English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wait a little

Wait a little translate Turkish

1,019 parallel translation
But, please, just wait a little while longer.
Söz. Ama lütfen biraz daha bekle.
Then I can wait a little longer.
O zaman biraz daha beklerim.
- Henry can wait a little longer.
- Henry biraz daha bekleyebilir.
Wait a little longer. It's only 11 : 00.
Birazcık daha bekle.
I'm afraid we'll have to wait a little longer.
Maalesef kısa bir süre daha beklememiz gerekecek.
Wait a little.
Biraz daha bekle.
Can you wait a little longer?
Biraz daha bekleyebilir misiniz?
You'll have to wait a little longer.
Biraz daha beklemen gerekecek.
You can wait a little longer.
Biraz daha bekleyebilirsin.
We've asked the landlord to wait a little longer.
Bu yüzden, dükkân sahibinden bir süre daha beklemesini istedik.
Please wait a little longer.
Lütfen biraz daha bekleyin.
Let's wait a little longer, shall we? Sorry, vicar, sorry.
Biraz daha bekleyelim, olur mu?
Just wait a little longer.
Biraz daha sabret.
Let's wait a little while.
Biraz daha bekleyelim.
I'll wait a little.
Biraz bekleyeyim.
I'll wait a little while.
Bir süre bekleyeceğim.
The dawn's beginnin'Let's wait a little.
Şafak sökmeye başladı. Biraz bekleyelim.
Wait a little bit!
Biraz bekleyin!
- Now, wait a little minute.
- Bu da ne demek oluyor?
Will have to wait a little girl.
Bir dakika beklemeniz gerekiyor, bayan.
Won't you wait a little longer?
Biraz daha bekleyemez misin?
All I ask is that you wait a little.
Senden tek isteğim biraz daha beklemen.
Wait a little more
Biraz daha bekleyelim.
- She went up about 20 minutes ago but I thought it'd be better to wait a little longer.
- 20 dakika énce yukarl § lktl ama biraz daha beklemenin iyi olaca § ; lnl dLi § LindLim.
Surely it can wait a little longer.
Kesinlikle biraz daha bekleyebilir.
- Wait a little, we're leaving in a moment.
- Biraz bekle, sonra gidiyoruz.
So you had to wait a little, no big deal.
Biraz beklemek zorunda kaldım, önemsiz bir şey.
- And I can wait a little longer.
- Biraz daha bekleyebilirim tabii. - İyi.
I'd like many children but let's wait a little.
Bir sürü çocuğumuz olmasını isterim ama biraz bekleyelim.
But wait a little, otherwise they'll notice.
Biraz bekle ama, yoksa fark ederler.
Wait a little.
Acele etme.
I hope Mr. Clifford will be so kind to wait a little while so he can say goodbye.
Umarım Bay Clifford biraz bekleme inceliği gösterir böylece gitmeden önce sana veda etme şansı bulur.
- No... You follow me. Wait a little.
Biraz bekle ve beni izle.
We have to wait till he recovers a little.
Kendine gelene kadar beklemek zorundayız.
We're going to wait for the fog to lift a little.
Sisin kalkması için biraz beklememiz gerekiyor.
Wait till he gets up a little closer.
Biraz daha yaklaşana kadar bekle.
Wait till I have this thing let out just a little.
Bir parça bollaşsın hele.
You would dress me, undress me, cut up my food, wait on me like a little child.
Beni giydirip soyacak yemeğimi yedireceksin ha
And I've got to wait till I'm sure... that your ears and eyes and your everything... are just a little more ready to... Well...
Emin olmalıyım kulaklarının, gözlerinin ve her şeyinin şey için biraz daha hazır olduğuna...
Let's wait till it gets a little darker, and I'll go over there and dig them up.
Biraz daha hava kararınca oraya gidip kazar ve onları çıkarırım.
Yes, that delightful crimson mixture I take before meals and those strange little powders after meals and that chalky-looking substance before I go to bed - a nightcap I can hardly wait for.
Evet, yemekten önce bu şahane kırmızı karışımı alıyorum. Şu garip, küçük tozları yemekten sonra ve tebeşire benzeyenleri yatmadan önce... tek yudum için zor bekliyorum.
Wait just a little more.
Birazcık daha bekle.
The reason I asked you to wait, Stepp... was because I thought it might be... well, a little less uncomfortable for you with the other employees gone.
Beklemeni istememin sebebi Stepp diğerlerinin gitmesini beklemek... ve onların seni rahatsız ettiğini düşünmem.
And while you wait, we'll have a little sherry.
Ve sen beklerken, biz biraz şeri içelim.
This might take a little longer than I figure. Wait for me.
Biraz uzun sürebilir ama geri geleceğim.
Play a little pool? Wait out the heat?
Biraz bilardo oynayıp sıcağın geçmesini bekleyelim mi?
Honey, you get out in the woods and wait a little while.
Gidip kendilerini kuma sapladılar.
We have to wait a little longer.
Biraz daha beklememiz lazım.
There will be a little wait.
Biraz beklerseniz.
That's why you and Miles... are gonna take the little lady for a ride... while I wait here for your buddy.
Sen ve Miles, küçük hanımı gezmeye çıkarın, ben dostunu beklerim.
Wait a minute, I guess I hit that just a little too hard.
Bir dakika, sanırım biraz daha sert vumalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]