English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Near here

Near here translate Turkish

1,244 parallel translation
You live near here? No.
Buralarda mı oturuyorsun?
I heard it happened near here.
Buranın yakınlarında battığını duydum.
He's built himself a lovely villa near here.
Kendisi, bitişiğe çok güzel bir villa yaptırdı.
Is there a port near here?
Buralarda yakında bir liman mı var?
Few days back, some Chiricahua showed up near here.
Birkaç gün önce buralarda bir Chiricahua görüldü.
- You said you had a cousin near here.
- Burada bir kuzenim var demiştin.
I think we should rule out anyone who doesn't live near here.
Bence yakınlarda oturmayan herkesi elemeliyiz.
You know, if you live near here, I'd come stay with you.
Bu civarda oturuyorsan seninle gelebilirim.
There's a precipice near here.
Yakınlarda bir uçurum var.
You live near here!
Buralarda mı yaşıyorsun!
Excuse me, there's an archeological dig going on near here.
Affedersiniz, arkeolojik bir kazı var, buraya yakın bir yerde sürdürülen.
- The station! - Near here.
İstasyon nerede?
So... what's the worst dive bar near here?
Evet.. yakınlardaki en berbat batakhane nerede?
There must be a town near here.
Yakınlarda bir kasaba olmalı.
He said he visited his mother in Belkovsky, which is a tiny hamlet near here.
Belkov'daki annesini ziyaret ettiğini söyledi. Buraya yakın küçük bir köy.
A friend of mine lives near here.
Yakınlarda bir arkadaşım yaşıyor.
I noticed the highway near here.
Otobanın buraya yakın olduğunu farkettim.
There are four others, but they, too, live on other mountains just near here, and nowhere else in the world.
4 tür daha var ama onlar da yakınlardaki başka dağlarda yaşıyor. Dünyanın başka hiçbir yerinde yoklar.
God, I wish that there was an aerobics studio near here.
Tanrım, keşke yakında bir yerde ayrobik salonu olsaydı.
I'm trying to think of an idea for a business near here.
İş için bir fikir düşünmeye çalışıyorum burada.
There's a computer processing junction near here.
Buraya yakın bir yerde bilgisayar bağlantı noktası var.
What...? Do you live near here, uh?
Buralarda mı yaşıyorsun?
So far, long-range sensors haven't located any alien vessels near here.
Uzun mesafe sensörlerimize göre, buranın yakınlarında herhangi bir yabancı gemi yok.
There's a place we can go near here. Nice and cozy.
Gidebileceğimiz buraya yakın hoş ve samimi bir yer biliyorum.
Albert says that evidence of these secrets are buried on a Navajo reservation near here.
Albert bu sırların, delillerinin buraya fazla uzak olmayan bir Navajo bölgesinde, gömülü olduğunu söylüyor.
There's a river near here.
Burası nehre yakın.
In the last 50 years 87 people have disappeared near here.
Son 50 yılda, 87 kişi bu civarda kaybolmuş.
Full circle to find the truth. Gates's company owns a recycling plant near here.
Gates'in şirketinin buraya yakın bir şubesi var.
These areas are secured... So we know they must be somewhere near here the peasant area.
Şu alanlar güvenli yani bildiğimiz birşey varsa o da şuralarda köylerin içinde olduklarıdır.
There's a nice hot springs near here.
Yakınlarda çok güzel sıcak su yeri var.
Near here? - No.
- Hayır.
Near here?
Buraya yakın mı?
Can I get Marlboros near here?
Bu yakınlarda Marlboro bulabilir miyim?
There's a bakery near here.
Yakında bir fırın var.
There's a legend. Four hundred years ago, a ship stopped near here and left behind a treasure.
Bir efsaneye göre dört yüz yıl önce bir gemi bu civarda durup bir define bırakmış.
I'm standing here at Wind River, near the location where the body of Teresa Banks was found.
Şu anda Rüzgar Nehri'nde Teresa Banks'in cesedini buldukları yerde duruyorum.
My daughter is coming here itself near me.
Sanki seni görmeye geliyor... kız!
Here's one they just made up, near miss.
Bir şey daha uydurdular bak, neredeyse kaçırma. ( near miss = ucuz kurtulma )
Near the end of the last century when it was being built, so many of the great artists, they lived here.
İnşaasının son asrının sonlarına doğru, pek çok büyük sanatçı burada yaşıyordu. Oh, evet.
Then I remembered "Thad Beaumont owns one" that your daddy bought for you over here near where your ma and pa is buried.
Sonra Thad Beaumont için bir tane olduğunu hatırladım babanızın sizin için satın aldığı, onların mezarlarına yakın.
Our new piece opens here, in your marvellous theater, in the near week, before digression of six months for America.
Yeni oyunumuzun ilk gösterimi, önümüzdeki hafta sizin bu güzel tiyatronuzda olacak. Ardından da 6 haftalık bir Amerika turu olacak.
Now, here, near Moscow.
Şimdi de buralarda Moskova yakınlarında bir yerde çalıyorum.
Come up here and sit down near me.
Yukarı gelip, yanıma oturun.
And I'm gonna be here as long as I want, which means that you gotta be somewhere else... and nowhere near me, Karen, or Harry.
Yani sen olmayacaksın. Ben, Karen ve Harrry'nin yanına yaklaşmayacaksın.
Up here you forget your near and dear ones.
Burada yanındakileri ve sevdiklerini unutursun. Değil mi, Holm?
After graduation, I settled here in Louisiana so I could be near my grandfather.
Mezuniyetten sonra buraya, Louisiana'ya yerleştim büyük babama yakın olmak için.
Nothing here puts her near the train station.
Tren istasyonunun yanından bile geçmemiş.
I'm standing out here on Townsend Street, near the south docks.
Şu anda güney rıhtımına yakın Townsend sokağındayım.
I remember a place near the east coast of the Casplan Sea where once I stood. It was like here.
Hazar Denizi'nin doğu kıyısı yakınlarında, bir keresinde durduğum bir yer hatırlıyorum.
And your room is just along here near to Adele.
Odan, Adele'in kaldığı odaya yakın.
Why wasn't he near the mixer when we got here?
- O çalışıyor. - Geldiğimizde neden beton karıştırıcının yanında değildi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]