English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Damn right

Damn right translate Turkish

3,147 parallel translation
Well, damn right, you are, especially if I get my hands on you.
Emin ol, öyle seni bir elime geçirirsem.
You're damn right, I do.
- Tabii ki taniyorum!
- You're damn right!
- Kahretsin haklısın!
Damn right, "what the hell?"
Çok haklı, bu da ne böyle?
- Damn right I am.
- Herhalde.
- Damn right you are.
- Aynen öylesin.
- You're damn right I am. And I would do anything for my boy.
Oğlum için yapmayacağım şey yok.
You're damn right I am.
Herhâlde korkuyoruz.
Damn right I am!
Hem de nasıl!
Damn right I am!
Aksiyim tabii!
- Damn right.
- Evet.
Damn right I'm gonna take Benny's murder personally.
Doğru! Benny'nin ölümünü kişiselleştiriyorum.
You're damn right, I do.
- Tabii ki tanıyorum!
Damn right.
Kesinlikle öyle.
Yeah, you're damn right I am.
Evet çok halısın gayet kızgınım.
You are damn right it is.
Aynen öyle.
You're damn right they are! So what's the hang up?
Haklisin oyleler, E daha neyi bekliyoruz.
- Damn right, you were!
- Çok doğru, günahkardın!
You're damn right you should have been there.
Çok haklısın, orada olmalıydın.
You're damn right I yelled at you!
- Haklısın, bağırdım!
Damn right.
Aynen öyle.
Damn right, Cecil.
Çok haklısın, Cecil.
Damn right.
Çok haklısın.
Damn right I did.
- Çok doğru, yaptım.
You're damn right I will.
Gayet haklısın, yaparım.
Damn right, they're so fucking cool.
Haklısın amına koyayım, çok fenalar!
Damn right we are.
Çok doğru, öyleyiz.
- Damn right.
- Haklısın.
Damn right.
Haklı.
- Huh? Damn right, it's good.
- Tabii ki güzeldi.
Damn right he did.
Aynen öyle.
Yeah, you damn right I do.
Aynen öyle, biliyorum.
You're damn right.
Çok haklısın.
Damn right! And I'm organizing a tap-dance contest for the Parks and Rec Department.
Aynen öyle ve Park ve Rekreasyon Departmanı için bir topuk dansı yarışması düzenliyorum.
Damn right, I did.
Lanet olsun, gittim.
You're damn right I don't agree.
Tabii ki kabul etmiyorum.
If Special Branch are right in their suspicions of a certain official, who is Rosa Lebech's ex-husband, you damn well can't blame me for that!
Ben personelime güvenirim. Ve Özel Birim sızıntının kaynağının Rosa Lebech'in eski kocası olduğu konusunda haklıysa,.. ... o zaman bunun suçunu üstüme atmanız imkânsız!
Even when I'm clearly in the right, telling you to focus on the election, instead of that damn kidnapping.
Konu her zaman sen oldun. Sana kahrolası kaçırma olayı yerine seçime odaklan derken açıkça haklı olmam gibi.
Right. And I was like, "get your own damn peanuts."
Dedim ki, "Git kendi fıstığını kendin al."
You come over here and hug me right now, damn it!
- Hemen buraya gelip bana sarıl, kahrolası!
Damn, girl, you were right all along.
Baştan beri haklıymışsın.
- Damn right I wouldn't.
- Haklısın, etmezdim.
Right. Damn it!
Doğru.
The only person I give a damn about is sitting right here.
Önem verdiğim tek kişi şu anda karşımda oturuyor.
- Okay, all right, damn.
- Tamam, pekâlâ, kahretsin!
You know we fix the damn races, right?
Yarışları kontrol edebiliyoruz biliyorsun.
Damn right.
Haklısın.
I've been chasing this guy across four continents and 12 countries, and believe me, the last damn place I want to be right now is on your front doorstep, selling Girl Scout cookies.
Bu adamı 4 kıta, 12 ülke çapında arıyoruz ve inan bana şu an kapına gelip izci kurabiyesi satma durumuna düşmek, istediğim en son şeydir.
Damn, I'm hungry right now, man.
Of be, karnım acıktı bak şimdi!
Yeah that's right baby, damn!
Evet, bu doğru, bebeğim! Lanet olsun!
Damn, if that bitch ain't right.
O kaltak, haklı çıkmasaydı iyiydi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]