As of translate Turkish
107,876 parallel translation
My name is... is Marty Byrde and, as of now, I'm the proud owner of this gentlemen's club.
Adım MartyByrde ve şu andan itibaren bu beyefendiler kulübünün sahibiyim.
'Cause I sure as shit am tired of answering it.
Ben cevaplamaktan bıktım da ondan.
Why don't you think of this as, like, a makeover for the prison?
Bunu da cezaevini baştan yaratma olarak düşünün.
All of us, as a community.
Hepimiz, toplu olarak.
Since a third of the prison population moved outside and two of the porta-potties are being used as jails.
Mahkumların üçte biri dışarıya taşındı. İki tuvaleti hapis yaptılar.
And we will continue digging into that... incredibly deep shit well of yours uh, as soon as I'm done getting laid, like, seven or eight more times. - Mmm-hmm. - Come on.
Ben yedi sekiz kere daha mala vurduktan sonra senin battığın şu bok çukurunu deşmeye devam ederiz.
Are we one of those romance novel, red state, blue state couples?
Kan davalı aşıkları anlatan aşk romanları gibi miyiz?
Of course she's right, you're in love with her.
Tabii öyle dersin, ona aşıksın.
Well, Mommy says there are many shades of different as there are of people.
Annem der ki dünyada çok fazla insan olduğu için çok farklı renkler varmış.
Rosado and his merry band of bitches swiped my radio yesterday.
Rosado ve köpekleri dün radyomu aşırdılar.
Are you saying the hostages weren't released as a result of negotiations?
Yani rehineler pazarlıklar sonucunda serbest bırakılmadı mı?
Look, none of that matters if we don't get what we came for.
Asıl istediğimizi almadan diğerlerinin hiçbir önemi yok.
I guess I should be flattered that you think of me as a leader.
Beni lider olarak gördüğün için gururum okşanmalı sanırım.
Now as was true in each of the seven previous sets of murders, Il Mostro returned via parcel what he took from the female victim.
Önceki 7 cinayette olduğu gibi Canavar kadın kurbandan aldığını koliyle göndermiş.
Do you remember being a part of developing a profile for a foreign subject known as the "Monster of Florence"?
Floransa Canavarı adında yabancı bir şüpheliyle ilgili profil üzerinde çalıştığını hatırlıyor musun?
Before they called him the "Son of Sam," the NYPD referred to him as the ".44 Caliber Killer. "
Sam'in Oğlu'ndan önce NYPD ona 44 Kalibrelik Katil adını takmıştı.
- No. As far as I can tell, the trail goes cold at the end of last year.
Gördüğüm kadarıyla geçen senenin sonunda izi kayboluyor.
As far as I know, Renata left Florence before the end of the trial and ran off to Naples, where I was told she died later that year.
Bildiğim kadarıyla Renata mahkeme sonuçlanmadan Floransa'dan ayrılıp Napoli'ye gitti ve söylenene göre bir yıl sonra orada öldü.
Well, yeah, given the abuse of her son, Scarpa's mother may have intended it as a cruel joke.
Evet, oğlunun tacizini düşününce Scarpa'nın annesi bunu zalim bir şaka olarak görmüş olabilir.
He must've gone as far as to break into his father's house and steal the tools of his trade.
Babasının evine girip aletlerini çalmış olmalı.
I was just trying to get us out of there as fast as I could.
Bizi en hızlı şekilde çıkarmaya çalışıyordum.
Two are approximately the same age as the ICO Kalabi, and one entered the United States three weeks ago from Afghanistan by way of Canada.
İkisi ICO'lu Kalabi ile aynı yaşlarda, ve biri üç hafta önce Afganistan'dan gelip Kanada üzerinden Birleşik Devletler'e giriş yapmış.
Albert Einstein has engaged in a profit-grubbing promotion of his theory, as our country suffers deprivation and indignity.
FİLARMONİ SALONU BERLİN 1920... Albert Einstein kâr etmek için kuramını tanıtma peşinde koşuyor.
Lenard : "I admire Lenard as a master of experimental physics. But he has not yet produced anything outstanding in theoretical physics."
"Deneysel fizik üstadı olan Lenard'a hayranım ama kuramsal fizikte henüz kayda değer bir şey üretmedi."
As you are aware his body hasn't responded to any of the treatment methods.
Biliyorsunuz, vücudu herhangi bir tedavi yöntemine cevap vermedi!
As a matter of fact...
Aslına bakarsanız...
The majority were known anarchists, sir, but we arrested a number of socialists as well.
Çoğunluğu bilinen anarşistlerdi efendim ama çok sayıda sosyalisti de tutukladık.
My God. So, of course, they fled. As our ancestors did from Egypt.
O yüzden tabii ki kaçtılar, atalarımızın Mısır'dan kaçtığı gibi.
As I told you, most of them are assimilationists, especially the wealthy ones.
Dediğim gibi, çoğu asimilasyon yanlısı, bilhassa da zenginler.
We should not have to give up any part of ourselves in order to be treated as equals.
Eşit muamele görmek için hiçbir parçamızdan vazgeçmek zorunda kalmamalıyız.
As a young Jewish man with dreams of discovering the mysteries of the universe... I was lucky to have many inspiring professors.
Evrenin gizemlerini keşfetme hayalleri kuran genç bir Yahudiyken çok sayıda ilham verici öğretmenim olduğu için şanslıydım.
Today, I am here with you to celebrate our Jewish heritage as special and of value.
Bugün Yahudi mirasımızı kutlamak için sizlerleyim.
A healthy German spirit must deflect from itself the foreign spirit of Judaism, which arises as a dark power everywhere.
Sağlıklı bir Alman ruhu, yabancı Yahudilik ruhunu defetmelidir. NAZİ KARARGÂHI 1932
They don't define themselves as racists... just advocate for the immediate return of all races to their ancestral homeland for the sake of human biodiversity.
Kendilerini ırkçı olarak tanımlamazlar... sadece tüm ırkların, insani biyolojik çeşitlilik adına atalarının topraklarına derhal geri dönmesi gerektiğini savunuyorlar.
You raised another man's baby as your own instead of admitting how much you hated it.
Ne kadar çok nefret ettiğini itiraf etmek yerine, başka birinin bebeğini kendininmiş gibi büyüttün.
That donor's blood is only of value to you and only if you receive it soon, which means it's in their interest as well as ours to resolve this quickly.
Vericinin kanı hemen alman şartıyla sadece senin için değerli bu da demek oluyor ki bu işi hızlıca çözmemiz lazım.
Most of these people are put off as it is, having so many Jews on the faculty.
Fakültede çok sayıda Yahudi olduğu için bu insanların çoğu zaten rahatsız.
- As a matter of fact, yes.
Aslına bakarsanız, evet.
Although I am afraid some of it was beyond my abilities.
Gerçi maalesef bir kısmı beni aşıyordu.
Then we got there, and I watched her face as she looked out over this vast expanse of barren slush.
Sonra oraya gittik ve o erimiş buzulların geniş, çıplak ve çamurlu alanına bakarken ben de onun yüzünü izledim.
However, the board recognizes the value of Dr. Maraj as an asset and the importance of keeping that asset out of Inazagi hands.
Diğer taraftan, yönetim kurulu Dr. Maraj'ın kendisinin ve onun Inazagi'nin ellerinden uzak tutulmasının öneminin farkında.
It's been a revolving door of interim thugs ever since Connor retired as head of security.
Orası, Connor güvenliğin başından emekli olduktan sonra geçici haydutların yol geçen hanına döndü.
Unless, of course, he's not the only one in love.
Tabii ki aşık olan sadece oysa.
As with all senior executive accommodations, the house includes four bedrooms, three and a half bathrooms, and, last but not least, the crown jewel of the house... A state-of-the-art heated swimming pool.
Bütün üst seviye yöneticilerin evlerinde olduğu gibi evde dört yatak odası üç buçuk banyo ve son olarak, en önemlisi evin baş tacı..... sanat eseri ısıtmalı yüzme havuzu var.
"There's gotta be a statute of limitations about this shit."
"Her şeyde bir zaman aşımı vardır."
I mean, if I were in your shoes, I'd sure as shit rather have someone like me nearby, instead of running my mouth to every Tom, Dick and Harry about the eight million cash you're swimming in. Someone could get ideas.
Senin yerinde olsam benim gibi birini yanı başımda tutmak isterdim, aksi takdirde çenem düşebilir ve sekiz milyonluk nakdin olduğunu herkes öğrenir.
And I'd say I have leadership qualities, as well, but not to the point where I'd undermine the Boss, or suck the air out of the room.
Ayrıca iyi bir liderimdir ama patronumun kuyusunu kazmam - veya ilgi odağı olmaya çalışmam.
I think the two of you should know that Bruce was working with us... as an informant against them.
şunu bilmeniz gerekir ki Bruce bize çalışıyordu onlar hakkında bilgi veriyordu.
All the while, the number of overdoses in this country just blows up... like a fucking piñata.
Bu esnada ülke çapında aşırı dozdan ölenlerin sayısında patlama yaşanır, siktiğimin havai fişekleri gibi.
As in, these are the days that will rule how we live the rest of the year. But...
Yılın geri kalanını nasıl geçireceğimize hükmeden günlermiş.
It's better for all of us if we can just call this an overdose.
Ölüm sebebine aşırı doz yazmamız hepimiz için daha hayırlı olur.
as of now 184
as of yet 18
as of today 130
as of yesterday 24
as of this moment 110
as of tomorrow 28
as of right now 73
as of this morning 37
as of last night 20
of course 48716
as of yet 18
as of today 130
as of yesterday 24
as of this moment 110
as of tomorrow 28
as of right now 73
as of this morning 37
as of last night 20
of course 48716
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
offspring 19
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
of course i can 204
off with his head 28
of course you don't 199
off i go 35
of course i will 266
of course i am 561
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
of course i can 204
off with his head 28
of course you don't 199
off i go 35
of course i will 266
of course i am 561