English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Breaks

Breaks translate Turkish

5,133 parallel translation
Then it breaks open.
Sonra yarılıp açılacak.
They don't give any breaks to minors. Whether it's France or Korea...
Ne Fransa ne de Kore hiç vakit kaybetmeyeceklermiş.
No breaks for anyone until this surge is under control.
Bu artış bitene kadar kimseye izin yok.
Some son of a bitch breaks into my house, he better be ready to pick his teeth out of his ass.
Orospu çocuğunun biri benim evime girse anasının amına koyarım.
Look at her acting like she's not the one who breaks up with every guy she goes out with.
Şuna bak, sanki her tanıştığı erkeği beğenmediği için postalayan o değil.
You know, we catch a few breaks, we can all be headed home on a plane by midnight.
İşimizi iyi zamanlamayla yaparsak gece yarısında ülkemize dönen uçakta olabiliriz.
Yeah, until he breaks down in front of everyone.
- Evet, herkesin önünde çökene kadar.
If the weather breaks, we could hit them at dawn.
Hava açarsa onlara sabah saldırabiliriz.
And in two and a half years you've had no breaks, so enough of this shit.
İki buçuk yıldır ilerleme kaydedemediniz. Artık yeter.
- You mean he breaks them.
- Kırıyor yani.
When he sees it coming and breaks all up inside.
Bitişinin geldiğini görüp içten içe parçalandığında.
And even more interesting lunch breaks.
Ve tabi ki daha eğlenceli yemek molaları.
This will be hard on Ethan, and that breaks my heart, but in the long run, it's better to be raised by two happy parents apart than miserable ones together,
Gidişim Ethan için zor olacak, ve kalbimi kıran da bu, ama uzun vadeli düşünürsek, birlikte mutsuz ebeveynler tarafından yetiştirilmektense ayrı ama mutlu ebeveynler tarafından yetiştirilmek yeğdir.
No matter how many times we have this conversation you refuse to accept that the enemy breaks through to London tomorrow and we lose.
Bu sohbeti kaç kez yaparsak yapalım düşmanın yarın Londra'ya saldıracağı ve kaybedeceğimiz gerçeğini kabul etmiyorsun.
And all hell breaks loose.
Sonra da kıyamet kopuyor.
The washing machine breaks, she won't spend money.
Çamaşır makinesi bozulur, para harcamaz.
[Glass breaks]
[Cam kırılır]
But the breaks in his leg are very serious.
Ama ayağındaki kırıklar çok ciddi.
First he breaks our rules... and then he tries to convince us to abandon them totally.
İlk önce kurallarımızı çiğnedi, şimdi de hepsini kaldırtmaya ikna etmeye çalışıyor.
Till the night sky breaks
Gece ağırana kadar
Everyone breaks, bro.
Herkes kırılır, kanka.
Everybody breaks.
Herkes çözülür.
Toilet breaks are now Β-Y-O-P.
Tuvalet kağıtlarında artık KKG geçerli.
Breaks my heart.
Kalbimi kiriyor.
If all hell breaks loose, maybe he'll leave you alone'cause you're not part of the family.
Eğer işler kötü giderse belki sana dokunmaz burada. Çünkü sen aileden değilsin.
And hoping the ice breaks. "
Buz kırıklarını bekliyorum. "
Breaks it off, breaks her heart.
Ayrılıp kızın kalbini kırıyor.
- Tucker breaks a tackle.
- Tucker hücumdan kaçtı.
Chris Ryan, showing off his ability, breaks a 45-yard run... to give De La Salle a 7-to-0 lead.
Chris Ryan yeteneğini göstererek 45 yarda koştu ve De La Salle'i 7'ye sıfır öne geçirdi.
Bellevue's Taylor King breaks a 76-yard touchdown.
Bellevue'dan Taylor King 76 yardalık bir gol attı.
My heart breaks for your loss, and I pray for your recovery.
Acınızı paylaşıyorum ve her şeyin düzelmesi için duacıyım.
You also manage to appear shocked and delighted... When Nick's elderly mother breaks into an impromptu rendition... Of New York, New York, every time she sees you.
Ayrıca Nick'in yaşIı annesi sizi her gördüğünde... kendinden geçerek New York, New York'u söylediğinde... şaşırıp sevinmiş gibi yapmayı başarıyorsunuz.
A husband breaks his silence, not just on his wife's disappearance... But on his infidelity, and all those shocking rumors.
Bir koca sessizliğini bozacak ve sadece karısının kaybolmasını değil... itaatsizliğini ve diğer şaşırtıcı dedikoduları da etraflıca konuşacağız.
Breaks Free.
Kurtuldu.
He Breaks Free, He'S Out Of The Web, He'S Good.
Kurtuldu, ağın dışına çıktı, iyi yırttı.
- Man, this breaks my heart.
- Dostum, bu olay beni çok üzdü.
When it breaks up.
Tam olmamış.
And if your small, naive heart breaks because of us so you know what, we are big fans, don't tell the police..
Eğer bizim yüzümüzden o küçücük gönlü kırılırsa ne olur biliyor musunuz?
My stepfather is an alcoholic so that he breaks his arm when he was replacing the bulb,
Üvey babam alkolik. Bu yüzden ampul değiştirirken kolunu kırdı.
Well, you have given me a ton of breaks, so...
Defalarca bana arka çıktın, o yüzden...
On this occasion, the silver thread is slit, the golden cup breaks and the pail is smashed at the spring.
Bu durumda, gümüş iplik yırtılır altın kupa kırılır ve baharda kova parçalanır.
Someone breaks into our room while we are sleeping, steals from us.
Biz uyurken zorla odamıza girdiler ve eşyalarımızı çaldılar.
It's like I don't even know you anymore, and it... And it breaks my heart.
Artık seni tanımadığımı hissediyorum ve bu kalbimi kırıyor.
You know they don't even stop for washroom breaks?
Tuvalet molası bile vermediklerini biliyor musun?
You've had a lot of unlucky breaks, Megan.
Bir sürü şanssızlık yaşamışsın Megan.
Next time a child breaks a cup before you swear at him remember this small hand and my tight slap
Bir dahaki sefere, bir çocuk kupaları kırarsa ona küfür etmeden önce bu küçük eli ve sıkı tokadımı hatırla.
Oh! I'm telling you, my heart breaks for those people.
Size söyleyeyim, kalbim o insanlar adına kırılıyor.
We're all damned if the glass breaks.
Cam kırılırsa yandığımızın resmidir.
A little detail somewhere way down the line makes you say, "Ohh!" breaks the case.
Bir gün küçücük bir detay size "vay" dedirtir ve davayı çözersiniz.
Your soul breaks. Your body breaks.
Önce ruhun parçalanmaya başlıyor, daha sonra tüm vücudun.
Breaks down sometimes.
Bazen bozuluyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]