And then he disappeared translate Turkish
137 parallel translation
And then he disappeared, sergeant.
Buradan ve buradan geçti ve sonra kayboldu.
And then he disappeared.
Sonra kayboldu.
And then he disappeared right in front of my eyes, like Houdini.
Bir anda gözümün önünden kaybolup gitti, Houdini gibi.
Narcotics gave him a gun and a dog, and then he disappeared.
Narkotikçiler ona bir silahla köpek vermiş. Sonra da ortadan kaybolmuş.
Look, Nick got in and then he disappeared.
Nicky içine girdi ve ortadan kayboldu.
And then he disappeared.
Ve sonra kayboldu.
It punched... right through him, and then he disappeared
onu tam alnının... ortasından vurdu, ve o da yok oluverdi.
I'm not saying that he did this, not yet, but he was here for a reason, and then he disappeared.
Bunu yaptığını söylemiyorum. Henüz değil. Ama buraya gelmesi için bir sebep vardı.
And then he disappeared for weeks!
Haftalardır orada.
He was covered in blood, and then he disappeared.
Üstü kanla kaplıyıdı sonra kayboldu.
He flagged down a patrol car and then he disappeared.
Bir polis arabasını durdurmuş ve ortadan kaybolmuş
He was sitting on the couch, eating pizza, and then he disappeared.
- Ne oldu? Kanepede oturmuş pizzasını yiyordu ve ve birden ortadan kayboldu.
But Lex turned into static and then he disappeared.
Lex parazite dönüştü. Ve sonra ortadan kayboldu.
Suddenly, in the middle of a shift he just started screaming and saying that he wasn't alone and that something was inside him, and then he disappeared.
Aniden, vardiyanın ortasında çığlık atmaya, yalnız olmadığını ve içinde bir şey olduğunu söylemeye başladı ve daha sonra ortadan kayboldu.
And then he disappeared.
Ve derken o kayboldu.
Coach was standing by the bleachers, and then he disappeared.
Koç tribünlerin yanında duruyordu, sonra ortadan kayboldu.
And, then, he disappeared...
Ve sonra gözden kayboldu.
Then it was on his whole head, and then in just a second he disappeared.
Tüm başını kapladı ve bir anda doktor ortadan kayboldu.
He was here a moment ago, then let out a cry and disappeared.
Az önce buradaydı, sonra bir çığlık attı ve kayboldu.
No. I stopped under the fortress, then he climbed down at the back and disappeared.
Odun yığınının altında durdum o da aşağıya indi ve tabanları yağladı.
And he suddenly took leave and then he just disappeared.
Ansızın izne ayrılıyor ve sonra ortadan kayboluyor.
Some say he set that fire himself, you know, to get rid of his family, and then disappeared to make it look like he died in the fire, too.
Bazıları ailesinden kurtulmak için yangını onun başlattığını ve yangında onun da öldüğünü sanmaları için ortadan kaybolduğunu söylüyor.
He was here all afternoon and carried on like a madman and then just disappeared.
Tüm öğleden sonra buradaydı, deli gibi konuşup durdu, sonra da ortadan kayboldu.
And then he just disappeared.
Ve sonra ortadan kayboldu.
He came into the joint that night and then just disappeared.
O gece mekâna gelmişti. Sonra ortadan kayboldu.
He joined a music school to learn the flute and then disappeared for two years.
Bi müzük okuluna gidip fülüt çalmayı öğrendi. İki yıl boyunca ortadan kayboldu.
And then they came in after his son, but he disappeared.
Oğlunun ardından içeri girdiler. Ama o kaybolmuştu.
I wouldn't be surprised if he blew up the plane and then just disappeared in the flames.
Uçağı havaya uçurup alevler arasında yok olsa... hiç şaşmam.
He's strong and fast, and then he just disappeared.
Güçlü ve hızlıydı, ve sonra ortadan kayboldu.
He was in custody and they were talking to him and then, somehow, he just disappeared.
Kimse izin vermemiş. Gözaltındaymış, onunla konuşuyorlarmış ve birden ortadan kaybolmuş.
He and four otheryoung black men who conveniently contracted the disease... in succession and then disappeared without any explanation whatsoever.
O ve diğer dört genç siyah sırayla bu hastalığa yakalanıp sonra da hiçbir açıklama olmadan ortadan kayboldular.
We talked and then I got beeped and he disappeared.
Konuştuk sonra beni aradılar ve ortadan yitiverdi.
I don't know, I guess I was blocked or something, and then, he just sort of disappeared, you know?
Bilmiyorum, gözümün önüne bir şey gelmişti sanırım, ve sonra bir anda yok oldu, anlıyor musun?
Then he and the command module disappeared off NASA's LlDAR scopes.
Daha sonra o ve komuta modülü NASA'nın LIDAR ekranından birden kayboldu.
In a legend he killed 300 followers and then disappeared from Greece.
Efsaneye göre 300 takipçisini öldürmüş ve Yunanistan'dan bir daha görülmemiş.
Anson Stokes opened up the storage unit, and then he just disappeared.
Anson Stokes burayı açtıktan sonra ortadan kaybolmuş.
And then one day he disappeared and moved out here.
Ve bir gün ortadan kayboldu ve buraya taşındı.
And then, of course, he disappeared without a trace.
Sonra da iz bırakmadan ortadan kayboldu.
And then he just turned into smoke and disappeared.
Ve sonra bir anda duman olup yok oluverdi.
Then he sent his hooker girlfriend over there... to make sure, and then he killed those women... and disappeared with the hooker and his kid.
Karısının yerini söyledin, o da fahişesini yollayıp emin oldu ve bu kadınları öldürdü ve fahişe ile oğlunu alıp gözden kayboldu.
Carlos disappeared for a while afraid he would be next and then this girl shows up with a baby, says it's his and she can't afford it and suddenly I'm in charge of my family.
Carlos bir süre ortadan kayboldu, sıradakinin o olduğundan korkmuştuk. Ardından kucağında bebekle bir kız geldi ve bebeğin onun olduğunu ve büyütemeyeceğini söyledi. Birden tüm aile bakmak zorunda kaldı.
Then a train went by and he disappeared.
Sonra bir tren geçti ve o da kayboluverdi.
Then five years ago... he cleared out all our savings and he disappeared.
Sonra, beş yıl önce bütün birikimlerimizi alıp, ortadan kayboldu.
Then he folded the bed back into the couch and disappeared into the night.
Sonra da yatağı kanepeye geri katladı ve karanlığa karıştı.
That's t-three. The man with mustache that accompanied you and then disappeared - was he your g-guide?
Şu sonradan gözden kaybolan bıyıklı adam rehberin miydi?
We profiled him in last year's winter double issue. And then he just disappeared.
Onun düzenlediği iki düğünü görmüştüm geçen yıl.
And then suddenly he disappeared.
Ve aniden gözden kayboldu.
Then he suddenly disappeared and I thought he had left.
... ve birden kayboldu ortadan, gittiğini zannettim.
But he had his opening night and then disappeared, right?
Ama O'nun açılış gecesiydi ve sonra da kayboldu, doğru mu?
Judging by the blood patterns, I'd say he stopped here to catch his breath, and then just... disappeared.
Kan örneklerine bakarak değerlendirirsek, burada soluklanmak için durduğunu söyleyebilirim, ve sonra da... kayboldu.
He graduated top of his class, did some military service in Europe, and then disappeared off the books.
O, onun sınıf birincisi olarak mezun bazı askerlik yaptım Daha sonra Avrupa ve kitaplar kayboldu.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then what happened 169
and then we'll talk 37
and then after that 60
and then he died 39
and then all of a sudden 77
and then he just 17
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then what happened 169
and then we'll talk 37
and then after that 60
and then he died 39
and then all of a sudden 77
and then he just 17