Up we go translate Turkish
4,486 parallel translation
The problem is every one of these incidents... And we're up to 11 cases, with more to go... they're all past the statute of limitations.
Şu ana kadar 11 şikayet geldi ve hepsinin problemi ortak.
We can't undo the contract even if you go beat them up.
Evcil bir hayvana saldırıyorsun. Böyle mi anlaşmayı imha edeceğiz?
We were drifting away. One day we'll go up again.
Biz alt tabakadan insanlardık fakat hiçbir zaman böyle şeyler yaşamadık.
Why don't we just go to Toys "R" Us and pick up something different?
Neden Toys "R" Us'a gidip farklı bir şey almıyoruz?
Joy and I are going to go dancing and pick up guys because they think we're still hot.
Joy ve ben dansa ve erkeklerle takılmaya gidiyoruz. Çünkü hala seksi olduğumuzu düşünüyorlar.
We go in, scout his security, and then come up with a plan.
İçeri gireriz, güvenliğini inceleriz, ve bir plan yaparız.
We're gonna go fuck someone up.
- Birilerini perişan edeceğiz.
We're gonna go fuck someone up.
Birilerini perişan edeceğiz.
We need to pack up and go.
Toplanıp gitmemiz gerekiyor.
Hey, Sam, we're gonna go pick up our tux rentals.
Sam, takım elbiselerimizi almaya gidiyoruz.
But we can either drive you home, or we can clean you up, and you can go back out there and own that prom.
Seni eve götürebiliriz ya da temizlenmene yardım ederiz ve oraya dönüp eğlenmeye devam edebilirsin.
Okay, so you need to go to the day care and pick up Zola because she's gonna think we had a baby and forgot about her.
Kreşe gidip Zola'yı alman gerekiyor yoksa bebeğimiz olunca onu unuttuğumuzu düşünecek.
You're not gonna go cry to them when we break up... and you have to move your trash bag full of crap
Ayrıldığımızda gidip onlara ağlamayacak mısın ve bok dolu çöp poşetini evimin dışına çıkarmayacak mısın?
Just look up "Defenestrator" in the phone book and we're good to go?
"Defenstrator" ı telefon defterinde araştırıp evini mi basacağız?
Whoa, whoa, whoa. Just go. We'll catch up.
Siz gidin biz yetişiriz.
And this time, we're not marching in and making it up as we go.
Ve bu sefer içeri girdiğimiz gibi çıkmayacağız.
Every morning when I wake up next to her, and every night when we go to bed together, I just think, "wow, I'm the luckiest man in the world", you know?
Her sabah onun yanında uyandığımda ve her akşam onunla birlikte yatağa girdiğimde "dünyadaki en mutlu adamı benim" diyorum, biliyor musun?
Just go straight, and we make a left up there. - Teo.
- Düz git ve sonra şuradan sola doğru dön.
We're just gonna fly up there and go in blasting.
Oraya uçup onu patlatacağız.
Next time we're home alone, you'll go up to the roof, and I'll stay down here and see if it works.
Gelecek sefer evde yalnızken sen çatıya çıkarsın ben de burada bekler, işe yarayıp yaramadığına bakarım.
Yeah, but we've got to sneak up them because if we spook them they're going to go over the edge!
Evet ama gizlice yaklaşmamız lazım zira bir anda ortaya çıkarsak ikisi de aşağı düşer!
- I was thinking, we could go up to Manchester, stay with my mother.
- Düşünüyordum da,... Manchester'a gidip annemle kalabiliriz.
I know we're all supposed to disagree and smile and go home and pretend it's all some big tennis match, but people end up poorer, guns end up killing people.
Biliyorum hepimizin kabul etmemesi gerekiyor, gülümseyerek evlerimize gitmeli ve sanki büyük bir tenis maçıymış gibi düşünmemiz gerek,... ama her şey insanların fakirleşmesi, silahların insanları öldürmesiyle son buluyor.
We still go up to the top deck and upgrade people.
Hala geminin tepesine çıkıyoruz ve insanları yükseltiyoruz. Ve dünyada bundan iyi bir his yok.
Clarke and Otis, we go up the 35-foot ladder to the attic apartment.
Clarke ve Otis, 10 metrelik merdivenle çatı katına çıkacağız.
I need you to write up a full report of all interactions between Hadley and everybody in this house since we let him go, and it's per McLeod.
Hadley'yi gönderdiğimizden beri istasyondakilerle olan ilişkileri hakkında tam bir rapor yazmanı istiyorum. McLeod için.
We gotta go up.
Biz yukarı çıkmalıyız.
But why don't we go up there and talk to him together?
Neden yukarı çıkıp onunla konuşmuyoruz?
As far as I'm concerned, we could go up to the fourth floor right now.
Bana kalırsa, şimdi dördüncü kata çıkabiliriz.
Javier, you tell us where she is, and we'll go pick up the gun.
Javier, bize onun nerede olduğunu söyle biz de silahı almaya gideceğiz.
So, you guys go on a honeymoon and we wind up solving an Argentinean murder?
Yani siz balayına devam ederken bize de burada Arjantin cinayetini çözeceğiz.
If we can't go out, we'll go up.
Dışarı çıkamıyorsak yukarı çıkarız.
My work here isn't done yet, but when it is, when that day comes, you and I will go back up to Seattle, and we'll... we'll both knock on that door together.
Burada işim daha bitmedi. Ama bittiği zaman o gün geldiği zaman, sen ve ben Seattle'a geri döneceğiz. Ve biz o kapıyı tekrar çalacağız.
Look, we just have to put up with it, and after a while, it'll go away on its own.
Dinle, buna katlanmak zorundayız, kısa bir süre sonra kendisi yaylanacak.
We have to go by Rudy's later and pick one up.
Rudy'ye gidip bir tane almamız gerekecek.
Now, why don't we go up to our room and respectfully disrespect each other?
Şimdi, Neden odamıza çıkmıyoruz ve birbirimize saygıyla saygısızlık yapmıyoruz?
After the takedown, me and Hugh will go to the barn, we'll pick it up, we'll meet you at the hangar.
Araca saldırdıktan sonra Hugh'la ben depoya gideceğiz sevkiyatı alıp, sizinle hangarda buluşacağız.
So we go in up top, fight our way down.
Öyleyse yukarıya çıkıp, dövüşeceğiz.
All we have to do for the rest of our lives is sneak to the back of the building, climb up onto a dumpster, and go up the fire escape. Uh-huh.
Hayatımızın sonuna kadar tek yapmamız gereken gizlice binanın arkasına geçmek, bir çöp kutusuna tırmanmak sonra da yangın merdiveninden yukarı çıkmak.
He thinks that everywhere we go, We just end up trashing the place.
O nereye gidersek gidelim, etrafı dağıtacağımızı düşünüyor.
well, at least you're done early, so you have time to go home and change ugh. why do we have to dress up for thanksgiving.
En azından işini erkenden bitirip eve gidebilecek ve Şükran Günü yemeğim için üzerini değiştirebileceksin. Şükran Günü için neden özel bir şey giymemiz gerekiyor?
We still haven't found one. Why don't you guys go back in time and see if you can dig up any of Ward's known associates from six years ago? Castle and I will look into his case record, see if we can find a connection between him and Shauna Taylor or perhaps figure out what his unfinished business was.
Siz "zamanda biraz geri gidip" Ward'ın 6 yıl önceki yoldaşlarını bulun Castle'la ben de sabıkasını araştırıp Shauna Taylor'la olan bağlantısını ve hatta şu tamamlanmamış işini araştıralım.
We can go up and watch the fireworks.
Yukarıya çıkıp havai fişekleri seyredebiliriz.
Um, how about you finish up here? I'll grab a uniform, and we'll just go pick up some stuff for him?
Siz burada işinizi yaparken ben yanıma birini alıp çocuğa bir şeyler alsam?
We're gonna go up...
- Tamam.
Let's just hitch up the boat and drop it off, then we can all just go home.
Tekneyi çekip götürelim, suya bırakalım, sonra da herkes eve gidebilir.
Alright. We will go up, and we want to be left alone if possible.
Tamam yalnız, biz yukarıda yalnız kalmak istiyoruz mümkünse.
Come up, we'll go to the bedroom where the adults evercome.
Hadi, yetişkinlerin hiç gelmediği büyük odaya geçelim.
Maybe we go home and take the rest of it up on Monday.
Belki de eve gitmeli ve gerisini pazartesi halletmeliyiz.
So we just go up.
Sonra da çıkaracağız.
Would you mind if we go up there and have a look around?
Orada gidip bakmamız sorun olur mu?
we got this 371
we got' em 96
we got it 766
we got your back 50
we good 306
we got you 282
we got a problem 417
we got married 70
we got him 659
we go way back 105
we got' em 96
we got it 766
we got your back 50
we good 306
we got you 282
we got a problem 417
we got married 70
we got him 659
we go way back 105
we got a deal 77
we got something 131
we got to go 657
we got to move 144
we got 536
we gotta go now 71
we gotta 87
we gotta go 1022
we got a situation 38
we got them 73
we got something 131
we got to go 657
we got to move 144
we got 536
we gotta go now 71
we gotta 87
we gotta go 1022
we got a situation 38
we got them 73