English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Damn good

Damn good translate Turkish

2,182 parallel translation
Seeing as I may be rapping on the door momentarily, I must say, damn good stuff, sir.
Her an ölebileceğimi göz önüne alarak söylemeliyim ki feci iyi mal, efendim.
A damn good detective.
Kahrolası iyi bir dedektif.
Damn good deal.
Çok iyi bir anlaşma.
But I have damn good reason to keep living.
Ama yaşamak için çok iyi bir nedenim var.
I think its pretty damn good.
Bence bu oldukça iyi.
You looking damn good.
Çok güzelsin.
Not really that smarter... He was a damn good athlete.
Daha zeki miydi bilemem ama harika bir sporcuydu.
Come to think of it, I think we made a pretty damn good coaching duo.
Lütfen bunu düşünün, Bence ikili koçluk lanet olası yönetimimden daha iyiydi.
- That's a damn good question.
- Bu çok iyi bir soru.
I mean, lobster was so damn good, it almost made me believe in God.
Yani, ıstakoz mükemmeldi, neredeyse Tanrı'ya inanmamı sağlayacaktı.
I have a pretty damn good idea.
Benim çok iyi bir fikrim var.
I mean, you and I made a damn good couple.
Sen ve ben, kahrolası iyi bir çifttik?
And if you're just gonna come in here and ruin it for me.. then you better have a damn good explanation.
Ve eğer öylece buraya gelip bunu mahvedeceksen, çok iyi bir mazeretin varsa iyi olur.
To tell you the truth, I'm not sure about that myself, but I'm going to give it a damn good try.
Doğrusunu söylemek gerekirse, kendimden pek emin değilim, fakat buna lanet güzel bir şans vereceğim.
Damn good trick, sir, damn good.
Müthiş bir hile, efendim, müthiş.
Alexis, you look damn good. Honey?
Ne kadar iyisin bu gece
I am a damn good actress.
Ben müthiş bir oyuncuyum.
They were a damn good band, and compare very favourably with any of the bands that I had who had bigger hits, like The Who and The Kinks and Manfred Mann.
Bu Roger Daltrey'nin hoşuna gitmemişti. The Who, The Kinks ve Manfred Mann gibi başarılı şarkılara imza atmış isimlerle karşılaştırdığınızda bile çok iyilerdi.
Damn good alibi.
çok güzel.
And we all know damn good and well that I don't stand a chance.
Ve hepimiz lanet iyi ve iyi bilmek ben bir şansı yok.
He was like a brother to me... and a damn good cop.
Benim için bir kardeş gibiydi ve lanet olası iyi bir polisti.
Looks damn good.
İyi gidiyorsun.
Wow. - Damn good.
Seni lanet olası!
I think that you would admit that we make... pretty damn good adversaries.
Sanıyorum kabul edersin ki birbirimize sıkı düşmanlar olduk.
- Only that he's a damn good liar.
Sadece iyi bir yalancı olduğunu.
I mean, she's done pretty damn good so far.
Şimdiye kadar oldukça iyi bir iş çıkardı.
Only that he's a damn good liar.
Sadece iyi bir yalancı olduğunu.
You know what? I woke up this morning feeling pretty damn good myself.
Ben de bu sabah uyandıktan sonra kendimi oldukça iyi hissetmeye başladım aslında.
And power... Feels pretty damn good.
Güç de adamı çok iyi hissettiriyor be.
I may not be a good tour guide, but I'm a damn good scoundrel.
İyi bir tur rehberi olmayabilirim, ama ben çok iyi bir hergeleyim.
Yeah, no-one can replace her mother but Marjorie's made a damn good try.
Kimse annesinin yerini tutamazdı ama Marjorie bunu iyi başardı.
- Damn good thing.
- İyi edersiniz.
Well, I'll give it a damn good go.
- Peki en azından denerim.
Damn, beer is good.
Lanet Olsun, Bira gerçekten iyi.
Damn, sure good to see you.
Seni buralarda görmek çok güzel.
Damn, it's good to be here with you all again, man.
Burada tekrar sizinle birlikte olmak çok güzel adamım.
Damn, you good.
harikasın.
- Damn, you look good. - Look at you.
Harika görünüyorsun.
'Cause you know good and damn well we need the money, because your damn salon ain't bringing in jack!
Çünkü biliyorsun ki paraya ihtiyacımız var çünkü senin işyerin para getirmiyor
- Damn they're good.
- Tanrım, çok iyiler.
Damn, you look good.
Harika görünüyorsun.
You got a damn good heart.
Üstelik iyi birisin.
Now would be a good time for an old soul to scratch his nails across the chalkboard and claim that he can catch the... ( Deepens voice ) The head, the tail and the whole damn fish.
Bilge birinin ortaya çıkıp, dikkatleri üzerine çekerek kafasını, kuyruğunu ve lanet balığın kendisini yakalayabileceğini iddia etmesinin tam zamanı.
Damn, those feel kinda - those feel kinda good.
Vay be! Hoşuma gitti.
Damn, I " m good.
Kahretsin, çok iyiyim.
It's a pretty good approach, damn it.
İyi bir yöntemdi.
Someone who was totally disposable, uh, wasn't bringing a damn bit of good to the world...
Hiç bir işe yaramayan dünyaya zerre kadar faydası olmayan birisini...
I got a very good head on my shoulders And if I can get that tub to work, I clean up pretty damn well.
Oldukça zekiyim ve şu küveti çalıştırabilirsem bir güzel de temizlenebilirim.
Damn, that's good.
Vay canına, çok iyi.
Damn right I'm the good cop.
Kahretsin, tabii ben iyi polisim.
Yeah, you're damn right they're good for it. 'Cause if they ain't good for it, I'll go down there and blow their shit up, too.
Evet, kesinlikle bu işte iyiler çünkü eğer öyle olmasa, oraya gidip onlara günlerini gösterirdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]