English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / First class

First class translate Turkish

2,903 parallel translation
First class.
Birinci sınıf.
He wants first class hotel. And we want Harold back on the farm.
Biz de Harold'ı aramızda görmek istiyoruz.
And the connecting flight to Jaipur is first class too?
Jaipur aktarması da birinci sInıf mı?
First class.
- Birinci sInıfta uçuyoruz.
I know, I offered to pay for her so she could sit in first class, but she said no.
Birinci sınıfta uçması için ödeme yapmayı teklif ettim ama kabul etmedi.
I shouldn't be up here in first class.
Birinci sınıfta ne işim var!
Coach passengers are not allowed up here in first class.
Ekonomi sınıfı yolcuları birinci sınıfa geçemez.
Everyone should experience first class at least once in their lives.
Herkes hayatında bir kez birinci sınıfta uçma keyfini yaşamalı.
First class.
Vay, 1. sınıf!
Ooh. First class, champagne.
1. sınıf şampanya.
This is so much better than flying first class, drinking champagne, going to my wedding.
Burada olmak, düğünüme gitmek için first class uçarken şampanya yudumlamaktan daha iyi.
She rides first class.
O birinci sınıf.
Martial arts! I could turn you into a first class boxer.
Seni birinci sınıf bir boksör yapabilirim.
- What? Why? - Pull the car over to the curb.
Burası sadece first class için.
This is first class only.
Bak orada kim var.
I mean, there's, you know, the class difference.
First class / normal koltuk ya da ünlü / ünsüz?
First class / coach or celebrity / nobody?
Ve, evet...
His mother's in first class.
Annesi first class'ta.
I can't even get into first class to use the John.
First class'a adım bile atamıyorum.
She was in first class.
First class'taydı.
I can't believe I got bumped up to first class.
Birinci sınıfta uçacağıma inanamıyorum.
Everyone will get their chance in first class.
Herkes birinci sınıfta uçma şansı bulacak.
She's got the... stop! You know what? Neither of you deserve first class.
İkiniz de birinci sınıfta uçmayı hak etmiyorsunuz.
A passenger who is going to enjoy having someone cater to her needs in first class.
Birinci sınıfta ihtiyaçlarını gidermekten zevk alan bir yolcuyum sadece.
You've been upgraded to first class.
1. sınıfa geçiyorsunuz.
First class, no less.
Hem de birinci sınıf uçak biletiyle.
Fifty bucks says he was flying first class.
Elli papeline bahse girerim, birinci sınıf uçuyordur.
I don't know what you're doing back here in the galley,'cause you got a first class seat.
Senin burada ne işin var anlamadım. Çünkü sen first class koltuklara layıksın.
I have my first class tomorrow.
- İlk dersim yarın.
Okay, then you're gonna miss your first class.
Pekala. O halde ilk dersini kaçıracaksın.
We haven't had our first class yet.
Daha ilk derse bile girmedik.
Um, earlier I tried to use the one up there and I was told that, you know, coach isn't allowed to use first class. - We have our different areas.
Az önce oraya geldiğimde birinci sınıf tuvaletlerini kullanamayacağım söylenince yerlerimiz ayrı diye düşündüm.
This is first-class service.
İşte birinci sınıf servis budur.
He's a first-class VIP airport whatchamacallit.
Birinci sınıf bir VIP havaalanı korumacısı.
Yeah, the first graduating class gifted it to the school.
Evet, mezun olan ilk sınıf okula hediye etmiş.
What, is this, like, the first time you've ever skipped class?
- Dersten ilk kez kaçmak nasıl bişey?
FLEMMING : In high school, Dave graduated first in his class.
Dave, liseden sınıf birincisi olarak mezun oldu.
Max is first-class, he has a great future ahead.
Max birinci sınıf bir yazar, gelecek vaad ediyor.
Yeah, all joking aside, it really has been first-class.
Şaka bir yana, gerçekten birinci sınıf.
Our first speaker is not only the class salutatorian... but is also... one of the most spirited young men... I've ever had the pleasure of teaching.
İlk konuşmacımız yalnız okul ikincisi değil aynı zamanda öğretmeni olma zevkini tattığım en şevkli delikanlılardan biri.
I'm afraid she's booked me a first-class stateroom.
Sanırım bana birinci sınıf bilet almış.
Each of you is going to address the class for the first time.
Hepiniz ilk kez derste konuşma yapacaksınız.
And the next class, you will be first up for Pop Topics.
Önümüzdeki ders "Hazırlıksız Konuşma" bölümünde ilk sen kalkacaksın.
I want to see some money, - or the cops will start getting body parts first-class mail.
Parayı görelim, - Ya da polislere vücudunun parçalarını birinci sınıfta postalama başlayacağım.
You're giving up your first-class seat?
Fiirst-class koltuğunuzdan mı kalkacaksınız?
These are first-class tickets on American Airlines.
Bunlar American Havayolları'ndan birinci sınıf biletler.
I can afford to hire a first-rate, world-class investigator - such as yourself.
Sizin gibi birinci sınıf, dünya klasmanında bir dedektif tutacak gücüm var.
I got a taste of first-class and now I'm back in coach, squished between two fat ladies from Toronto.
Birinci sınıf yolculuğu tatmıştım, Ama şimdi ekonomik bölgeye geri döndüm, Hem de Toronto'dan iki şişman kadının arasında Sıkışarak.
Steve'll be the first kid in his class to drive.
Steve sınıfında araba süren ilk çocuk olacak.
This Kamba guy's a first-class monster, even by sub-saharan African standards.
Bu Kamba denen herif birinci sınıf psikopat. Hem de Sahra Altı Afrikası standartlarına göre.
I need to take a class, or read a book, or shadow a nurse, or at least have my mom hug me first. Oh, God.
Ders almalıyım ya da kitap okumalıyım ya da bir hemşireyi izlemeli ya da annemle kucaklaşmalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]