And then i'm gone translate Turkish
216 parallel translation
Then I'll count to 10, and when I take my hand down... you will be gone.
Ona kadar sayacağım, gözlerimi açtığımda gitmiş olacaksınız.
I remember having gone out last evening... and then nothing more until I found myself a while ago over in Fulham.
Geçen akşam evden ayrıldığımı... ve sonra Fulham civarında az önce ayılana kadar ki hiç birşeyi hatırlamıyorum.
Then I'll be gone and forgotten.
O zaman burdan gitmiş ve unutulmuş olacağım.
I caught a glimpse and then she was gone.
Kısa bir bakış yakaladım ve ondan sonra kadın gitmişti.
I'll count to three, that's all, and then I'm gone.
Üçe kadar sayacağım. Hepsi bu ve sonra gideceğim.
But ever since then I've gone straight, as I can prove by my record - 33 arrests and no convictions.
Ama o zamandan beri suç işlemiyorum, sabıkam temiz. Otuz üç kez tutuklandım ama hiç hüküm giymedim.
Then yesterday he had a relapse, so I took a chance you'd gone back to the university and I wired you there.
Sonra dün kendinden geçti, Bunun üzerine şansımı denedim, üniversiteye geri dönmüş olabilirdin ve oraya telgraf çektim.
In the confusion, I missed the chance, and then the plane was gone.
O karmaşada fırsatı kaçırdım ve uçak havalanmıştı bile.
Soon all the innocence will be gone... and then I will have immortality... and I shall have Prospero.
Yakında masumiyet yok olacak o zaman ölümsüzlüğe kavuşacağım ve Prospero benim olacak.
I'd just look around and it'd be gone and then the new one would be there.
Bakınırdım, bir anda gitmiş olurdu. ve hemen yeni birisi peydahlanırdı.
And then after he'd gone, I turned the television on... and there was this guy who had just won the something-something.
Gittikten sonra televizyonu açtım ve bir şeyleri kazanmış bir adam vardı.
Then one day I opened up mine and my knife is gone.
Sonra bir gün dolabımı açtım ve çakımın kaybolduğumu gördüm.
If you don't like the way I'm handling things, then pay me off and I'm gone.
Eğer yaptıklarımdan hoşlanmıyorsan paramı öde ve gideyim.
And then I think, I'm here, but... they're gone.
Bu daha iyi, değil mi? Daha iyi.
Ben and I'll end up start just laughing an if Ben loses it then I'm that's it I'm gone an if I lose it then he you know so it's that kinda thing
Şunu görüyor musun? O benim. Benjamin ile birlikte gülmeye başlıyoruz.
Then he was gone, and I was alone.
O gittiginde, yalnız kalmıştım.
We'll split the money and the coke, then I'm gone.
Parayı ve kokaini bölüşeceğiz, sonra herkes kendi yoluna.
I was right next to you and I remember we were even for the first five yards and then.... You were gone.
Ben de senin hemen yanındaydım ilk 2-3 metre başa baştık sonra birden yok oldun.
I was right next to you and I remember we were even for the first five yards and then... You were gone.
Ben de senin hemen yanındaydım ilk 2-3 metre başa baştık sonra birden yok oldun.
And then I went smack into the road on me face and when I looked up he'd gone.
Sonra da suratım asfalta vurdu. Kafamı kaldırdığımda gitmişti.
I'm just waiting for my money and then I'll be gone.
Sadece para için bekliyorum. Sonra gideceğim.
I'd gone from hoping Ray wouldn't call to wondering if he might... to wishing he would, and then he did.
Keşke Ray aramasadan, belki arara oradan da keşke arasaya vardım ve aradı.
These guys are gonna make sure the money is in play, that I'm gone... And nobody's watching us, and then they're gonna drop the girl off... At the emergency room at the Lennox Hill Hospital.
Bu herifler, paranın ödendiğinden ve benim gittiğimden emin olunca başka kimse yoksa kızı, acil servise bırakacaklar.
While I'm gone, Edward, tell'em about that time we lied to Mom... and then went to Tijuana to find the donkey show.
Ben burada değilken, Edward, onlara anneme yalan söylediğimiz... ve Tijuana'ya eşek şovuna gittiğimiz zamanı anlat.
And then, we wouldn't have gone to Coney Island and you wouldn't have kissed me on the bumper cars, and I would've missed out on the... The best thing that's ever happened to me.
O zaman, Coney Adası'na gidip çarpışan arabalarda beni öpmeyecektin....... ve hayatımda başıma gelen en güzel şeyi kaçırmış olacaktım.
But when I'm gone, and the next screw-up happens... maybe this time someone dies, you won't have anyone to blame then.
Ama ben gittikten sonra ve bir sonraki olay olduğunda... belki bu kez birisi öldüğünde, suçlayacak kimsen olmaz.
Unless they're "uggos." And then I'm gone.
Çirkin olmadıkları sürece. O zaman giderim.
So his mom's gone and I know he doesn't want any help... but the Donner Party didn't get any help, and then they ate each other so...
Yani annesi gitti, herhangi bir yardımda istemiyor... ama bağış partisininde bir yardımı olmadı ve zaten kendimiz yiyip bitirdik
I'll get in trouble. All we have to do is sneak in the graveyard, dig her up, scare the fifth graders and then put her back before anyone notices she's gone. Nah, let's dig up somebody else.
Tek yapmamız gereken gizlice mezarlığa girmek, cesedi çıkarmak, beşinci sınıfları korkuttuktan sonra da kimse fark etmeden onu geri gömmek. — Olmaz, başka birini çıkaralım.
If I knew that my old Sammy were truly gone then I could say goodbye and start loving this new Sammy.
Sammy'min gittiğine emin olsaydım, hoşçakal deyip yeni Sammy'yi sevmeye başlayabilirdim.
Our wealth is all gone, and I've been begging since then.
Kral'ın meclisine atandım. Burda işim bitti.
And from then on any money that would have formerly gone to baseball cards or action figures was now being spent on chocolates and $ 5 tulips I would leave anonymously on Gretchen Witter's stoop.
O andan itibaren, eskiden beyzbol kartlarına ve figürlere harcanan para, artık çikolatalara ve Gretchen Witter'ın kapı önüne isimsiz olarak bıraktığım 5 dolarlık lalelere harcanmaya başlandı.
I don't want this to be one of those things we never talk about then I look up one day and you're gone.
Çünkü bunun hiç bahsetmediğimiz konulardan olmasını istemiyorum. Çünkü sonra bir bakacağım, gitmiş olacaksın.
I was driving my car down the Massachusetts Turnpike, and before you know it, I'm in the room and they're doing... something to me, and then I'm back in my car and 2 days have gone by, and I'm in West Virginia.
Massachusetts'de otoyolda arabamı sürüyordum... Ve daha anlayamadan, bir odada bana birşeyler yapıyorlardı.. Ve sonra tekrar arabamdaydım, 2 gün geçmişti ve Batı Virginia'daydım.
I have a short span'o time, and then I'm gone.
Artık günlerim sayılı, sonra birden gitmiş olacağım.
I thought of calling Francie and telling her and then I remembered she's gone.
Bir an Francie'yi arayıp bunu ona anlatmak geçti aklımdan. Sonra onun artık olmadığını hatırladım.
I was just starting to kinda like the guy, and then he's gone.
Aslında ondan yeni yeni hoşlanmaya başlamıştım. Ama gitti.
Had my gun. Then, a couple minutes agoyou came in the door, and I gotyou with a painting. Looked again- - gone.
Sonra, sen tabloyla geldin bir daha baktım, yok.
I take a problem and chew on it until all the flavors gone and then I stick it in my hair.
Bir sorunu ele alırım, tazı bitene kadar çiğnerim sonra saçıma yapıştırırım.
Ble things. And then, I'm not even sure s gone? imagine the?
- Sonra gördüğümden emin bile olamıyorum.
I see them in the mirror and then, phew, I'm gone.
Aynadan görüyorum ve pırrr, kaçıyorum.
And then... I would've gone down on one knee... you know, like this.
Sonra da diz çökerdim sanırım böyle işte, bilirsin.
I want what is mine and then I'll be gone.
Hakkımı istiyorum.
It's like I was walking around seeing my life through a smudged window and then I saw you, and the smudges were gone.
Sen yokken hayatımı kirli bir camın arkasından görüyordum. Seni gördüğümde kirler yok oldu.
I killed a patient I should have saved, then I almost killed a medical student in a car crash, so - Woke up one morning and everything I thought I had was gone.
Kurtarmam gereken bir hastayı öldürdüm, sonra bir araba kazasında az kalsın bir tıp öğrencisini öldürüyordum. Sonra bir sabah bir kalktım sahip olduğumu sandığım her şey uçup gitmişti.
I will stop, and keep my eyes straight forward, call a garage and then stay in my car with the radio on really loud'til they come, and then I'm gone.
- Duracağım, önüme bakacağım tamirciyi arayacağım. Arabamda oturup radyoyu sonuna kadar açacağım. Tamirciler gelince de gideceğim.
They come back, I'm gone, and then we tell them.
Geri dönecekler, ben gitmiş olacağım, sonra onlara söyleyeceğiz.
Then I knocked on your door and Jess said you'd gone.
Sonra senin kapını çaldım ama Jess gittiğini söyledi.
I'D GONE FROM HOPING RAY WOULDN'T CALL TO WONDERING IF HE MIGHT... TO WISHING HE WOULD, AND THEN HE DID.
Keşke Ray aramasadan, belki arara oradan da keşke arasaya vardım ve aradı.
Mr. President, you have two days... two hours and 21 minutes... until this election is over. And then I'm gone.
Sayın Başkan, bu seçimin bitmesine iki gün, iki saat ve 21 dakikanız var ve sonra ben buradan gideceğim.
He's gone, and then I call the cops.
Gitti ve bende polis çağırdım.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then he just 17
and then after that 60
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then he just 17
and then after that 60