English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Firs

Firs translate Turkish

62 parallel translation
Let us hope at least they respect the firs of the north area.
Ama umarım en azından kuzey taraftaki ağaçlara dokunmazlar.
But, mom what are a few firs more or less?
Hepsini vermeliyiz anne.
- From up Firs Hill, round there.
- Taa Firs Hill'den oraya dek.
That's not for the firs time, right?
İlk kez olmuyor, doğru?
Firs, larches, cedars, pines.
Köknar, karaçam, sedir, çam ağacı.
Then, in six days we cut down 11 firs and two pine trees.
- evet sonra 11 tane selvi ve iki tane çam ağacını kestik.
It's the firs time I've seen you dressed like this.
Böyle giyindiğini ilk kez görüyorum.
- Douglas firs.
- Douglas firs.
Douglas firs?
Douglas firs.
Smell those Douglas firs.
Şu Douglas firs ağaçlarını kokla.
" - Firs the cash.
- Önce para.
Redwoods, firs, pines.
Kızılağaçlar, çamlar, köknarlar.
- This club ha you're carrying.. - Firs ea his! I hope you're no going o sart Dad's arena once again.
- bişi sorucam bu ağırşeyi nasıl taşıyorsun - eğzersiz yaparsan sende taşırsın babanın arenasını yeniden açmanı isterdim sadece isterdim çocuğum önemli olan iyi bir evlat olman tabi.
- This is my cab! I sa in his cab firs. So i is my axi.
- Bu benim bu benim taksim bak taksiye önce ben bindim oyuzden bu taksi benım taksiyiben durdurdum oyuzden bu taksi benim
My firs dream is... Tha I become he greaes chef in he world! The second i ha my Bebe. moher..
Benim 1. hayalim... dünyadaki en büyük aşçı olmak benim 2. hayalim benim annemi..... çok çok çok mutlu etmek
Firs ake your money.
Önce paranı al.
- Firs you answer me! Does anybody help you here?
- önce soruma cevap ver büyük bir mutfakta yardımcısız olurmu?
Firs come in and eli everyone i's your misake no mine! The Japanese will hrash me if I go inside!
öne içeri geliyorsun bu aptallığın bedelini öde bakalım içeri gelirsem onlar karete falan yaparsa
If you don'die a he hands of he police. I'II kill you! Bu firs Ie me ake revenge from all my enemies!
Eğer ölümden kurtulsan bile polis seni yakalayacak ama once butun dusmanlardan intikamımızı alalım ve tüm para benim olacak
- Firs Ie go of my fee!
- önce ayağımı bırak!
My firs dream is o make my Bebe. my moher very happy.
Benim 1. hayalim annemi çok mutlu etmek.
No. firs eII me where Bebe is.
Hayır önce Bebemin nerede olduğunu söyle.
Remember Firs in "The Cherry Orchard"?
"Vişne Bahçesi" ndeki Firs'i hatırladın mı?
- Who's Firs?
- Firs kim?
My trees are Douglas Firs.
Ağaçlarım Douglas köknarıdır.
Walk through those big firs, stay on the path and you can't miss it.
Köknarların arasından geç, patikayı izle, karşına çıkacak.
Firs thing tomorrow, I'm hiring a nanny and a night nurse.
Yarın ilk işim, bir dadı ve gece bakıcısı işe almak olacak.
He pulled one firs bring the husband backown here.
- İlk önce o çekti. Kadının kocasını buraya getirin.
They've got Douglas firs and
Orada Douglas çamı,
Girl's I'll write firs and you'll copy.
Önce ben yazacağım siz tekrar edeceksiniz.
A biscuit for the firs day?
İlk gün bisküvisine ne dersin?
Firs, Foof, Fireball.
Ateş, ateş... Ateştopu.
Firs!
İlk top.
Firs, coffee.
Firs, kahve.
Firs?
Firs?
Where's Firs?
Firs nerede?
I'm sorry, Firs is sick today.
Affededersin ama Firs bugün hasta.
Fine, I'll pretend Firs is here.
İyi. Firs buradaymış gibi yapacağım.
Thank you, Firs, you dear old man.
Sağ ol, Firs, canım benim.
- It's government land ; they've got a bunch of firs up there.
- Orası devlet arazisi ; ve yukarıda çamlar var.
Pine trees my ass, all you can see from here are firs
Çammış daha neler, burada görebildiğin tek şey köknar.
And now, ladies and gentlemen without further ado... -... the man... - Look at these firs.
Ve şimdi de bayanlar ve baylar lafı daha fazla uzatmadan karşınız da hepinizin...
It's full of 8-foot Douglas-firs.
2,5 metrelik Douglas çamlarıyla dolu.
When they lost it the firs time they killed whole family just to get it back.
Onu ilk kaybettikleri zaman, geri alabilmek için tüm aileyi öldürdüler.
Conifers - pines, yews and firs - then, as now, used wind.
Kozalaklı - çam, porsuk ağacı ve köknar -... günümüzde de olduğu gibi, bu iş için rüzgarı kullandılar.
Are they firs? Are they pines?
Köknar mı, çam mı?
You know, the bottoms on these kinds of firs... they... they droop sometimes.
Bu tip köknarların dibi... zayıflar bazen.
The spruces and firs of this forest will be used...
Bu ormanın alaçamları ve köknarları ne yapmak için kullanıla...
y ou are so silly! Firs you paid he fare. Then you left.
siz nere gittiniz hesap yapıyordum kaçmıssınız ayıp denen bişi var ama beni beklemeliydiniz
Give ven o your anger Iaer. Firs release my son.
hadi kanıtıını aldın işte oğlumu serbest bırak
That was my firs time.
Ilk kez basima geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]