But we're good translate Turkish
757 parallel translation
We're laying down good beer and getting nothing but a lot of bum paper.
İyi bira satıyoruz ama elimize beş para etmez kağıtlar geçiyor.
Pardon me, my good man, but we're looking for the residency.
Özür dilerim iyi adam ama biz resmi konutu arıyoruz.
We've known all along that we're probably the most good-for-nothing bunch of kids who were ever raised, but it didn't bother us much until we found out that Pop knew it too.
Şimdiye kadar yetiştirilmiş muhtemelen en hayırsız evlatlar olduğumuzu başından beri biliyorduk. Fakat bu bizi çok da rahatsız etmedi. Ta ki babanın da bildiğini öğrenene dek.
No, we ain't got no money but there's plenty of us to work and we're all good men.
Hayır, paramız yok, ama kalabalığız ve hepimiz iyi çalışabiliriz.
I'm sorry I had to do that to you... but if you're a good sport, we'll shake and be friends.
Sana bunu yapmak zorunda kaldığım için üzgünüm. Bir centilmensen el sıkışır, arkadaş oluruz.
We've got skates, and they're good, but not quite good enough.
Bizim patenlerimiz oldukça iyi, ama yeterince değil.
I'm not saying he's not a good pilot, but we're not in the air now.
İyi bir pilot değil demek istemiyorum ama şimdi havada değiliz.
OTHERS AIN'T AS GOOD AS WHAT WE'RE LEAVING, BUT THEY'LL DO.
Benekliyi ben alıyorum.
Maybe we could give those vets a good licking... but they're not the real enemy.
Şu üst devrelere iyi bir dayak atabilirdik belki. Ne var ki, gerçek düşmanımız onlar değil.
Look, Belle, I know this hasn't been a good trip for you, but, well, we're going to have smooth sailing from here on out.
Bak, Belle, Biliyorum, bu senin için iyi bir gezinti olmadı. ama biz şuan rahat bir yelkenlideyiz.
We're good friends and all that but do you think I'm peculiar?
İyi arkadaşız. Beni acayip mi buluyorsun?
Normally we couldn't give you such a good deal, but since you're blind...
Normalde size bu kadar iyi bir teklif yapmazdık, ama baktıkki körsünüz...
But we're having such a good time.
Ama sadece iyi vakit geçirmeye çalışıyorduk.
Good, since we're all but one family here
Harika, mağdem hepimiz aile gibi olduk
Three rebellions a year, but we're still of good cheer...
Bir yılda üç isyan... Yok hiç keyfi kaçan...
But they're good people and they're kind people and together, we were beginning to get over this dark patch.
Ama onlar iyi insanlar ve nazik insanlar ve birlikte bu kara lekenin üstesinden geliyorduk.
We're just camping here, but people must think we've come for good.
Sadece kampımız burada, ama halk bizim iyilik için geldiğimizi düşünmeli.
"But we're so good together"
"Ama biz birlikte çok iyiyiz."
Now, it's not going to be steak and eggs, or anything but it's going to be good food and we're going to get it to you.
Biftek ve yumurta olabilir, güzel bir kahvaltı olacak ve bunu sağlayacağız.
But they're good people, and they're fine people... and together we were beginning to get over this bad patch.
Ama onlar iyi insanlar, hoş insanlar ve beraberce bu kötü durumu telafi edeceğiz.
I mean, what good is all them pelts if we are dead? But not the way we're headed now.
Başsız olmamız doğru değil.
But if that's all we got, we're in good shape.
Tek sorun buysa durumumuz fena değil.
That's good, but we have two secretaries and we're very happy with them.
Çok güzel, ancak kendilerinden memnun olduğumuz iki sekreter çalıştırmaktayız.
He flies off the handle sometimes, but we're good friends.
Ara sıra kendini kaybetse de iyi arkadaşız.
That's a good idea... but we're agreed on the basics, wouldn't you say, Tom?
Bu iyi fikir... ama temellerde anlaşacağız değil mi Tom?
You're a vey good employer, Mr. Stahr, but, uh... we still think that the position can be... rationalized.
Siz çok iyi bir işverensiniz, Bay Stahr, fakat hâlâ durumun mantıklı bir şekilde açıklanabileceğini düşünüyoruz.
It's looking good but if we're gonna do this, why don't we make changes that really count?
İyi görünüyor ama bunu yapacaksak, yapmışken önemli değişiklikler yapsak?
But in case we have to go that route, I want you to know we're in good shape.
Ama o yola gitmek zorunda kalırsak, iyi durumda olduğumuzu bilmeni isterim.
But we're not good enough for you now, are we?
Ancak artık senin için yeterince iyi değiliz, öyle, değil mi?
Look, I'm sorry, but we're looking... for some very good jazz dancers... and it's been made very clear to me... that those people don't fit in to that particular category.
Bak, üzgünüm, ama biz iyi caz dansçıları arıyoruz ve bu o kadar açık ki bu insanlar bu kategorideki yapıma uymazlar.
I mean, we're real good, but we just can't seem to get anything going.
Harbiden çok iyiyizdir ama bir türlü şansımız açılmadı.
I'm sorry, but in years to come we're going to have a good laugh over this.
Bak, üzgünüm. Ama yemin ederim ki yıllar sonra oturup bu ana çok güleceğiz.
Starting fresh sounds good when you're in trouble but before we vote to pack up and leave I think we should ask why we're here.
Başımız derde girdiğinde herkesin fikrini söylemesi güzel... ama toparlanıp gitme kararını almadan önce... sanırım kendimize burada ne aradığımızı sormalıyız.
Papa Chuck was a good man, we're gonna miss him, but, uh, last few years, he let things slide.
Papa Chuck iyi bir adamdı onu özlüyoruz ama şuson yıllarda işleri oluruna bırakmıştı.
Someday we'll get good luggage, but right now, it will have to do. And you're more than welcome to it.
Elbet bir gün, iyi bavulumuz olacak ama şu anda bununla idare etmelisiniz.
We're trying to meet them, but nobody can come up with any good lines. Wait a minute, try this one, try this one.
Onlarla tanışmak istiyoruz ama kimse söyleyecek bir söz bulamıyor.
I'll always be grateful to you, but we're not good for each other.
Sana her zaman minnettar olacağım, ama birbirimize iyi gelmiyoruz.
We're doing what we can for her, but, uh, it's not looking very good.
Onun için elimizden geleni yapıyoruz ama durumu çok iyi gözükmüyor.
Billy, we're good, but this is getting ridiculous.
Billy, gayet iyiydik. Ama durum saçma sapan bir hal aldı.
Well, I know that's true of some people, but, sweetheart, we're good-looking.
Bu bazı insanlar için doğru olabilir bir tanem ama biz güzel insanlarız.
- Yes, but we're making good time.
- Yine de iyi vakit geçiriyoruz.
We're looking for a place to get something to eat. There's nothing in that direction, but I can show you a very good place that way.
Yiyecek birşeyler almak için bir yer arıyorsanız bu yönde hiçbir şey yok.
They're boxy but they're good. We know they're not sexy.
Seksi olmadıklarını biliyoruz.
We're lost, but we're makin'good time.
Kaybolduk, ama iyi vakit geçiriyoruz.
Eejit Records is a small label, but we're good because we care.
Gerizekalı Plaklar küçük bir etiket. Ama biz iyiyiz çünkü bu işi önemsiyoruz.
We just won't give'em the time of day, but they're good men.
Onlara zaman tanımıyoruz ama onlar iyi adamlar.
I know you're having a good time, but we were infiltrated.
Eğleniyorsunuz biliyorum, ama birileri içeri sızmış.
But while we're here, living in this time and this place, some of us are lucky few, who will still have all the fun, and... all the good women.
Madem buradayız, bu zamanda ve bu yerde yaşıyoruz aramızdaki birkaç şanslı kişi işin tüm eğlencesini bütün harika kadınları kapacak.
I know we're not really tight or anything, but I really dig weddings, and I'd bust my buns to do a good job.
Gerçekten aramız iyi değil biliyorum. Bir şey daha var gerçekten düğüne hazırlanmak. İyi bir iş yapmak için bana düşen her işi yaparım.
Tell him thanks, but we're good where we are.
Teşekkür ettiğimizi söyle, ama bizim yerimiz iyi.
Tell Sonny thanks anyway, but we're good where we are.
Sonny'ye teşekkür ettiğimizi söyle. Ama biz yerimizde rahatız.
but we're friends 22
but we're okay 18
but we're running out of time 36
but we're not 95
but we're fine 24
but we're 61
but we're here 29
we're good 1678
we're good friends 31
we're good together 24
but we're okay 18
but we're running out of time 36
but we're not 95
but we're fine 24
but we're 61
but we're here 29
we're good 1678
we're good friends 31
we're good together 24
we're good to go 162
we're good people 25
we're good here 47
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
we're good people 25
we're good here 47
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
goodspeed 27
good job 2434
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
goodwin 111
good luck tomorrow 38
good morning to you 106
goodness 671
goodspeed 27
good job 2434
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
goodwin 111
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886