And then i left translate Turkish
736 parallel translation
And then I left the river, went right into the woods themselves.
Ve sonra nehirden ayrılıp, doğruca ağaçların içine daldım.
And then I left to conquer the world.
Sonradan, dünyayı fethetme arzusu içinde, terkettim evimi.
I introduced them, and then I left.
- Hayır, onları tanıştırdım ve sonra çıktım.
Then I broke into pictures and I left her.
Sonra sinemaya geçtim ve onu terk ettim.
Then we left school and now he's selling automobiles and I'm in some strange thing called banking.
Sonra okulu bitirdik... şimdi o araba satıyor... ben de bankacılık denen şu garip işi yapıyorum.
We then left the boat and set out for my hotel where I was to pay Miss O'Shaughnessy and receive the bird.
Parayi verip kusu almak amaciyla... gemiden ayrilip otele yöneldik.
Some months ago I had the idea that perhaps certain rocks and minerals might store applied energy from the sun that if I left the rocks and minerals in the sun long enough they might absorbed some of its rays and then later, give them out.
Bir kaç ay önce eğer belli kaya ve mineralleri yeterince güneş ışığında bırakırsam bu maddelerin, güneş ışınların bir kısmını absorbe edip daha sonra dışarı verebileceklerine dair... bir fikrim vardı.
I labeled them as you see and left them outside in the sun for several hours. Then I put them in this drawer on photographic plates like this and then I waited to see if they would give out any sunlight they might have absorbed.
Onları gördüğünüz gibi etiketledim ve onları dışarıda birkaç saat güneşte bıraktım sonra onları çekmeceye koydum bu şekilde fotografik plakaların üzerine ve sonucu bekledim.
If I were to go to them and they only looked coldly at me... and dropped off and left me, one by one... what then?
Ya ben onların yanına gidersem... onlar da soğuk-soğuk bana bakıp... tek-tek... benden uzaklaşırsa. O zaman ne yaparsın?
And I packed me boxes then and there and left him.
Valizimi topladığım gibi onu terkettim.
Then I found out how he made his money and I left him.
Nasıl para kazandığının farkına varınca onu terk ettim.
I was out at the back and the folks yelled, "Coming, Tommy?" And I couldn't make it right then. They left!
Ben dışardayken Ahali "Tommy, Geliyor?" diye bağırıyordu, ben daha yetişemeden herkes ayrılmış!
Well, I got a little shrapnel in my left leg. It gives me a twinge now and then.
Sol bacağımda bir şarapnel parçası var... ama sadece arada bir ağrıyor.
Maybe if I took the fan, put it in the icebox and left the door open then left the bedroom door open and soaked the sheets in ice water...
Belki de, eğer vantilatörü alıp buzluğa koyarsam kapıyı açık bırakırsam sonra da yatak odası kapısını açık bırakırsam ve çarşafları ıslatırsam...
Well, then I knew you'd won, and I'd be left with nothing.
Şey, bu nedenle kazanacağını biliyordum, ve benim elim boş kalacaktı.
And then as I left the gun in the car, my work was done.
Ve sonra arabada silahı bıraktığımda, işim bitmişti.
Then someone came along, and she ran away and left me and I was lost.
Sonra biri geldi ve o koşup uzaklaştı... ben de kayboldum.
I was left here to guard her. Then Clay showed up and put me out of the running.
Onu korumak için kalmıştım.Daha sonra Clay ortaya çıktı ve bana saldırdı.
As we left the hotel, he took off his coat and put it around my shoulders and then I looked at him.
Otelden ayrıldığımızda, paltosunu çıkarıp omuzlarıma koydu sonra ona baktım.
First I get transferred to Africa for a year, then when I get here, the landlady says Marla moves and left no address.
Önce bir seneliğine Afrika'ya gönderildim. Geri geldiğimde ev sahibi Marla'nın adres bırakmadan taşındığını söylüyor.
Then they dumped him in the car I'd left as a precaution and aimed him, unconscious, toward the tracks.
Sonra onu arabaya bırakmışlar, tedbir olarak izlemişler, ve raylara doğru şuursuzca ilerlemiş.
I'M GONNA TAKE THE TIG ER, HENRY. I'LL GIVE HIM A LEFT THEN A RIGHT. AND I'M GOING TO THE STOMACH, THEN PICK HIM U P BY THE TAI L
Önce bir sol, sonra bir sağ sonra midesine bir tane vurup kuyruğundan tuttuğum gibi dokuz sıra öteye fırlatacağım.
Then he left, and I didn't see him for ages.
Sonra çekip gitti ve uzun yıllar onu göremedim.
... and you left her carrying your bastard then too. Let you see her? Sure, prince, when I've had you taken care of like my dog.
Petrolcü, Finley'i ortak yaptı ve Patron Finley ortağını vali yapıp bunca yıl iktidarda tuttu.
Then I was called up, and you left Paris.
Sonra ben askere alındım, siz de Paris'ten ayrıldınız.
Then I went to the bar, and this man left with me.
Sonra çıkıp bara gittim. Garson da peşimden geldi.
He went out of his mind and hit me and then left. So I stayed in Capri.
Birden aklını yitirdi, bana vurdu ve çekip gitti.
We'll start third from the left, then I'll follow it from the right, and straight over.
Soldan üçünce sıraya geliyoruz.. .. sonra onun sağına doğru kayıyoruz ama dümdüz şekilde.
I wished you would break your leg when we were coming up the stairs... and then, as the ambulance took you away... she and I, left all alone...
Merdivenlerden çıkarken bacağını kırmanı dilemiştim. Ambulans seni götürünce ben de onunla yalnız kalacaktım.
Then I went back to your apartment and left the dress with the other laundry
Sonra senin dairene geri döndüm ve giysiyi öteki çamaşırlarla bıraktım.
He was on top of me. Then I understood everything and all my strength left me.
Bir anda kendimi yatakta buldum, o da üstümdeydi.
Then I took the car and left for Rome.
Sonra arabama bindim ve Roma'ya doğru yola çıktım.
You decide what you want to be first, and then I'll be what's left.
Sen ilk önce ne olmak istediğine karar ver, kalanı ben olurum.
I mean, you come back here and run these roads, pull a thing like that back yonder, and then you beat them laws left and right.
Yani, onca yolu geçip, buraya gelmen tereyağından kıl çeker gibi sağında solunda kim varsa üstesinden gelip, beni alman.
Then I left, and when I got outside I remembered the lyrics
Sonra dışarı çıktığımda, yürürken, sözleri de hatırladım :
Yes, and then I see someone running on the road below with a burning branch in his hand crying : " "Am I really the last one, the only one left?" "
Evet, ve sonra aşağıki yolda koşan birini gördüm elinde yanan bir dal vardı ağlayarak : "Gerçekten ben sonuncu muyum, en son kalan mıyım?"
I think you better make a right up here and then a sharp left.
Orda ilerde, önce bir sağ sonra da keskin bir sol yapsan iyi olur diyorum.
See, it's just like I told you... right at that big tree... then left for a couple days, sharp right... and then as straight as piss till you come to the ocean.
Aynen sana dediğim gibi. O büyük ağaçtan sağa, sonra birkaç gün sola tam sağ, sonra okyanusa varana kadar çiş gibi dümdüz.
And the part that I really liked best was... hearing the door click after they left, and then I'd... breathe easier.
Ve en sevdiğim kısım ise... çıkarlarken kapıdan gelen kilit sesi olurdu, işte o zaman... rahat bir nefes alırdım.
Say, Bandit, if you make a left turn on this next dirt road... then your ass is gonna be grass, and I'm gonna mow it.
Haydut, şu yoldan sola dönersen, kıçın çimenlik gibi olacak ve ben de onu biçeceğim.
So then Chiquita threw this party for me before I left for India... and the apartment was filled with guests.
O sıralarda Chiquita, ben Hindistan'a gitmeden önce bir parti düzenledi, evimiz misafirle dolmuştu.
Then, I realised it was an emergency, and left the hall.
Durumun ciddiyetini anlayınca, hemen salonu terk ettim
I can't reach it, but you twist it to the right and then to the left.
Yetişemiyorum, ama önce sağa sonra sola çevirin.
Then I'll set the whole Shaolin Temple on fire,... and there won't be anything left but ashes.
O zaman, Tüm Şaolin Tapınağını yakarım... ve geriye külleriniz bile kalmaz
You must warn the Convention about the plot I can't, I have no strength left I'll go and get it then
Git kongreyi hazırlanan komplodan haberdar et. Yapamam Billaud gücümün sınırındayım. Dur ben giderim onlara bu kararı çıkartacağım.
Yes, but then I had to go to the Federation for a while and I left her at the café Florian.
Evet, ama sonra ben Federasyonu gitmek zorunda kaldım. ben kafe Florianda onu bıraktım.
Then I left home and came here.
Sonra evi terk ettim ve buraya geldim.
And then when I left Harvard, oh, with my Phi Beta Kappa key shining into the sun -
Ve Harvard'ı bitirdiğimde,... Phi Beta Kappa anahtarım güneşte parlıyordu -
And then how can I forget the pain and the hatred that I felt when he left me?
Ve beni terk ettiği zaman hissettiğim acıyı ve nefreti nasıl unutabilirim?
And what if I give her my kidney and then the one good kidney I have left stops working?
Peki ya, ona böbreğimi verirsem ve sonra bana kalan iyi böbrek çalışmayı bırakırsa?
If one of'em says, "I gotta use the bathroom" or "I left something in the hall," you give us the cue right then and right there.
Eğer birisi "Tuvaleti kullanmam lazım" ya da "koridorda bir şey unuttum" derse bize hemen o anda işareti vermeniz lazım.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then he just 17
and then after that 60
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then he just 17
and then after that 60