English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cap

Cap translate Turkish

9,573 parallel translation
Cap, good to see a familiar...
Yüzbaşı, tanıdık bir yüz görmek çok hoş.
Hey, knock it off, cap!
Kes şunu yüzbaşı.
Took a lot of guts to come here alone, cap.
Buraya bir başına gelmek cesaret ister yüzbaşı.
Take heart, cap.
Cesur ol yüzbaşı.
( chuckles ) doubt this cap was ever frozen.
Bu Yüzbaşının donduğundan şüpheliyim.
Yeah, cap. This is going to be a problem.
Evet Yüzbaşı, bu biraz sorun çıkartacak.
Hang in there, cap. We'll find a way out of this.
Kurtulmanın bir yolunu bulacağız.
Cap, no!
Yüzbaşı, hayır.
A-bomb, you and cap draw its fire.
A-Bomb, Yüzbaşıyla sen ateşi başka yöne çekin.
Hulk : Cap, the siphon!
Yüzbaşı, emiciyi aç!
Thanks, cap, for reminding us to never give up.
Sağ ol Yüzbaşı, bize asla pes etmemek gerektiğini hatırlattığın için.
See you in the funny papers, cap.
Karikatür sayfasında görüşürüz Yüzbaşı.
Cap, I get that we're following orders.
Kaptan, emirleri uyguladığımızı biliyorum.
We got your back, Cap.
Arkandayız Kaptan.
Don't make any promises you can't keep, Cap.
Sakın tutamayacağın sözler verme Kaptan.
Aw, thanks, Cap.
Teşekkürler Kaptan. Herkese teşekkürler.
You need to tell Cap.
Bunu Kaptan'a söylemen gerekiyor.
But I am realizing Cap's not at this checkpoint like he said he'd be.
Ama Kaptan'ın öyle demesine rağmen bu kontrol noktasında olmadığını fark ettim.
There. Cap's boot prints.
Kaptan'ın bot izleri.
If Cap's setting up a surprise challenge, it could come from anywhere.
Eğer Kaptan sana sürpriz bir mücadele hazırlıyorsa, her yerden gelebilir. - Ne yapıyorsun?
Cap's prints just stop.
Kaptan'ın izleri kesildi.
The scent communication is muddled but something tore Cap off the ground, frightening the ants.
Koku iletişimi karışmış ama bir şey Kaptan'ı zeminden ayırmış, karıncaları korkutmuş.
We traced your signal, Cap.
Sinyalinizi takip ettik Kaptan.
Hey, Cap, what happened?
Kanka, ne oldu? Yanlış filme mi girdik?
Hey, Cap!
Selam Yüzbaşı!
Cap, secure Ronan.
Yüzbaşı, Ronan'ı koru.
Takin'orders from Cap, I get. But Stark?
Yüzbaşı'dan emir almayı anlarım da, peki şu Stark?
- Cap!
- Yüzbaşı!
Don't worry your star-spangled head off, Cap.
Yıldız desenli kafanı buna yorma sen Yüzbaşı.
Just some cap stuck me a few years back.
Birkaç yıl önce bir kadın tırmaladı.
"According to the assessment by military specialists," "detonating such a highly concentrated cube" "can wipe out a radius of 300 km."
"Askeri uzmanlara göre, o kadar yoğun bir küpü patlatmak 300km yarı çapında bir alanı haritadan silebilirdi."
We there yet, cap? A-bomb : The weapon's based in there.
- Daha gelmedik mi Yüzbaşı?
Hulk : ( groaning ) don't do it, cap.
Bunu yapma Yüzbaşı.
See if there were any abandoned cars ticketed within a 50-mile radius of Hollander's Woods?
Hollanders Ormanı'nın 75 km çapında ceza yiyen terkedilmiş bir araba var mı diye?
And finally, today is results day for students up and down the country.
Ve nihayet, bugün ülke çapında öğrencilerin sınav sonuçları açıklandı.
I don't need to remind people of the catastrophes in New York, London, and most recently Sokovia, tragedies that seem to be growing in number and scale.
Sayısının ve çapının arttığını düşündüğümüz New York, Londra ve yakın zamanlarda Sokovia'daki gibi felaketleri hatırlatmayı gerek duymuyorum.
Cap's not hiding.
Kaptan saklanmıyor.
It exposes how farm subsidies are slowly leading us to a countrywide drought within ten years.
Çiftlik yardımlarının bizi 10 yıl içinde nasıl ülke çapında bir kuraklığa götüreceğini açığa çıkarıyor.
Yes, you are all heroes in your own way.
Evet, hepiniz kendi çapınızda kahramansınız.
Oh, my God, Cap.
Yok artık kanka ya.
A world-class port.
Dünya çapında bir liman.
The Royal Family, along with millions of people around the world, are in shock tonight after Crown Princess Emily of Caledonia was killed...
Kraliyet ailesi, milyonlarca kişi ile birlikte bu gece dünya çapında büyük bir şok yaşadı. Kaledonya prensesi Emily tacını taktıktan kısa süre sonra hayatını kaybetti.
Most of them were scattered by animals across the area, roughly a mile in diameter.
Çoğu hayvanlar tarafından bölgeye dağıtılmış. çapı 1 km'lik bir alan.
I got 16 across the country.
Ülke çapında 16 tane var.
These images are from computers across the country, being watched by DITU...
Bu görüntüler, DÖTB tarafından izlenen ülke çapındaki bilgisayarlardan.
They had to have been triggered within a two-block radius.
İki blok yarıçapı içerisinde tetiklenmek zorundaydılar.
In case you haven't noticed, I'm running a citywide manhunt at the moment.
Fark etmediysen söyleyeyim şu anda şehir çapında bir avı yönetiyorum.
The ATCU, their inhuman manhunt...
Dünya çapında salgın.
But a series of recent events seem to suggest all across the globe animals have decided : "no more."
Ancak yaşanan bir dizi olay dünya çapındaki tüm hayvanların canına yettiğini gösteriyor.
All of these drains must be checked individually, every one within a 5-kilometer radius of the Embassy.
Elçilik'in 5 kilometre çapındaki her bir kanalizasyon tek tek kontrol edilecek.
17,000 casualties worldwide, not to mention countless injuries.
Dünya çapında 17.000 ölü. Sayısız yaralılardan bahsetmiyorum bile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]