English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Burn it down

Burn it down translate Turkish

357 parallel translation
I didn't want to burn it down.
Barakayı yakmak istemedim.
The way I see it, you either burn it down or you build it up!
Benim durduğum yerden bakarsan ya yakacaksın, ya kuracaksın!
Are you trying to burn it down, eh?
Burayı yakmaya mı çalışıyorsun?
I say burn the jail down. Burn it down around their ears! Aye!
Ben hapisaneyi yakın diyorum, kulakları duysun
Only for this reason either proletarian can light up the landlord's house and let the fire burn it down
Sadece bu nedenle aşağıdaki yangın bir proleter evsahibinin, evini aydınlatabilir.
Watch the torches, they may try to burn it down.
Meşalelere dikkat edin, tekneyi yakmaya çalışacaklar.
- Stop! I'm going to burn it down.
Emirlerinin canı cehenneme, Albay Sevigny.
Burn it down!
Yakın onu!
Burn it down.
Yakın burayı!
Fire, fire, burn it down.
Ateş! Ateş! Yak orayı.
Let's burn it down for the insurance.
Sigorta için yakalım.
Don't burn it down.
Barıma iyi bak.
They see something they don't like, they shoot it up, burn it down, make up their own laws.
Beğenmedikleri birşey olduğunda... yakıyorlar, yıkıyorlar... kendi kanunlarını yapıyorlar.
... and tried to burn it down.
... burayı ateşe vermek istedi.
Burn it down!
Yakın!
Let's charge into the temple and burn it down!
Tapınağa saldırıp yakalım
I'm gonna burn it down.
Bu işi bozacağım.
We can burn it down.
Onu yaka biliriz.
They live next door to people who break into their house... and burn it down while they're gone for the day.
Yan taraftaki oturan insanların evine giriyoruz... ve evini yakıyoruz.
- Burn it down!
- Evi yakın!
You wanna burn it down and out of the pipes, force it in here, slam the door, and trap its ass?
Yakıp, borulardan dışarı çıkarmak istiyorsun buraya getirtip, kapıyı kapatıp, tuzağa düşürmek gibi?
Burn it down.
Yakın.
I didn't burn it down.
Ben yakmadım ;
Perhaps we'll burn it down instead!
Belki de yerle bir etmek yerine yakar kül ederiz!
- You burn it down, Cheech!
- Yak onu Cheech!
Burn it down, I said.
Yak dedim sana.
- Burn it down!
- Yakın!
Say, I was afraid the hospital would burn down before I could get into it.
Buraya giremeden önce hastane yanıp kül olacak diye korkardım.
I'd tear off my arms... I'd burn Springrock down to ashes if you wanted it.
Sen iste... kollarimi keser, Springrock'i küle çeviririm.
Let it burn down... and we can go and beg!
Yansın o zaman sonra da gider elaleme yalvarırız!
No, it is you that destroyed Shuvan! If you had believed in me, if you had helped me a little... the Kulhak would have never dared to burn down the school.
Eğer eğer bana inansaydınız azıcık da olsa yardım etseydiniz beyler okulu yakmaya cesaret edemezdi.
It really takes guts to burn down houses of women and old folks.
Gerçekten kadınların ve yaşlıların evlerini yakmak için yürek lazım.
- It's a crime to knife people and then to knife a policeman when he tries to stop you burn down the place! No! No!
- Adam bıçaklamak sonra barı yakmaya kalkmak engellemeye çalışınca polisi ısırmak bir suç.
I'd throw it down the incinerator, but it won't burn twice.
Fırına verip tekrar yakmaktansa, öğütücüye atacağım.
In fact, the Portuguese had to burn the island... to put down the resistance of the Indians when they took it.
Gerçekte, Portekizliler burayı aldıklarında yerlilerin direnişini kırmak için adayı yakmak zorunda kalmışlar.
Let the young man have his slave back, or tomorrow I'll burn down your theater. It's not true -
Bırakın genç adam kölesine sahip olsun yoksa yarın tiyatronu yakıp yerle bir edeceğim.
He said that if you tried to leave, he'd burn down the ranch and everything in it.
Gitmeye kalkarsan çiftliği yakacakmış içindeki her şeyle.
And it's they caused the army to burn the field down.
Buna sebep olan, tüm tarlaları yakıp küle çeviren ordu, biliyorsun.
Burn this, flush it down the toilet.
Bunu yakıp klozete at.
It's not upon us to burn down the house he's making laws like a king.
Kral gibi kanunlar yapıyor!
It's not my business, but you'll burn the place down.
Bana göre hava hoş ama bütün binayı yakıp kül edersin.
People are starving and you want to burn it all down!
İnsanlar açlıktan ölüyor ve sen hepsini yakmak istiyorsun.
If the capsule is not at the correct angle... with the blunt end and heat shield down, it will burn up.
Eğer kapsül, küt tarafı aşağıda, doğru açıyla giremezse... ve ısı kalkanı aşağıya bakmıyorsa, yanacaktır.
You'll have to burn it all down, baby.
Hepsini yazmak zorunda kalacaksın, bebeğim.
Burn it all down.
Hepsini yak.
We've gotta tear everything down, burn it.
Biz herşeyi yıkmak, yakmak zorunda kaldık.
Radio, Radio, Radio, Radio... Burn it down! Burn it down!
Yakın orayı, yıkın!
It's about to burn down to your fingers.
Parmaklarınızı yakmak üzere.
It's cool that you didn't burn the place down.
Evi yakmamana sevindim.
Mother, if anybody's gonna burn my house down, I'll be the one to do it.
Kimse benim yanık evime karışamaz anne, bunu yapacak kişi ben olacağım.
Don't sit in your house and wait for it to burn down.
Evinden çıkmak için yanmasını bekleme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]