English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Good times

Good times translate Turkish

2,226 parallel translation
Yeah. Good times.
Evet, iyi zamanlar.
I want to toast to the good times.
Güzel günler için kadeh kaldırmak istiyorum.
I'm just saying we had some good times.
Sadece güzel zamanlar geçirdiğimizi söylüyorum.
A couple of years ago financial growth and good times were predicted.
Bir kaç yıl önce finansal büyüme ve güzel günler öngörüldü.
Good times must have come
İyi zamanlar gelmeli artık, değil mi?
We had some good times in this car.
Bu arabada güzel anlar yaşamıştık.
Wanna have some more good times in this car?
Biraz daha yaşayalım ister misin?
- Bookman from Good Times?
- Good Times'taki hani?
Yes, I... â ™ ª When I think of all the good times â ™ ª â ™ ª That I've wasted â ™ ª â ™ ª Having good times â ™ ª
Evet, ben- - Zoe niye benimle değil de Whit'le evlenmeli.
Those were good times.
- Çok güzeldi.
Look, we had some good times, What, you don't think Sheila misses me?
Sheila seni özlese kaç yazar güzel eğleniyoruz
I've been sitting at home, thin _ ing about all the good times we had,
Evde oturuyordum güzel günlerimizi düşünüyordum
Here's to good times.
İyi günlerin şerefine.
Good times.
Güzeldi.
I said we had to keep memory in the good times spent together and finish it with a good time.
ve dedimki yaşadığımız iyi zamanları hatırlayıp, iyi bir şekilde bitirmek en iyisi.
We share good times and bad and this wine together
İyi ve kötü zamanları paylaştık şimdi de şarabı paylaşalım.
There were good times, though.
Her şeye rağmen güzel zamanlardı.
We'll share some good times.
Güzel zaman geçiririz.
Suddenly all the good times I'd had with Felix in that ward came rushing back.
Birden o koğuşta Felix'le yaşadığım bütün güzel anılar gözümde canlandı.
Good times.
Güzel günlerdi.
And I know that there's good times and there's bad times.
İyi zamanlar gibi kötü zamanlar olacağını biliyorum.
Wow, we had some good times together, didn't we?
Birlikte iyi zamanlar geçirdik değil mi?
We had some good times, didn't we, brother?
Burada güzel zamanlarımız oldu, haksız mıyım, moruk?
Good times.
Güzel zamanlardı.
- Arthur and I had such good times.
Arthur'la çok iyi zaman geçirdik burada.
Good times.
Ne güzel.
- Akash, when in good times.. .. we all made a lot of profit.
- Akash, iyi günde hepimiz kar yaptık.
Good times.
Güzel zamanlar.
I am tired of letting that prick ruin our good times, so I'm gonna tell the guy he sucks and I don't have my notebook.
O yavşağın bu güzel vakitlerimizi mal etmesinden bıktım! Yavşağın teki olduğunu ve defterimi getirmediğimi söyleyeceğim.
Yeah, Danny and I had some pretty good times.
Tabii, Danny ve benim oldukça iyi anılarımız var.
Oh, good times!
Ah, güzel zamanlar...
You know me and you did have some good times.
Dinle ben ve senin güzel zamanlarımız oldu.
Good times, buddy, you and me were like peanut butter and jelly.
Güzel günlerdi, dostum, senle ben fıstık ezmesiyle jöle gibiydik.
Kind of makes you think. Old times. Good times.
Eskiden her şey ne güzeldi.
Good times.
İyi zamanlardı.
Good times.
Aferim.
- Umm- - - it was good times, right?
Güzel vakit geçirdik, değil mi?
Well, I just think she senses You're gonna be a good friend for her During in good times and - and flu season.
Düşünüyorum da siz ikiniz iyi günde de grip sezonunda da çok iyi arkadaş olacaksınız.
I've watched her a few times, She's good?
Birkaç kez görmüştüm onu. iyi mi o kız?
I've only smoked pot like 500 times... so I'm good.
Sadece 500 defa falan esrar çektim, iyiyim.
â ™ ª When I think of all the good time that's been wasted â ™ ª â ™ ª Having good times â ™ ª
Yazan :
A lot of times, when we focus on what's good instead of what's wrong, we can change our response to the situation and then to each other.
Çoğu zaman bardağın boş tarafına bakarız. Önce olaya, sonra da birbirimize olan tepkimiz bundan etkilenerek değişir.
God's plans twist at times but always end up in the greater good.
Tanrı'nın planlarını insan aklı almaz ama her zaman hayırlısı olur.
Met him a couple of times now. He's a good lad.
Onunla bir kaç kez görüştük.
I'm gonna miss these times with you, man. Well, you've had a good run there, boss.
Orada iyi iş çıkardın, patron.
Hagi's times were also good...
Hagi'nin olduğu zamanlarda çok iyiydi...
marge is gonna take a good, hard look at homer and say, "he's so stupid. and he'd screwed us over so many times."
Marge sabit bakışlarla Homer'ın çok aptal olduğu söylerdi.
If you prove that you're good, you'll get ten times as much - as that incompetent Dolezal.
Eğer iyi olduğunu kanıtlarsan, beceriksiz Dolezal'a ödediğimin on katını sana veririm.
You've walked past me so many times, all you good men of charity, never once asking my name.
İyi kalpli yardımsever beyler, hepiniz beni birçok kez ziyaret ettiniz. Bir kez olsun adımı sormadınız.
How many times have I told you that eggs are no good for me.
Yumurtanın bana iyi gelmediğini sana kaç kez söyledim?
Couple times. good scampi.
Birkaç kez. Istakozu güzeldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]