And pretty soon translate Turkish
474 parallel translation
Let's see. I was out with some other students on a walking trip... and pretty soon we came to a dragon sitting in an automobile... who told us there was a magic pool in the forest.
Öğrenci arkadaşlarla yürüyüşe çıkmıştık çok geçmeden arabada oturan bir ejderhayla karşılaştık ormanda sihirli bir göl olduğunu söyledi bize.
Take a pair of rabbits who get stuck on each other and begin to woo, and pretty soon you find a million more rabbits who say I love you.
İki tavşan birbirini bulursa ve birbirlerini isterlerse, kısa sürede binlerce tavşan ürer şunu söylerler : Seni seviyorum!
So we set out, of course, and pretty soon he showed up.
Tabi yola koyulduk ve biraz sonra onu gördük.
I knew they had names, and pretty soon I got to wondering'which was which.
İsimleri olduğunu biliyordum, sonra hangisi hangisidir diye merak etmeye başladım.
And pretty soon he was cooked.
Kısa bir zamanda kancaya takılmıştı.
And pretty soon, you're breathing sweet again.
Çok geçmeden rahat nefes almaya başlarsınız.
And pretty soon, a lot of your fans will be flocking around them.
Ve kısa süre sonra, hayranlarının çoğu onların etrafını saracak.
And pretty soon I'll be a 50-year-old kid.
Yakında 50 yaşında bir çocuk olacağım.
And pretty soon they've got more shells.
Çok geçmeden daha fazla mermileri oluyor.
We've just built this big dam down the river, and pretty soon this whole place will be water.
Nehrin aşağısına yeni bir baraj inşa ettik ve çok yakında buralar tamamıyla sular altında kalacak.
And pretty soon you're gonna catch on I ain't your friend.
Ve çok yakında sen benim dostum değilsin moda olacak demektir.
And pretty soon the sun will come up and it will be nice.
Güneş çok yakında doğacak ve çok güzel olacak.
You pick up a word here and a word there... you put them together, and pretty soon you got a picture.
Bir kelime ordan, bir kelime burdan alırsın... Onları birleştirirsin, ve sonunda ortaya bir resim çıkar.
And pretty soon a gang of cops will be crawling all over me wanting to know why this guy got croaked in my office.
Ve çok yakında Bay Kosterman bir sürü polis tepeme binecek ve bu adamın niye ofisimde vurulduğunu öğrenmek isteyecekler.
I'll take a few ad-libs and pretty soon
Yakında sevimli ve doğaçlama yapabileni alacağım.
Well, a-all I know is I was... I was, uh, standing at the table, pouring the wine... when the little, round gentleman with the accent, he pushed forward the salt, and, uh, this gentleman pushed out the pepper, and pretty soon they were pushing all the things on the table, and I didn't know what they were doing.
Şey, tek bildiğim... masanın başında ayakta duruyordum, şarap dağıtıyordum... o sırada aksanlı küçük toparlak bey, tuzu öne doğru itti, ve ah, bu bey de biberi dışarı itti, ve çok geçmeden onlar masadaki her şeyi itiyorlardı,
I'll be out of both oxygen and propellant pretty soon.
Yakın zamanda hem oksijenim hem de yakıtım bitecek.
Pretty soon, he won't be able to take it, and then watch me.
Çok yakında, kaldıramayacak, ve o zaman seyret beni.
I've been pretty busy all my life, and I expect to be much busier soon.
Bütün hayatım boyunca oldukça meşguldüm ve yakında daha da meşgul olmayı bekliyorum. Hiç ellerinle çalıştın mı?
And then pretty soon the game starts.
Sonra hemen oyun başlıyor.
Pretty soon a chap comes in with drinks on a tray, and them drinks was free.
Sonra bir Japon geldi. Elinde içki dolu bir tepsi. Onlarda bedava.
Pretty soon, we found out that this guy with the shakes had talked too much... and a bunch of cops are waiting for us at the bank.
Çok geçmeden, bu titreyen dostumuzun ağzının pek sıkı olmadığını anladık. Ve bir grup polisin bankada bizi beklediğini.
Pretty soon, Lefty just touched the trigger a little... and the gun went like that.
Biraz sonra Solak, tetiğe hafifçe dokundu... ve silah ateş aldı... İşte böyle.
Ada and me is liable to be going away pretty soon and there wouldn't be nobody here to look after Ellie May.
Ada'yla ben yakında gidiyoruz. Ellie May'e bakacak kimse kalmayacak.
Germans will be here pretty soon and they'll come looking for you.
Almanlar birazdan, buraya gelip, seni ararlar.
Sometimes I get a tune in my head like that and, pretty soon, I hear somebody else humming it, too.
Bazen kafamda bir melodi oluyor. Ve hemen sonra başka birinin daha onu mırıldandığını duyuyorum.
If I don't get some water pretty soon... I'm just gonna fall down and die.
Eğer yakında biraz su bulamazsam... hemen düşüp öleceğim.
And you've got to pretty soon.
Ve hemen gitmek zorundasın.
Pretty soon, my boys was moaning and rolling their eyes.
Sonra çocuklar inlemeye ağlamaya başladı.
Pretty soon, Roy and your friend Howie are gonna show up.
Az sonra, Roy ve Howie burada olur
First he crosses me in public and gets away with it then the next joker, pretty soon I'm just another fellow around here!
Bugün o bana karşı çıkar da bunu yanına bırakırsak yarın başkaları da aynı şeyi yapar, sonra ayrıcalıklarımı kaybederim!
Well, Valerie, pretty soon, with any luck, the war'll be over, and we've got to be thinking about that.
Valerie, şansımız yaver giderse çok yakında savaş bitecek ve bunu düşünmek zorunda kalacağız.
Pretty soon, the pedestal wobbles and then topples.
Çok geçmeden, taban sallanır ve sonra da tavan çöker.
Pretty soon us kids would stop fighting and start dancing.
Bizim çocuklar hemen kavgayı bırakırlar ve hemen dansa başlarlardı.
But, you know, I'll be getting an answer to my wire pretty soon, and then maybe I'll know...
Fakat, biliyorsun, çektiğim tele yakın zamanda bir yanıt alacağım, ve o zaman belki de bileceğim...
- Then his friends won't come and, pretty soon, nobody will accept.
Rodney gelmezse arkadaşları da gelmez.
Well, pretty soon this man starts comin'around, and...
Eh, kısa bir süre sonra bu adam görünmeye başladı, ve...
... but, you know, I'm going out pretty soon and my credit is kind of shaky.
Tatlım, Patron Finley'i aramaya çalış.
Pretty soon your eldest will come to you and say :
Çok geçmez, senin büyük oğlan gelir...
Pretty soon, some farmers with sticks came from out of nowhere and beat us up.
Epey sonra, biryerlerden birkaç çiftçi geldi ve sopalarla bizi dövdüler.
Cos you're goin'back to China Light pretty soon, and I'm goin'back to the fleet.
Çünkü sen çok yakında China Light'e döneceksin, ben de donanmaya.
Pretty soon Ralph, he'll be... ready to join Uncle Ned and Aunt Claire. And then you.
Çok yakında Ralph Ned amcanız ile Clara halanıza katılacak sonra da siz.
Pretty soon they'll get drunk and fall asleep.
Kısa zaman sonra sarhoş olup uykuya dalarlar.
You know, you begin to go one way and keep on going that way pretty soon, there's no other way.
Bir yolda gitmeye başlarsın ve o yoldan devam edersin ve sonra başka yol kalmaz hani.
There's only one thing certain right now Missy pretty soon you're gonna be back in the arms of your loved one, and you can bet ol'Spotted Wolf is gonna be just a-itchin'to get his hands on you...
Ama bir şey kesin : Yakında ordusu ile gelecek... ve Benekli Kurt'un ellerinde olacaksınız.
And, as a matter of fact, Tony did mention to me... that he might be able to get me a new car pretty soon.
Ve, aslında, Tony de bana çok kısa bir zamanda yeni bir araba alabileceğinden söz etmişti.
Well, pretty soon I had to reach out... and grab you by the hair and pull you in the boat.
Kısa sürede uzandım saçından tutup tekneye çektim seni.
Pretty soon I'm gonna turn off the lights and kick everyone out!
Biraz sonra ışıkları kapatacağım ve herkesi dışarı atacağım!
Pretty soon they'll be thinking of agency beef and laying up with their wives.
Çok yakından vadiyi ve karılarını özleyecekler.
I'll go on doing commercials and, pretty soon you can buy your place.
Şimdi de iyiyiz, ben reklâm devam ederim ve sen de kısa...
You know, pretty soon, I'm going to be wearing a $ 15 Stetson, a $ 60 suit, and a brand new pair of silk underwear.
Biliyor musun çok yakında, 15 Dolar değerinde bir Stetson şapkam 60 Dolarlık bir takım elbisem ve yeni bir çift ipek iç çamaşırım olacak.
and pretty 30
pretty soon 246
soon 2051
sooner 34
soong 17
sooner than you think 21
sooner or later 669
sooner rather than later 23
sooner the better 24
soon after 36
pretty soon 246
soon 2051
sooner 34
soong 17
sooner than you think 21
sooner or later 669
sooner rather than later 23
sooner the better 24
soon after 36
soon enough 99
and peace 20
and pray 26
and proud of it 19
and presto 26
and patience 16
and power 20
and pull 17
and plus 134
and push 26
and peace 20
and pray 26
and proud of it 19
and presto 26
and patience 16
and power 20
and pull 17
and plus 134
and push 26
and please 191
and perhaps 37
and pregnant 19
and people 33
and peter 29
and poof 22
and post 18
and pain 20
and paige 21
and p 40
and perhaps 37
and pregnant 19
and people 33
and peter 29
and poof 22
and post 18
and pain 20
and paige 21
and p 40