English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / This is serious

This is serious translate Turkish

2,744 parallel translation
This is serious.
Cidden.
She has incurred a severe concussion, - - So this is serious.
Birçok darbe almış o yüzden, durumu ciddi.
No, mom, this is serious.
Anne bu ciddi.
Oh! Michael, this is serious.
Michael, ciddi bir durum bu.
Diana, this is serious.
Diana, bu mühim bir şey.
This is serious.
Bu ciddi.
Kim, this is serious.
Kim, durum ciddi.
This is serious.
Bu mesele ciddi!
This is serious?
Ciddi misin sen?
This is serious.
- Ben ciddiyim.
Peter, this is serious.
Peter, iş ciddi.
Also works at Homecoming. This is serious, guys.
Yıllık Mezunlar Toplantısında da yapılabilir.
No, Oz, this is serious.
Hayır Oz, bu ciddi bir şey.
This is serious stuff.
Bu çok ciddi.
Alex, this is serious.
Alex, bu konu ciddi.
This is serious.
Ciddi ama bu!
This is serious business.
Ciddi bir durum bu.
- This is serious.
- Bu ciddi bir konu.
- This is serious, miles.
Durum ciddi, Miles.
This is serious.
Ciddiyim.
This is serious shit.
Bu mesele ciddi.
Yes or no. Shawn, this is serious.
Shawn, bu ciddi bir iş.
This is serious.
Bu iş ciddi.
This is serious OK?
Ben ciddiyim, tamam mı?
This is serious.
Bu çok önemli.
Look, I-I won't tell anyone, but this is serious. I need you to tell me the truth.
Bak kimseye söylemeyeceğim ama bu ciddi bir durum.
This is serious, Paul.
- Bu ciddi bir şey, Paul.
This is gonna score us some serious Ren-tang.
Bunun bize getirisi çok olacak.
But this incident is so serious..
Ama bu olay çok ciddi..
This is an extremely serious accusation, Meredith.
Bu çok ciddi bir suçlama Meredith.
This is DS Gray from the Serious and Serial Crimes Unit.
Ben DS Gray. Tehlikeli ve Seri Suçlar'dan arıyorum.
Okay, this is a very serious matter.
Tamam mı? Bu durum çok ciddi.
Whoa. This is some serious swag!
Bu bayağı iyi!
This is a serious matter!
Bu çok ciddi Clementine.
He doesn't get how serious this is.
Durumun ciddiyetini anlamıyor.
Stanton, this is serious.
Stanton, durum ciddi.
You know this is actually pretty serious ; he should get to the hospital.
Bu gerçekten oldukça ciddi bir durum, hastaneye gitmesi gerek.
No, no, it's okay. Michael, this is a serious breach.
Michael, bu önemli bir güvenlik ihlali.
Wow, so this is pretty serious, huh?
- Vay durum çok ciddi demek?
I'm serious, everything that you've learnt from this gift, getting into people's heads, knowing how they feel, there is so much that you could do with that.
Bu yetenekten öğrendiğin her şey insanların kafalarına girmen, nasıl hissettiklerini bilmek daha yapabileceğin çok şey var.
All right, now, on a serious note, this case that you're doing with Neal - - is it dangerous?
Pekala ciddi olalım, Neal'la çalıştığın bu dava - tehlikeli mi?
Don't you see how serious this is?
Durumun ciddi olduğunu görmüyor musun?
This is very serious, Ryan.
Çok ciddi bir konu, Ryan.
How serious is this?
Ciddi mi acaba?
This is a very serious situation.
Bu çok ciddi bir durum.
Whoa, this is serious scotch.
Ev sahibimiz için.
Patrice O'Neal, I understand you have diabetes, and as you know, this disease is very serious and often linked to a poor diet.
Patrice O'Neal, biliyorum şeker hastasısın. Bu çok ciddi bir hastalık ve sık sık kötü beslenmeyle alakalı.
Um- - is this really serious?
Bu gerçekten ciddi mi?
But the beauty parlor is the absolute best place to bond, gossip, show the people in this town you're serious about being one of them, and maybe even pick up a patient or two.
Yok ama kasabaya karışmanın, dedikodu yapmanın ve insanlara onlardan biri olmada ne kadar ciddi olduğunu göstermenin, bir iki hasta kapmanın en iyi yolu budur.
This kid is gathering a serious head of steam, could do anything with it.
Bu çocuk bir fırtınayla birlikte geliyor ve bununla herşeyi yapabilir.
They're talking about evacuating the city. Guys, maybe this is more serious than we thought.
Bu iş sandığımızdan ciddi olabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]