ben gidip bu yüzyıldan aldığım yetişkin yatağımda güzel bir uyku çekeceğim ve sen de bu uykuya davetli değilsin.
Go, write... write your fuckin'novel, and then shove it up your ass, because it's the insurance from this fuckin'whorehouse you work at that's gonna pay to have it removed.
Gidip şu soktuğumun romanını yaz, sonra da al kıçına sok çünkü onu kıçından çıkarmak için bu genelevde çalışmanın sana sağladığı sigortaya ihtiyacın olacak.
I feel like I have an ice pick in my eye, so if you don't stop talking and go away, they'll be putting up a star for you at Langley.
Gözümde buz kıracağı var gibiyim, konuşmayı bırakıp uzaklaşmazsan Langley'de senin adına yıldız koyarlar.
Eh, you guys go ahead. I'll catch up with you.
Siz devam edin, ben size yetişirim.
Alright there you go, top it up.
İşte böyle, dolduralım.
Oh. You'll just pretend and come up all screaming, and I guarantee all those newbies will run screaming into the night and go pledge some other sorority.
Sen sadece yanmış gibi bağıracaksın o zaman garanti ederim o çömezler koşarak kaçıp başka bir birliğe sığınır.
You gals are gonna stay here overnight, getting to know each other and trying to keep the ants from crawling up your noses, while the Chanels and I go get banana daiquiris at the White Stallion.
Siz kızlar bütün gece burada kalacaksınız. Birbirinizi yakından tanıyıp, karıncaları burnunuzdan uzak tutmaya çalışacaksınız. Bu arada Chaneller ve ben White Stallion'da muzlu kokteyllerimizi içeceğiz.
You're gonna have to go right now,'cause I am breaking up with you.
Hemen gitmek zorundasın çünkü senden ayrılıyorum.
You just said that you think the killer is up there, and that's where you want to go?
Katilin yukarıda olduğunu düşündüğünü söyledin ve oraya mı gitmek istiyorsun?
Are you ready to go pick up girl number one?
RILEY : Bi'numaralı kız olmaya hazır mısın?
How do you think it's gonna go the first time Malone brings up Louis'blackmail?
Malone, Louis'in şantajının konusunu açtığında işlerin nasıl gitmesini bekliyorsun?
So, if you're done yelling at me, then I suggest you go fix one of the thousand things that you have screwed up lately, because the rest of us, we are done fighting for you.
Yani, eğer şimdi bana bağırman bittiyse, son zamanlarda batırdığın bin tane şeyden bir tanesini şimdi git de düzelt, çünkü geri kalanımız, senin için savaşmayı bıraktık.
up yours 130
up your ass 28
up you get 93
up you come 26
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
up your ass 28
up you get 93
up you come 26
you got this 563
you got it 4932
you got a pen 63
you got me 900
you got that right 241
you gotta be fucking kidding me 42
you got the wrong guy 127
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got something for me 35
you got a minute 371
you gotta 165
you got 695
you got me all wrong 20
you gotta be kidding me 471
you got a problem 205
you got anything 117
you got to be kidding me 439
you got something for me 35
you got a minute 371
you gotta 165
you got 695
you got me all wrong 20