English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Damn near

Damn near translate Turkish

541 parallel translation
Well, that ain't damn near enough!
Bu yeterli değil!
To goad him to such a fury of drink and rage that he'd kick open the locked door of your bedroom and damn near kill you.
... onu kilitli kapını tekmeyle açıp seni öldürmeye çalışacak kadar çıldırtacak ve saldırganlaştıracak şekilde tahrik etmek.
And we're damn near finished.
Ama biz bittik sayılır.
I tried and he damn near killed me.
Denediğimde neredeyse öldürüyordu beni.
A white man damn near killed me this afternoon. - you are a thief.
Beyaz adam bugün az kalsın beni öldürüyordu ama.
Damn near gave her a medal
Hatta bir omuzlarına almadıkları kaldı.
! She damn near killed me, that's how!
Kız beni öldürmeye çalıştı, olan bu.
Damn near killed me.
Neredeyse öldürüyordu beni.
He damn near picked on me!
Kendisi lafını esirgemiyor ama!
He's damn near frozen to death.
Soğuktan ölmek üzere.
Them rawhiders damn near killed me.
O dericiler beni neredeyse öldürüyordu.
I'm damn near 50 years old!
Neredeyse 50 yaşımdayım!
Maddow, you're damn near my age.
Maddow, neredeyse benim yaşımdasın.
That was an old rope he helped put around your neck but it came damn near to killing you, didn't it?
Senin boyununa dolanmasına yardım ettiği ilmik deyaşlı eskiydi fakat neredeyse seni öldürüyordu, di'mi?
And I damn near won the last one.
Neredeyse sonuncusunu kazanıyordum.
Louis had a seizure, and I damn near died of windburn,
Louis felç geçirdi ve benim de rüzgardan neredeyse yüzüm yanıyordu.
Well, you damn near made it.
Neredeyse başardın da.
I damn near froze last night.
Dün gece az kalsın donuyordum.
You told me that you wouldn't pull anything and the minute I turned around you damn near knocked my head off!
Bana bir şey yapmayacağını söylemiştin..... ve arkamı döndüğüm an kafama vurdun!
All your fancy planning and talking damn near got us shot to pieces... over a few lousy bags of washers.
Bütün planlarınız ve konuşmalarınızın sonucunda elimize geçen birkaç çanta bakır para.
Damn near squashed my guitar.
Az kalsın gitarımı mahvedecekti.
- Well, you damn near joined him.
- Neredeyse yanına gidiyordun.
You know I damn near puke evety time I look at her.'Sides, I'll bet she's not a real blonde.
Ona her baktığımda kusmam geliyor. Ayrıca gerçek sarışın olmadığına eminim.
And I mistook you for a villain and damn near cut your throat!
Ben de seni bir haydut sandım ve neredeyse boğazını kesiyordum!
- In short... a man comes into this hospital in perfect health... and in the space of one week, we chop out one kidney... damage another, reduce him to coma, and damn near kill him.
- Kısacası adam hastaneye sağlıklı olarak geliyor ve bir hafta içinde adamın bir böbreğini alıyoruz diğerini zedeliyoruz, komaya sokuyoruz ve neredeyse öldürüyoruz.
Eight days ago you showed up half-stoned for a simple nephrectomy... botched it, put the patient in failure, and damn near killed him.
8 gün önce basit bir nefrektomi için geldiğinde zil zurna sarhoştun. Adamı kestin ve öylece bırakıp gittin. Hasta neredeyse ölecekti.
'Cause any other chances we got damn near all run out.
Çünkü bir şansımız daha varsa onu da kaybetmeye çok yakınız.
That old boy followed me damn near two years. Kept poppin'up.
O yaşlı piç beni iki yıl takip etti sürekli.
You got damn near everybody killed.
Herkes senin yüzünden öldü.
He damn near killed me... and then he died very badly himself.
Beni az daha öldürüyordu... Sonra çok kötü bir biçimde öldü.
Jock, you damn near saved my life just now, how about completing the job by giving me a cigarette, huh?
Dostum, hayatımı neredeyse kurtarmıştın. Bir sigara vererek görevi tamamlamaya ne dersin?
It's a low stage and the lights are low so they're gonna be damn near right in your eyes.
Alçak bir sahne ve ışıklar da aşağıda yani tam gözünün içine doğru gelecek.
Damn near spoiled the whole thing.
Neredeyse herşeyi berbat edecektim.
We damn near blew up ourselves, instead of Fort Holman.
Biz lanet yakın yerine Fort Holman, kendimizi havaya uçurdu.
Damn near tore my leg off!
Az kalsın bacağımı koparacaktı!
I heard it damn near killed him.
Neredeyse ölüyormuş.
I said, "Damn, it's damn near impossible." You know?
Ben de "bu imkansız" derdim.
Now, he was mean and testy and damn near blind drunk.
Kötü, ters ve kör kütük sarhoştu.
I damn near had it fleshed out.
Onu neredeyse dışarıda bırakacaktım.
We damn near had a fire.
Neredeyse yangın çıkacaktı.
You look damn near the same, man.
Neredeyse aynı görünüyorsun, dostum.
Now you guys are damn near 40. - What can I tell ya?
Bugün nereden baksan 40 dakika.
Damn near a religious awakening.
Kendimi kutsanmış gibi hissediyorum.
- He's damn near frozen.
- Donmak üzere.
Damn near invisible!
- Küçük mü? Nerdeyse görünmez gibi!
Damn near... sucked my boot off.
Az kalsın botum gidiyordu!
I damn near got cut to ribbons.
Neredeyse kırpık kumaşa dönecektim.
Well, it's as near as, damn it.
En yakın şey bu.
This damn cinch is pretty near cut in half.
- Bu lanet kolan neredeyse yarısına kadar kopmuş.
We've been studying the problem for damn well near a century.
Bu sorun üzerinde neredeyse bir asırdır çalışıyoruz.
- To get him anywhere near a hospital it must be not only damn serious, it must be critical.
- Hastaneye gitmeyi kabul ettiyse, durumu sadece ciddi değil, belki de oldukça tehlikeli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]