And then i think translate Turkish
2,053 parallel translation
And then I think about Max and who's gonna take care of him when we're not around.
Ve aklıma Max geliyor, bize bir şey olursa onunla kim ilgilenecek diye düşünüyorum.
And then I think about what Danny would've done, and that's something else.
Ve sonra Danny olsa ne yapardı diye düşünüyorum, o da başka bir şey.
And then I think you should go interview Bridgely's wife.
Bence sen de Bridgely'nin karısı ile görüşsen iyi olur.
I think he secretly ate my cupcakes and then lied about it.
Sanırım gizlice popkeklerimi yedi ve sonrada bu konuda yalan söyledi.
So, then I take out this new canvas, and I think,
Yeni perdeyi kurdum ve şöyle düşündüm :
I-I think I found her, and then it turns out it's not her.
Onu bulduğumu düşünüyorum ve sonra bir bakıyorum o değilmiş.
And then I thought maybe it was because you think that I treated Wendell badly.
Daha sonra ise, Wendell'a kötü davrandığımı düşündüğün için olduğunu düşündüm.
I think the way that science works is there's always one big thing that most people work on and then there are always these side projects that other people look at and every now and then, one of these side projects is right and the big thing is wrong.
Bence bilimin işleyiş şekli, "daima insanların çoğunun çalıştığı büyük bir şey var ve diğer yanda daima diğer insanların baktığı yan projeler var". Ve arada sırada bu yan projelerden birisi doğru, büyük şey ise yanlış çıkar.
If you think I did this, then you need to demonstrate how and when.
Eğer bunu benim yaptığımı düşünüyorsanız ne zaman ve nasıl yaptığımı ispatlamanız gerek.
I mean I think about it and then... I really do think and just nothing, I don't know why you keep doing this to me.
Bu konuda düşündüm ve gerçekten düşünüyorum ama ortada bir şey yok.
I love you and I want to listen to you, and... if you think that you can play tennis and be with me, then it's your decision.
Seni seviyorum ve seni dinlemek istiyorum, eğer hala tenisi ve ilişkimizi birlikte yürütebileceğini düşünüyorsan, bu senin kararın.
If you trust him as much, and trust Hannah, then - It might take a little time, but I think the three of you should be fine.
Ona ve Hannah'a yeteri kadar güvenirsen, o zaman biraz zaman alabilir ama üçünüzün sorun olmadan kaynaşabileceğinize inanıyorum.
I thought you were bluffing me then and I think you're bluffing me now.
Bana o zaman blöf yaptığını düşünmüştüm ama şimdi yapıyorsun.
I don't want to go through a whole trial just to end up in the same place, but worse, because then everyone will know and they'll think I'm some lying sociopath.
Hiçbirşeyi değiştirmeyecek, aksine daha da kötüleştirecek davalarla da uğraşmak istemiyorum, çünkü o zaman herkes öğrenecek ve benim yalancı bir sosyopat olduğumu düşünecekler.
Um, so once we're finished here, I'm gonna go home, I'm gonna think about everyone, and then I'm gonna let everybody know my decision tomorrow, if that's okay with you.
Burada işim bittiğinde eve gideceğim herkes hakkında düşüneceğim ve yarın kararımı, size de uygunsa herkesle paylaşacağım.
Also, I think he felt that he could get Rebecca back, and then nobody would ever have to know.
Rebecca'nın geri döneceğini düşündü sanırım, ve kimsenin bunu anlamasını istemedi.
I think people should go a little crazy now and then.
Bence insanlar zaten önceden de deliydi sonrada deli olacak.
And then I physically threatened him, I think.
- Ve sonra sanırım onu tehtid ettim.
Listen, sweetheart, you want to call and butter me up with sympathy, and then drop this on me because you think that I'm down and will kowtow to anything, let me explain this to you in a metaphor you will understand :
Dinle bir tanem, beni arayıp acıma numarasıyla yağ çektikten sonra benim düştüğümü ve her şeye boyun eğeceğimi sanıp bunu benim üstüme atacağını mı sanıyorsun? Bunu senin de anlayabileceğin bir mecazla anlatayım :
I think about all the people he ripped off, but then I think about how funny and handsome he is and I just want to sit on his.
Kandırdığı insanları düşünüyorum, ama sonra ne kadar komik ve yakışıklı olduğunu hatırlıyorum ve sonra kucağına oturmak istiyorum.
I know we think Gauss killed Trent, but if he didn't, and Trent's been off his meds for the past 24 hours, then there's a good probability he's in the middle of a full-blown psychotic episode.
Trent'i Gauss'un öldürdüğünü sanıyor. Ama o öldürmemişse ve Trent de ilaçlarını 24 saat geçirmişse psikotik bir eşikte bulunduğunu düşünmek yanlış olmaz.
I think they should be tortured first and then guillotined.
Bence önce işkenceden geçirilmeli, sonra da doğruca giyotine gönderilmeliler!
I hire psychics to help me, and then people think I'm crazy.
Yardım etmesi için medyumlara gidiyorum ve insanlar delirdiğimi düşünüyor.
I'd love them to just memorize these lines first, and then we can think about adding something else.
Önce onlara bu replikleri ezberletmek isterim daha sonra bir şeyler eklemeyi düşünürüz.
I never thought I would be the kind of person to steal but the magnet said "Think of the thing you cannot do and then do it."
Hırsız olacağım hiç aklıma gelmezdi ama mıknatıs "Yapamayacağınız şeyleri düşünün ve sonra yapın." diyordu.
I think once they saw how much the monotheists hated us and how powerful they had become and then saw the Cylons out there protecting us,
Bence tek tanrıcıların bizden ne kadar nefret ettiklerini ve ne kadar güçlendiklerini gösterdi ve ardından Cylonlar'ın bizi koruduklarını gördüler.
With this case, I'm just swamped, and then I got Kyle, and I... what I'm trying to tell you is that I just don't think
Bu davaya saplandım kaldım, ve sonra Kyle var ve ben...
I think I'm gonna go hit a bar and another bar and then another.
İşe geri döndük. Sanırım bir bara gideceğim, sonra başka birisine, sonra da başkasına.
If you think that I'm gonna be a third wheel to you and Kim with one "I," then you're nuts.
Kim'le sana orada fazlalık yaratacağımı düşünüyorsan, çıldırmış olmalısın.
I write the people and places first and then think about them.
Önce insanları, yerleri not ediyorum sonrada onlar hakkında düşünüyorum.
I think Odysseus finally pops up in the next chapter, and then tells all about the adventures he's been on.
Bence, Odeseus bir sonraki bölümde pat diye sonunda ortaya çıkacak. Ve sonra yaşadığı maceralarla ilgili her şeyi anlatacak.
Son, if you think just'cause you strum on a guitar every now and then That you and I are gonna have some sort of a fan moment And you can pass that off as part of your job,
Evladım, sırf ara sıra gitar tıngırdatıyorsun diye mesleğin bir yana, seninle bir tür "hayran ortamı" yaşarız sanıyorsan "geç bunu" derim.
I think she was killed somewhere else and then dumped there so an alligator could destroy the evidence.
Bence başka bir yerde öldürüldü ve timsahlar kanıtları yok etsin diye oraya bırakıldı.
- So what's your plan here? - Well... I think we start with some ass-kicking and then some name-taking.
Biraz kafa göz yarar ve birkaç isim alırız.
And if you think I'm a hypocrite, then you can sit on the damn floor.
Sen de benim iki yüzlü olduğumu düşünüyorsan o zaman betonun üzerinde oturabilirsin.
- I started to, but then I had to think about my position in the firm, and the fact that my colleague's uncle is the judge that sentenced you.
- Başlangıç olarak sonra şirketimdeki pozisyonumu düşünmek durumunda kaldım ve sana hüküm veren hakimin bir meslektaşımın amcası olduğu gerçeğini.
I think it was the fire that caused Piper's condition to flare up, and then she, uh, revived Landon.
Bence yangın, Piper'ın sorunlarını ortaya çıkardı.
Okay, I think I can make it to the door and then see if I can spot him.
Sanırım kapıya kadar gidebilirim. Sonra da onu görebilir miyim diye bakarım.
I didn't think you could top abandoning me for the last 20 years... and then you shot me.
- Beni 20 yıl boyunca terk etmiş olmaktan daha kötüsünü yapamazsın diyordum ama sen beni vurdun.
You know, I didn't think you could top abandoning me for the last 20 years, and then you shot me!
20 yıldır beni terk etmenin acısı içindedir diyordum ama sen beni vurdun.
I even joined the the basketball team to keep Baze happy, and you still think that I'm this mess-up kid who would steal and then lie about it.
Notlarımı yükseltmek zorundayım. Hatta Baze'i mutlu edebilmek için basketbol takımına da girdim. Ve sen hala herşeyi yüzüme gözüme bulaştırıp senden çalan ve yalan söyleyen kişi olduğumu söylüyorsun.
Look... Mr. Helling, if I can get you to admit that all this is yours- - and I think we both know that it is- - then I don't have to get a court order to swab your cheek.
Bakın Bay Helling, bunların sizin olduğunu kabul ederseniz ikimiz de biliyoruz ki öyle, o zaman ağzınızdan örnek almak için mahkeme emiri almak zorunda kalmam.
This thing is somehow buffering the input, and I think it's just gonna play the movie out, and then, when Dr. Doomsday hits that button, boom!
Bu şey bir şekilde içindeki videoyu dış dünyaya vererek orada oynatıyor. Dr. Kıyamet o tuşa bastığında... Patlayacak mıyız?
And then I would take the kid's skull. And I would wear it. So that everybody would think twice before they crossed me.
Sonra da çocuğun kafatasını alıp üstüme takardım ki herkes bana bulaşmadan önce bir kez daha düşünsün.
I think they run through these panels and then down under the map.
Sanırım şu panellerden ilerleyip haritanın arkasından iniyorlar.
Well, that guy is cheesy, and if you think he's not cheesy, then you're cheesy, too, and now I want something cheesy.
Bu adam tipsizin teki, ve sen hoş olduğunu düşünüyorsan, o zaman sen de tipsizsin ( cheesy ). ve canım peynirli ( cheese ) bir şeyler istedi.
I think Stoney... The bottom-feeder who hired me... Set me up, took the item, gave me an empty box to deliver, and then paid me with this.
Bence Stoney, yani beni kiralayan kişi dolap çevirip, içindekini alarak bana teslim etmem için boş kutu verdi.
She is working for a higher purpose, and if you think for one minute that I'm going to let you walk out of my office, let alone this school, then you are very wrong.
O yüksek bir gâye uğruna çalışıyordu. Eğer bir dakikalığına bile odamdan öylece yürüyüp gitmene izin vereceğimi ve okulda elimi ensenden çekeceğimi düşündüysen çok yanılmışsın demektir.
I just didn't want Casey to think I was a dork, and then it just spiraled out of control.
Sadece Casey'nin, benim bir aptal olduğumu düşünmesini istemedim. - Sonra her şey kontrolden çıktı. - Tanrı'ya şükürler olsun.
I saw the two of you, and then you were both ying things that made me think...
İkinizi beraber gördüm ve o söylediklerinizden sonra sandım ki...
I don't know, and I don't know if there's a God. If there is a God, then that dude is an asshole, which I know is not a popular belief, but I do think he's an asshole.
Eğer orda bir Tanrı varsa, o tam bir puşttur, bu genel bir inanç değil ama
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then after that 60
and then he just 17
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then after that 60
and then he just 17