English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Good boy

Good boy translate Turkish

7,232 parallel translation
( whistles ) Good boy.
Aferin oğlum.
Good boy, come on, boy, good boy.
Hadi oğlum.
You're a good boy, Tom.
İyi bir çocuksun Tom.
Never saw you do the cruel things, so I know you're a good boy.
Zalimce işler yaptığını hiç görmedim bu yüzden iyi olduğunu biliyorum.
That's a good boy.
Aferin oğluma.
That's it, good boy, oops!
İşte böyle, hadi çocuklar.
Eleanor : Good boy.
Aferin oğluma.
Good boy! Good boy, Ralston.
Bırak.
He's a good boy.
O iyi bir çocuk.
There's a good boy.
Sen çok iyi bir çocuksun.
Good boy.
Aferin.
Sir he is working with me and a good boy.
- Efendim, o benimle çalışıyor ve iyi biri.
He is a good boy.
İyi biridir o.
And since somebody's been such a good boy...
Ve ne zaman böyle iyi davrandığın için...
And win or lose, I've been a good boy.
Ve kazan veya kaybet, ben iyi bir çocuktum.
Good boy... you remembered.
Aferin sana. Hatırladın.
He's a good boy, Tonino.
İyi bir çocuktur, Tonino.
Always a good boy.
her zaman iyi bir çocuktur.
Good boy.
- Aferin oğluma.
- Yeah, good boy.
Evet, aferin. - Merhaba.
Be a good boy.
İyi bir çocuk ol.
You're a good boy, Niklaus.
Sen iyi bir çocuksun Niklaus.
GOOD BOY. GOOD BOY.
Hadi oğlum.
Good boy.
Aferin oğluma.
Good night, Kevin's creepy, dead-eyed boy doll.
Sana da iyi akşamlar, Kevin'in ürpertici ölü-gözlü kuklası.
That boy's a good shot.
O çocuk keskin nişancı.
That's why you don't hire some ancient good old boy to run your computer business.
İşte bu yüzden bilgisayar işini yürütmesi için tarihi eser bir adam tutmazsın.
John Bosworth, Texas good ol'boy, president of the "I Hate Joe MacMillan" fan club.
John Bosworth, Texas'ın yaşlı çocuğu "Joe MacMillan'dan nefret ediyorum" fan kulübünün başkanı.
I felt sure Mrs. Fitz would let me examine the boy after the good father finished his incantation.
İyi rahibin büyülü sözlerini tamamladıktan sonra Bayan Fitz'in çocuğu muayene etmeme kesinlikle izin vereceğini hissettim.
Boy, that's good scotch.
Çok kaliteli bir viski.
Oh, good catch, boy.
İyi yakaladın oğlum.
♪ Oh, boy, it's swell to say ♪ Good... ♪ Good morning, USA
dİnsanın söylerken göğsü kabarıyor d Günaydın, ABD. d Günaydın A.B.D.
This boy, he's a good kid ;
Kurtarıcımız Episcopal Kilisesi O her zaman bizimle. Bu çocuk, o iyi biriydi.
Good boy.
- Aferin.
Superman is a very good boy, really.
Süpermen, çok iyi bir çocuk.
Boy, it's a good thing Lacey lets me have a key.
İyi ki Lacey anahtarını bana vermiş.
Jack : You want something, or is this just some good old boy meet-and-greet routine?
Bir şey mi istiyorsunuz, yoksa bu bir tür rutin tanışma faslı mı?
You used to be a good little boy scout.
Senin iyi izci çocuk olman lazımdı.
Boy, you smell good.
Vay canına, güzel kokuyorsun.
Good, boy.
Aferin oğluma.
Oh... ( sighs ) You're a good boy, Wilfy.
Usludur Wilfy.
Right, Ollie, I want you to go outside, yeah, and shoot that boy in the face from the good family, all right?
Ollie, şimdi dışarı çıkmanı,... ve ailen adına o adamı yüzünden vurmanı istiyorum.
Tell you what, if it's as good as I'm imagining, you had a whale of a time, boy.
Eğer benim hayal ettiğim kadar güzel olduysa acayip zevk almışındır, oğlum.
Yeah, we got about an elbow of that good white-boy weed and all of Boonie's Mama money.
İşte bu, beyaz çoçukları esrarlarını ve Boonie'nin annesinin parasını aldık.
What a good boy.
Ne iyi bir çocuksun.
Boy, it's finna go down! Good lookin', Maggie.
Adamım, birazdan işler çirkinleşecek!
Oh boy, it looks good.
Vay anasını, iyiymiş.
Good boy.
Lanet olası!
Kisses his baby boy good-bye.
Bebeğine hoşçakal öpücüğü veriyor.
I-I tried to get a good one, but you were all screaming at that little boy.
İyi bir tane yakalamaya çalıştım ama hep küçük çocuğa bağırıyordunuz.
Oh, so you just did it, like a good little boy? You didn't question her motivation?
Sen de süt oğlanı gibi tutup yazdın hemen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]