Couldn't wait translate Turkish
1,635 parallel translation
And couldn't wait to tell you how great it is.
ve ne kadar harika oldugunu söylemek için bekleyemedim.
And when I realized how long I would have to save to get that ring, I just knew I couldn't wait that long to ask you to marry me.
Ve o yüzüğü alabilmek için ne kadar süre beklemem gerektiğinin farkına vardığımda, sana evlenme teklifi etmek için o kadar uzun süre bekleyemeyeceğimi biliyordum sadece.
What's so important it couldn't wait?
Bekleyemeyecek kadar önemli olan ne?
Wait, was this before or after you couldn't stop thinking about me?
- Eski kocanla mı oynaştın?
I couldn't wait to get back to school.
Okula gitmek için sabırsızlanıyordum.
She was here briefly and she couldn't wait to get back to the UK.
Kısa bir süre için burdaydı ve İngiltere'ye hemen döndü.
Each time I saw him I couldn't wait to see him again...
Onu her gördüğümde bir dahaki görüşme için bekleyemezdim...
Couldn't it wait?
- Bekleyemez mi?
All of them talking about how they just couldn't wait to get up river and...
Sürekli olarak çene çaldıkları tek şey nehir yukarı çıkmak ve...
Turns out it couldn't wait till tomorrow.
Yarına kadar bekleyemeyecek bir duruma döndü.
- What, you couldn't wait?
- Ne yani, bekleyemedin mi?
Six months ago you couldn't wait to start.
Altı ay önce, başlamak için bekleyemiyordun.
We just couldn't wait to hear you play.
Dayanamadık, seni dinlemeye geldik.
This couldn't wait, Kyle.
Bu kaçınılmazdı, Kyle.
Diane said that he couldn't wait to meet me.
Diane dediki benimle tanışmakiçin sabırsızlanıyormuş.
I know it's early, but I couldn't wait. - What happened?
Biliyorum erken ama bekleyemedim.
I know you told me to wait, but I couldn't just...
biliyorum bana bekle demiştin, ama beklemek...
I couldn't decide yet, I think I'll wait for a while.
Ne oldu? Karar veremedim. Bekleyeceğim biraz daha.
Couldn? t wait any longer.
Hiç ummmazdım.
I figured I couldn't afford to just wait around for the right man to show up.
Doğru adamın karşıma çıkmasını bekleyecek lüksüm olmadığını düşündüm.
I'm sorry, I couldn't wait.
Özür dilerim, tutamadım.
Couldn't this wait until later?
Bekleyemez mi?
You all couldn't wait to run over me, to take my position, to take my life... and to forget all about me.
Üzerimden hemen geçip gittiniz. Pozisyonumu almak için, hayatımı almak için ve beni unutuverdiniz.
She couldn't wait to take it off.
O çıkarmayı bekleyemedi.
Couldn't I just wait for you here?
- Seni burada bekleyemez miyim?
I couldn't wait.
Buraya gelmek için sabırsızlanırdım.
The last time we spoke, you couldn't wait to quit.
Son konuşmamızda bekleyememiş çekip gitmiştin.
Three days ago, she couldn't wait to get to bed, and now she acts like
Üç gün önce yatmak için sabırsızlanıyordu. Şimdiyse sanki onu elektrikli sandalyeye gönderiyormuşum gibi davranıyor.
I bet you couldn't wait to upload the footage. It's a male-dominated sport.
Eminim görüntüleri internete yüklemek için can atıyordun.
Apparently, some guy named Balaam had a talking ass, and Randy couldn't wait to show Milly his.
Görülüyordu ki, Balaam adındaki bir adam götünden konuşuyordu, ve Randy Milly'e bunu göstermek için sabırsızdı.
Good,'cause I couldn't stand to wait another 40 years
Güzel çünkü bir kırk yıl daha beklemeye dayanamam.
'Cause I couldn't stand to wait another 40 years.
Çünkü bir 40 yıl daha beklemeye dayanamam.
I told her a little about you because I think you're so great and she couldn't wait to come and meet you.
Ona senden bahsettim çünkü sen harika birisin. Dayanamadı, hemen gelip seninle tanışmak istedi.
I thought that you were feeling the same way about me too, but then we get here, and you couldn't wait to find your stupid secret admirer.
Senin de benim için böyle hissettiğini düşündüm ama sonra buraya geldik ve aptal gizli hayranını bulmak için biraz bekleyemedin.
Well, I couldn't wait to congratulate you on your upcoming nuptials.
Düğününle ilgili seni tebrik etmek için bekleyemedim.
Susan couldn't wait to pop the question.
Susan soru için daha fazla bekleyemedi.
And you couldn't wait to pay me back.
Ve benden intikam almak için çok beklemedin.
You weren't here, and I couldn't wait.
Burada değildin ve bekleyemezdim.
Yeah, I just couldn't wait.
evet, bekleyemedim.
My hands were trying to keep you warm, your hands were keeping me warm, and we both got, you know, excited, and we left the game in the seventh inning'cause we couldn't wait to get home to have sex.
Ellerim seni sıcak tutmaya çalışıyordu, senin ellerin de beni sıcak tutuyordu ve ikimiz de... heyecanlanmıştık, ve daha fazla dayanamayıp, 7. seride aşk yapmak için çıkmıştık.
She couldn't wait to be Anna Silvers.
Anna Silvers olmayı iple çekiyordu.
I like that you were so enthusiastic about it, you couldn't wait to tell me.
Doğrusu bu ya, Bana söylemek için sabırsızlanacak kadar hevesli olmanız hoşuma gitti.
She couldn't just sit back and do nothing and wait for another human being to die.
Arkasına yaslanıp, hiç bir şey yapmadan.. ... bir insanın ölmesini bekleyemezdi.
We couldn't wait any longer.
Daha fazla bekleyemezdik.
Yeah, but I couldn't wait that long.
O kadar uzun süre bekleyemezdim.
She couldn't even wait for 9 hours.
Hatta 9 saat bile beklemezdi..
I couldn't wait to get the hell out of there.
Bir an önce kaçmak istedim.
Wait. I couldn't see your eyes'cause they were shut so tight.
Pardon, gözlerini göremiyordum çünkü sımsıkı kapatmıştın.
So what couldn't wait, Ma?
Bu kadar acil olan şey ne, anne?
Made'em stand until they couldn't anymore. Wait.
Dayanamayacak hale gelene kadar ayakta tutuyormuş onları.
I-I couldn't let it wait.
Ama bekleyemedim.
wait 72755
wait a minute 9883
waiting 432
waiter 420
waitress 109
waits 33
waiting for you 189
waiting for me 66
waited 24
wait a second 3080
wait a minute 9883
waiting 432
waiter 420
waitress 109
waits 33
waiting for you 189
waiting for me 66
waited 24
wait a second 3080
wait up 853
wait for it 485
wait here 1289
wait for me 1097
wait and see 133
wait a sec 321
wait for me there 44
wait your turn 54
wait outside 142
wait a moment 328
wait for it 485
wait here 1289
wait for me 1097
wait and see 133
wait a sec 321
wait for me there 44
wait your turn 54
wait outside 142
wait a moment 328