Always will be translate Turkish
3,495 parallel translation
Always will be.
Hep burada olacak.
I always will be.
Her zaman da duyacağım.
And it always will be his home.
Ve hep yuvası kalacak.
I was, I am and always will be. - Rahul.
Ben hep vardım, hala varım, hep var olacağım!
Debbie, my mom is, was, and always will be
Debbie, evet annem öyle biri öylede kalacak.
Because no matter what you think you might know, we will always be one step, three steps, seven steps ahead of you.
Çünkü her ne bildiğini sanıyorsan hiç fark etmez biz daima senin bir adım, üç adım, yedi adım önünde olacağız.
Me and Casey will always be there for you. - I gotta go.
- Casey'le her zaman yanındaydık senin.
I just wanted you to know... that there will be a piece of you in me, always.
Bilmeni istiyorum ki içimde her zaman senden bir parça taşıyacağım.
I will always be there for you.
Her zaman sizin yanınızda olacağım.
The good people of Moldova will always be in Marvin's debt.
Moldova'nın iyi insanları her daim Marvin'e borçlu kalacaktır.
not destroyed... you helped me out of my mucky life, you will always be my hero.
Sen beni pis hayattan kurtardın, sen benim hep kahramanım olacaksın.
There will always be something between you and Sherri.
Sherri'yle senin aranda daima bir şeyler olacak.
Years from now, children will be taught your name in school, and you'll be honored as the hero you've always longed to be, but never were.
Yıllarca, çocuklar okulda adını öğrenecek, ve her zaman olmaya hasret kaldığın ama asla olamadığın bir kahraman gibi onurlandırılacaksın.
It always will be.
Her zaman öyle olacak.
- And every woman you lie with will always be satisfied. - Many, many times over.
- Sekse dair bilgileriniz gelişir
Now try as you might to prepare for everything, there will always be that unknown element.
İstediğiniz kadar her şeye hazırlıklı olmaya çalışın her zaman bilinmeyen bir faktör çıkar.
It will always be up to you.
Bu her zaman sana bağlı olacak.
Your life will always be sweet.
Senin hayatın da her zaman tatlı olacak.
Where there any fights, the cops will always be the winner.
Çünkü bir savaş olsa dahi, polisler bizi hemen enseler.
When old John Merdell told to me there will always be Folliats at Nasse, it was his little private joke.
Yaşlı John Merdell bana, Nasse'da hep Folliatlar olacak, dediğinde, bu onun küçük özel bir dokundurmasıydı.
It will always be summer for them.
Mevsim onlar için hep yaz olsun.
If I work with you, there will always be this little voice in the back of my head- -
Senle çalışsaydım kafamın arkasında sürekli şu ses olacaktı :
These matters will be settled between governments behind closed doors as they always have been.
Bu konular kapalı kapılar ardında hükümetler arasında konuşulmuş olacak. her zaman olduğu gibi.
Mama will always be here for you.
Annen senin için daima burada olacak.
I will always be your Arthur.
Daima seni Arthur'un olacağım.
My door will be always open to you.
Kapım sana daima açık.
The real troubles in your life will always be things that never crossed your worried mind.
Hayatınızdaki asıl sorunlar... daima endişeli zihninize hiç gelmemiş şeyler olacaktır.
So, every day up'til yesterday is as it will always be?
Yani düne kadar olan her gün hep aynı mı kalacak? Kayıp mı?
No matter what you do, I will always be proud of you.
Ne yaparsan yap, seninle hep gurur duyacağım.
He is one, and will always be
O tek ve her zaman öyle olacak.
In life, there will always be rules.
Hayatta her zaman kurallar vardır.
But it will always be his first.
Ama her zaman önce onun olacak.
And I will be right there cheering you on, as always.
Orada olacağım ve her zamanki gibi seni alkışlayacağım.
And it will always be so.
Ve her zaman böyle olacaktır.
... yard this big and our dog will always be happy.
... alan çok büyük, köpeğimiz bu işe çok sevinecek.
♪ She will always be my luck
# Her zaman benim şans olacak olacak
This will always be home.
Bu her zaman evde olacak.
And your problems will always be my problems.
Ve sorunları her zaman benim sorunları olacaktır.
♪ I'm a clover She will always be my luck
# Yonca değilim O her zaman benim şans olacak olacak
And men like you can play God all you like, but it will always be a peasant who digs your grave.
Ayrıca senin gibi tanrı rolüne soyunanlar da kazanamayacaklar. Ancak, her daim mezarınızı kazacak bir köylü olacak.
I hope that you will always be my friend, Bennet.
Umarım hep arkadaşım kalırsın, Bennet. Senin için sırada bekliyorlar, kızım.
I will always be stuck in this world.
Ben hep bu dünya içinde olacağım.
I know our lives have been moving in two different directions, but I want you to know that I will always be there for you.
Hayatlarımız farklı noktalara doğru gitti farkındayım fakat bilmeni istiyorum ki ben her zaman yanında olacağım.
The Water Tribes will always be allies, but the Southern Tribe is now independent.
Su kabileleri her zaman müttefik olacaklar ama Güney Kabilesi artık bağımsız.
My mission will always be to use Raava's light spirit to guide the world toward peace and balance.
Görevim her zaman, Raava'nın Aydınlık Ruhu'nu kullanarak Dünya'ya barış ve dengeye kavuşması için rehberlik etmek olacak.
I'm going to the father, But I will always be with you.
Ben Baba'ya gidiyorum ama her zaman sizinle olacağım.
From now on we will always be together.
Bundan böyle hep birlikte olacağız.
- I tried to tell you. - ♪ Will always be... ♪
Sana söylemeye çalıştım.
Look, I know you're terrified and afraid of change and that you hate Tito Jackson's birthday, but I will always be here, unless you keep acting like you have these last couple of days.
Dinle, değişimden ödün patladığını ve Tito Jackson'ın doğum günüden nefret ettiğini biliyorum. Ama son bir kaç gündür davrandığın gibi davranmadığın sürece ben her zaman yanında olacağım.
My door will always be open.
Kapım herkese açık olacak.
- I will always be yours.
- Hep de olacağım.