English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Doing good

Doing good translate Turkish

4,940 parallel translation
So we're doing good?
- Yani biz iyi mi gidiyoruz?
I think we're doing good.
Şu anda bir sorun yok sanırım.
I'm doing good.
- Ben de iyiyim.
Even when I'm doing bad, I'm doing good.
- Kötü olsam bile iyiyim.
- Well, you're doing good.
- İyi sürüyorsun ama.
You're doing good.
İyi gidiyorsun.
But listen... she's doing good over there.
Ama şunu söyleyebilirim : Orada çok iyi durumda o.
Doing good?
İyi misin?
You're doing good, Lisbon.
İyi gidiyorsun Lisbon.
Okay. You're doing good.
Çok iyi gidiyorsun.
Are we doing good?
İyi miyiz böyle?
We've been doing good following the plan. No need to get sloppy now.
Plana güzelce uymuşken şimdi dikkatsizlik yapmanın lüzumu yok.
Thanks, man, doing good.
Sağol adamım, iyi gidiyor.
Doing good, you know, assistant manager, so- -
İyi gidiyor, bilirsin, yönetici asistanıyım, yani...
He's doing such a good deed, right?
Gerçekten iyi bir şey yapıyor, değil mi?
You swoop in, and even when you mess up, you think what you're doing is worth it because you've convinced yourself you're doing more good than bad... But you're not.
Kötü durumda olsan bile olaya atlıyorsun ve buna değdiğini düşünüyorsun çünkü kendini kötüden çok iyi şeyler yaptığına inandırmışsın ama bu doğru değil.
- No. - Good. You're doing great.
- Tamamdır iyi gidiyorsunuz.
Because... whether you like it or not, I'm doing this for your own good.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
- How are you doing? I'm good.
- Nasıl gidiyor?
Good, how are you doing?
- İyi sen nasılsın?
Granted, it has been good to have the time to, uh, to reflect, but all I've been doing is hiding my failures while wallowing in a pit of clinical depression.
Hakkını vermek gerek, düşünüp taşınacak zamanının olması güzel ama tüm yaptığım bir klinik depresyon içerisinde başarısızlıklarımı gizlemek.
This isn't about doing something good.
Bu iyi bir şey yapma meselesi değil.
This job's not as good as the one we're doing now.
Bu iş daha önce yaptıklarımız gibi iyi gitmedi.
Everyone was surprised we were doing so good.
Bu kadar iyi sonuçlar elde ettiğimize herkes çok şaşırmıştı.
I'm being a good housewife and I'm doing the laundry.
Bunalım terliklerinle mi?
It's none of my business,'cause if she's doing a good job,
İşini iyi yapıyorsa bu beni ilgilendirmez...
God knows you'll do a better job of it than I ever did, though you won't look half as good doing it.
Her ne kadar bu sırada benim kadar iyi görünmeyecek olsan da Tanrı biliyor ya, benden daha başarılı olacaksın.
Doing bad things to bad people makes us feel good.
Kötü insanlara kötü şeyler yapmak bize iyi hissettirir.
That doing bad things to bad people makes you feel good?
Kötü insanlara kötü şeyler yapmanın iyi hissettirdiğini mi?
That's terrible, to even think about doing that in the middle of the night when he's drunk and passed out, say, like, on a Friday at 9 : 30, and we had a really, really good alibi.
- Joe. Korkunç bu. Sarhoş ve sızmışken bunu yapmayı düşünmek bile korkunç.
I feel like all I spend my time doing is, like, figuring out how to make money and then figuring out how to be a good roommate and a good daughter, and, like, none of it is about the art.
Tüm zamanımı nasıl para kazanacağımı, nasıl iyi bir oda arkadaşı ve iyi bir evlat olacağımı düşünerek geçiriyorum. Hiçbiri sanatla ilgili değil.
Nope, but I know who he's with, and I have a good idea what they're doing.
Hayır, ama ben, onun ile kim olduğunu bilmek ve ben ne yaptıklarını iyi bir fikir var.
Hawala business must be doing pretty good.
- Bir sürü para var orada. Hawala işleri tıkırında olsa gerek.
I have to go to Ottawa, and I think the problem is, Julian's jealous of me, because, you know, I'm doing really good with weed, and... I'm going on this quest.
Ottawa'ya gitmem gerek ve sanırım problem Julian'ın beni kıskanması çünkü bu ot işinde oldukça iyiyim ve bu işi yapacağım.
Make you some good money for what you're doing out here already.
Hali hazırda burada yaptığın şey için güzel bir ücret alman iyi olur.
It'll take some doing, but then, I'm pretty good at what I do.
Biraz zaman alır ancak ben işimi gayet iyi yaparım.
Those no-good sons finally doing the right thing?
Hayırsız oğulların sonunda doğru bir şeyler mi yaptılar?
He'll be happy to know you're doing so good.
İyi olduğuna çok sevinecek.
You're doing good.
İyi gidiyorsunuz.
Anyone working with Cullen is doing so in isolation illegally and for no good purpose.
Cullen ile çalışan her kimse, karantina içinde yasadışı ve kötü bir amaç uğruna çalışıyordur.
I tried to make that sound good, but that's what you're doing.
Hoş bir şekilde söylemeye çalıştım ama şu an yaptığın şey bu.
- Good. How you doing?
- İyidir, sen nasılsın?
Anyway, I guess he's doing really good for himself.
Neyse bence kendi için güzel şeyler yapıyo.
- Um, you know, I can't put my finger on it, but Just the other day, someone was telling me that Dave's doing really good.
- her işe burnumu sokmak istemem ama Geçen gün bana birisi söylemişti Dave çok iyi işler başarıyomuş
You've brought up some really good points about why isn't anybody doing anything aboutthis?
Yukarı getirdim hakkında bazı gerçekten iyi noktaları Neden kimse değil Bu konuda bir şey yapıyor?
( Grunts ) Dad, you were doing so good.
Baba, çok iyi gidiyordun.
Sounds like you were doing a pretty good job yourself. No, there's more.
Görünüşe göre kendi başına epey iyi çalışmışsın.
I'm doing all of this for a really good friend and now I feel stupid and ridiculous and I'm so, so sorry.
Bunları çok iyi bir arkadaşım için yapıyorum ama şimdi kendimi aptal ve gülünç hissediyorum ve gerçekten çok özür dilerim.
'Cause you're doing such a good job defending yourself?
Tabi ya, sen kendini çok iyi savunuyorsun, değil mi?
Look... there's really no good way of saying this, and I really didn't imagine doing it here,
Bunu söylemenin başka yolu yok. Ve burada söylemek istemezdim.
I've been doing this no-bread diet and it's pretty good.
Sağol, şu ekmeksiz diyeti yapıyorum ve oldukça iyi gidiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]