English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Breaks my heart

Breaks my heart translate Turkish

497 parallel translation
It breaks my heart but my guests can't be threatened by firearms.
Bu durum kalbimi kıracak ama konuklarımı silahlarının önüne atamam.
When I see your creditors, it breaks my heart.
Alacaklılarınızı görünce yüreğim burkuluyor.
No! It breaks my heart for them, not for you.
Hayır, benim yüreğim onlar için burkuluyor, sizin için değil.
Dear, it breaks my heart for you. But what you have to oppose now is the history of your own selfless and perfect motherhood.
Sevgilim, çok üzgünüm ama fedakâr ve mükemmel analık geçmişine karşı çıkmak zorundasın.
It breaks my heart, but I'll have to shatter your childhood illusions.
Kalbimi parçalıyor, ama çocukluk hayallerini bozmak durumundayım.
It sure breaks my heart every time I hear of a sheepherder getting killed.
Tabii ki ne zaman bir koyuncunun öldürüldüğünü duysam içim parçalanıyor.
He mends your carriage but breaks my heart.
arabanızı onarıyor fakat kalbim çok kırık.
It breaks my heart.
Çok üzülüyorum.
You know why it breaks my heart to see you go?
Senin ayrıldığını gördüğümde beni en çok üzen neydi, biliyor musun?
Breaks my heart but it's jolly good for me inhibitions.
Bu beni üzecek ama çekingenliğime de çok iyi gelecek.
It breaks my heart?
Beni iyi dinle sersem!
"It breaks my heart that I have not been able to see you all these years, but Dr. Michel still insists an ocean voyage could be fatal."
Bunca yıldır seni görememek, beni fazlasıyla üzüyor. Ama Doktor Michel, okyanus ötesi yolculuğun ölümcül tehlikesi olduğunda ısrar ediyor. Yaşlı keçi.
It's fate, but it breaks my heart.
Ne yapalım, yazısı böyleymiş. Ama içim yanıyor.
It breaks my heart to be forced to give up this jewel, which to me represents :
Bu kolyeden ayrılmak... kalbimi incitiyor. Beni çok güzelleştiriyordu.
This strains my back and breaks my heart... ... when I think of the children missing the festival.
Malum bir koronun bu aksam festivalde çıkmayacağını düşününce belim inciniyor ve kalbim kırılıyor.
It almost breaks my heart.
Neredeyse kalbimi kıracaktın.
Just breaks my heart.
Trajedi kalbimi çok parçalıyor.
It breaks my heart.
Yüreğim parçalandı resmen.
It breaks my heart remembering.
Hatırlamak bile kalbimi parçalıyor.
It breaks my heart.
Yüreğim parçalanıyor.
The thought of you in bed with him breaks my heart.
Onunla yattığını düşünmek kalbimi parçalıyor.
# It almost breaks my heart
# Neredeyse kalbim kırılır
It breaks my heart to see them so reduced for I love my horses and when I see them suffer, it seems as if it were myself.
Ama çalıştıkları halde az yedirdiniz. Onları bu halde görmek yüreğimi parçalıyor. Onları çok seviyorum, büyük bir şefkat duyuyorum.
Breaks my heart : a boy that young going bad.
Kalbimi kiriliyor : genc bir cocugun kötü yola dogru gidiyor olmasi.
All the good times we've been through, and all the bad times it breaks my heart to think that the only reason you came with me was for money!
Hep birlikte iyi günler de kötü günler de gördük. Benimle gelmenizin tek nedeninin para olduğunu düşününce kalbim kırılıyor!
Danny, it breaks my heart.
Danny, ben de kahroluyorum.
It breaks my heart.
Bu beni çok üzüyor.
We put this ship to sea, and it breaks my heart not to help it back to port.
Bir gemiyi denize gönderdik, ve o gemiyi limana geri getirememek canımı acıtıyor.
No, it breaks my heart to see you like this.
Hayır. Seni böyle görmek beni üzüyor.
When I see you... it breaks my heart.
Bu hüzünlü suratı ne zaman görsem, yüreğim parça parça oluyor.
and... the thought of never seeing you again... sort of breaks my heart.
-... ve sizi bir daha hiç görememe düşüncesi... -... kalbimi kırıyor.
Breaks my heart to do this, but the next time I'm down here, you'lI gang up on Jack so fast he won't know what the hell happened.
Bunu yapmak beni çok üzüyor, fakat bir dahaki sefere burada yendiğimde Jack'e karşı öyle hızlı bir birlik oluşturursunuz ki o da neye uğradığını şaşırır!
When I look at him, I have to laugh... but it also breaks my heart.
Ona bakarken güldüm ama bir yandan da kalbim cız etti.
It breaks my heart.
Bu beni üzüyor.
It's gone down so badly the way it's changed it breaks my heart.
O kadar yozlaştı ki bu değişime kalbim dayanmıyor.
- Breaks my heart.
- Kalbim kırıldı.
It breaks my heart, too.
- Biliyorum, benim de içim parçalanıyor.
It just breaks my heart to see you like this.
Seni böyle görmek beni çok üzüyor.
It kind of breaks my heart to know that you won't be around to meet them.
Onlarla tanışmayacağınızı bilmek adeta kalbimi sızlatıyor.
Breaks my heart to think of you out there in the land of lunatics.
Seni deliler ülkesinde düşündükçe içim acıyor.
It breaks my heart to look at him.
Ona bakmak içimi acıtıyor.
My goodness... my heart just breaks for them.
Aman... çok yürek burkan bir hikaye, yürek burkan.
He's so young that my heart breaks.
Gençliği kalbimi dağlıyor.
My God, it breaks your heart.
İnsanın gururu kırılıyor.
And it just breaks my heart.
Çevresel bir değişiklik mi acaba?
Yes... My heart breaks when I think that my house, over 50 years old almost built with my own hands and baptized "My Temple" must be demolished
Sanırım... 50 yıllık geçmişi olan, nerdeyse hepsini ellerimle inşa ettiğim... ve tapınağım olarak gördüğüm bu evin... yıkılacağını düşünmek kalbimi kırıyor.
# I'm hoping and I'm praying as my heart breaks right in two
Umut içinde kalbim tam ikiye bölünsün diye dua ediyorum.
It breaks my little old heart to have to bust up our winning team but I have been assigned to a new post.
Doğrusu yüreğime oturuyor benim zafer kazanmış grubumla bozuşmam ama yeni bir göreve tayin edildim.
Looking at Tom breaks my heart.
- Tom'a bakınca kalbim acıyor.
My heart breaks, also.
Benim de kalbim kırılır.
Whenever I see you, my heart breaks.
Seni görmek bana acı veriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]