English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Buck up

Buck up translate Turkish

429 parallel translation
Buck up, boy.
Toparla kendini.
Come on now, buck up.
Haydi bakalım, kendini toparla.
Now, buck up.
Şimdi, neşelen.
Buck up, old man Sure, you're worried about Pierrot
Keyfini bozma, moruk. Tabii, Pierrot'u merak ediyorsun.
What is it that makes him or you think that an organization like this... made up of well-meaning amateurs... buck up against those tough military boys of Europe?
İyi niyetli amatörlerden oluşan böyle bir örgütün Avrupa'nın dirençli askeri güçlerini engelleyebileceğini ona ya da sana düşündürten şey nedir?
Buck up, son. it could be worse.
Moralini bozma, evlat. Daha kötüsü de olabilirdi.
Buck up, son.
Uyan evlat.
Buck up, Obara!
Hızlan, Obara!
Now buck up and go!
Artık canlan ve git!
Buck up, boy.
Neşelen biraz.
- Buck up and don't be shy.
- Acele et, utangaç olma.
Buck up.
Haydi,
Buck up, Emilino. We can't stop.
Sakin ol, burada duramam.
Adelita, buck up.
Adelita.
- Buck up, muchacha.
- Adelita, ne yapıyorsun?
There, there. Buck up.
Hadi ama, üzülmeyin.
I thought it would buck up the civilians.
Sivilleri canlandırır diye düşünmüştüm.
- Buck up, nephew.
- Neşelen Yeğen.
Buck up.
Neşelen.
Buck up, man. Buck up.
Canlan be adam, canlan.
Buck up.
Sıkma canını.
Buck up, kid.
Sıkma canını ufaklık.
It might buck you up.
Belki keyfin yerine gelir.
It's just to buck people up about the air estimates.
Bunun amacı insanları hava keşifleri konusunda çalıştırmak.
And Julie, she's set herself up to fascinate Buck... like a Gallatin Street girl.
Julie'de Buck'ı cezbetmek için Gallatin Sokağı kızları gibi davrandı.
Buck, drive into the river up to the hubs!
Buck, arabayı nehre götür!
Here we are, good strong tea. This will buck you up.
Al bakalım, şu demli çayı iç.
- Hey, wow I saw a clotheshorse He rear up and buck
Elbise giymiş bir at gördüm, şaha kalkmış giden
- Just a sip of brandy will buck you up. Please.
Bir yudum konyak seni kendine getirir.
I'm all mobbed up, tied hand and foot, down to my last buck.
Son kuruşuma kadar ellerim ve kollarım bağlı.
He was coming up to get a buck off of Larry Young when Udo came along.
Udo ortaya çıktığında adam Larry Young'dan para almaktaymış.
Not a buck from the tunnel job showed up.
Tünel soygunundan bir dolar bile ortaya çıkmadı.
I don't know if I wanna go on in the air force and buck for a star, get married into the Webster family and get swallowed up by all that.
Artık Hava Kuvvetleri'nde kalıp tekrar yıldızlara erişmek isteyip istemediğimden hatta evlenip Webster ailesine katılmak isteyip istemediğimden hiç emin değilim.
A man hands me a buck, I hold it up to the light.
Biri bana bir dolar verse kaldırıp ışığa tutarım.
Buck Hannassey beats him up on the road and he refuses to do anything about it.
Buck Hannassey onu yolda dövmeye kalktı. Elinde şansı varken bir şey yapmayı reddetti.
Why don't you leave it up to Buck Hastings? He's a good man.
Neden bunu, Sheriff ile konuşmuyorsun, o iyi bir adam.
Think we should buck it up to Corps, General?
Yani birliklere destek mi verelim, General?
- Play along with... If we don't we're apt to stir up every buck in the country.
Yoksa, bölgedeki bütün Kızılderili delikanlılar başımıza üşüşür.
Buck up!
İşler yolunda!
You want to end up again belonging to a Comanche buck?
Yeniden bir Komançi erkeğine ait olmak ister misin?
This will buck me up.
Bu keyfimi yerine getirecek.
Picked up a buck here and there.
Oradan buradan birkaç kuruş ödül aldım.
At least I am trying to scratch up a buck, not run a nursery.
Hiç değilse ben çocuk bakacağıma birkaç kuruş kazanıyorum.
" Ready to buck you up Whenever you are glum
" Hazır seni neşelendirmeye yoksa keyfin
Buck, after about half an hour tell the security watch in wardroom country to let Mr. Munceford come up.
Buck, yarım saat sonra koğuş kısmındaki güvenlik görevlisine Bay Munceford'u yukarı yollamasını söyle.
Can't catch one of these cruds passing up a buck.
Bir de şu alçakları para alışverişinde yakalayabilsem.
Buck, bring that horse up here. Hurry.
Buck, Şu atı buraya getir.Acele et.
You're telling me to close my eyes and watch people being destroyed so you can work in a town that doesn't have spine enough to stand up for anything but a buck!
Bana, insanların mahvedilmesine göz yum diyorsun, para dışında hiçbir şey için sesini çıkartmayan bir kentte çalışabilmen için!
- Come on down. Old Buck come up lame.
- Hadi yürü Buck, zaten topallıyorsun.
If you keep his head up, he ain't gonna buck.
Başını yukarıda tutarsan kıç atmaz.
All right, listen up, guys. Everybody put in a buck... and the man who's got the biggest tool... he's the one who wins the pool.
Pekiala, dinleyin beyler Herkes kaldırır ve en büyük alete sahip olan havuzdaki tüm parayı alır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]