English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bes

Bes translate Turkish

64,321 parallel translation
I think, like, five to seven million.
Bence beş ila yedi milyon arasıdır.
Five...
Beş...
About five auditions all year.
Yıl boyu beş seçmeye çağrıldım.
- I just need, like, five minutes.
- Beş dakika yeter. - Gus, dostum...
He's looking at up to five years.
Beş yıldan bahsediyor.
I got five teenagers at home, all a pain in my ass.
Evde beş tane ergen çocuğum var, hepsi birer baş belası.
After 5 years in Hell, I returned home with only one goal...
Cehennemde geçirdiğim beş yıldan sonra evime tek bir amaçla döndüm...
What are we doing here?
Beş Yıl Önce Burada ne işimiz var?
Chapman, I want the entire ACU in the conference room in 5 minutes.
Chapman, beş dakika içinde tüm SSB'yi toplantı odasında istiyorum.
After 5 years in Hell, I returned home with only one goal...
Cehennemde geçirdiğim beş yıldan sonra evime tek bir amaçla döndüm...
They remove all the skin- - and the thing was much larger than you- - in less than 5 minutes, which means you don't have very long to tell me what your boss is planning.
Senden daha cüsseli bir hayvanın derisini beş dakikadan kısa sürede yüzdüler. Yani bana patronunun ne planladığını anlatmak için pek fazla vaktin yok.
After 5 years in Hell, I returned home with only one goal- - to save my city.
Cehennemde geçirdiğim beş yıldan sonra evime tek bir amaçla döndüm...
After 5 years in hell, I returned home with only one goal...
Cehennemde geçirdiğim beş yıldan sonra evime tek bir amaçla döndüm...
After 5 years in Hell, I returned home with only one goal- - to save my city.
Cehennemde geçirdiğim beş yıldan sonra evime tek bir amaçla döndüm... Şehrimi kurtarmak.
I'll be outside your house in five minutes.
Beş dakika sonra evinin dışında seni bekleyeceğim.
Five or six hours.
Beş veya altı saat.
£ 5,000.
Beş bin.
For whoever robbed a five-year-old child of the opportunity to ever see his dad again.
Beş yaşında bir çocuğun elinden babasını bir daha görme olasılığını çalan kişiyi arıyoruz.
His five-year-old kid wasn't enough to stay alive for.
Beş yaşındaki oğlu hayatta kalmasına yetmemiştir.
We went out for about five years, on and off.
Beş sene kadar ara sıra görüştük.
But I owned eight houses, each of which had up to five flats, you know, which I rented out from the late'60s to when I sold up in er... what was it?
Ancak on tane binam vardı. Her birinde beş daire olsa... 60'ların sonunda kiraya vermeye başladım ta ki satana kadar. Dur bakayım kaçtı?
Have you got five?
Beş dakikan var mı?
So we have four arrests for Sara Alazi, all in'89 or'90, and all within a 5-minute walk of the King's Cross flat.
Sara Alazi adına dört tutuklama var. Hepsi 89 ve 90 yılında. Ayrıca tutuklamalar King's Cross'daki daireye beş dakika yürüme mesafesinde yapılmış.
Have you got five minutes for a quick chat?
Beş dakikanız var mı konuşalım?
- Five thousand.
- Beş bin.
'She'd never told anyone this before, because she's always felt too ashamed, but she just told me that during that five-week holiday period, on two separate occasions,
Bunu daha önce kimseye anlatmamış çünkü hep suçluluk hissetmiş. Beş haftalık yaz tatili sürecinde iki tatil boyunca David Walker ona cinsel tacizde bulunmuş.
I wonder if you spare me five minutes of your time?
Acaba bana beş dakikanızı ayırabilir misiniz?
Basically, she's now admitting that Walker paid her five grand to make it all up.
Walker'ın bunları uydurması için ona beş bin ödediğini itiraf ediyor.
And five minutes later, she told me to go back upstairs and finish my homework.
Beş dakika sonra bana yukarı çıkıp ödevlerimi bitirmemi söyledi.
Five more to go, Miller.
- Beş tane daha var Miller.
On your way back, you cut thrust for nearly five hours.
Geri dönerken, Yaklaşık beş saat itme gücü kesilir.
Five minutes, captain.
Beş dakika kaldı, Yüzbaşı.
'Cause... Well, the truth is, five years ago... with the amount of shit I was puttin'in my body... I could easily be dead.
Çünkü işin aslı, beş sene önce vücuduma giren bok püsürün miktarıyla ölmem an meselesiydi.
We've been home five minutes.
Eve geleli beş dakika oldu.
A five-year-old somerset boy is dead tonight after falling off a play set and breaking his neck.
beş yaşındaki bir somerset çocuğu bu gece sonra öldü oyun setinden düşme Ve boynunu kırarak.
A five-year-old boy is dead tonight after falling off a play set and breaking his neck.
Beş yaşındaki bir bu gece çocuk öldü oyun setinden düşme Ve boynunu kırarak.
Then I would've invested 500 thou... a half of a million dollars just to end up where I started?
Yani beş yüz bin... yarım milyon dolarlık yatırımımı, başladığım yere gelmek için mi yaptım?
- Five.
- Beş
- Five percent.
- Yüzde beş.
- No, it's five.
- Hayır, beş
- Five.
- Beş.
Fly each leg five more times and average them.
Her rotaya beş kere uç ve ortalamalarını al.
Gilfoyle, five percent.
Gilfoyle, yüzde beş.
- Jared, five percent.
- Jared, yüzde beş.
Okay, so we all get five, not four.
Yani hepimiz yüzde beş alacağız, dört değil.
No, five. I said five.
Hayır beş, beş dedim.
Jared, can we get five more engineers?
Jared, beş mühendis daha almamız mümkün mü?
Cut the throat of a mother of five.
Beş çocuk annesinin boğazını kestiniz.
" Five percent.
" Yüzde beş.
Five days.
- Beş gün kaldı.
Shadow's coming back in five days, and I'm going to be there for him.
Shadow beş gün sonra tahliye oluyor ve onun yanında olacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]