First time here translate Turkish
1,033 parallel translation
It's my first time here.
İlk kez geliyorum.
This is my first time here.
Daha önce buraya hiç gelmemiştim.
We made love for the first time here.
Bu bizim düğün odamız.
And I won't keep you from him, ladies and gentlemen, because here he is on our stage here, this here really quite big stage tonight, for the first time here or anywhere, tonight or any night,
Onu sizden mahrum etmeyeceğim, baylar bayanlar. Şu anda bu sahnede, bu büyük sahnede bu akşam, bu akşam veya her hangi bir akşam ilk defa çıkıyor.
It's my first time here.
Buraya ilk kez geliyorum.
Is this your first time here?
Buraya ilk kez mi geliyorsunuz?
It's my first time here.
Daha önce hiç gelmemiştim buraya.
The first time here, you complained of your treatment.
Teçhizatını gömdükten sonra ilk hangi tren istasyonuna gittin?
Is it her first time here?
- İlk kez mi geliyor buraya?
No, this is my first time here.
Hayır, buraya yeni geldim.
It's her first time here.
İlk kez burada bulunuyor.
- His first time here?
- İlk defa mı burada?
I've been thinking of it all the time, ever since the first day I came here.
Buraya geldiğimden beri sürekli olarak bunu düşünüyorum.
But I must admit I was pretty teed off the first time I came here.
Buraya ilk geldiğimde kızgın olduğumu itiraf edeyim.
Here we've been together all this time and this is the first time we've ever really talked.
Bunca zamandır burada birlikteyiz ama ilk defa gerçek anlamda konuşuyoruz.
I don't know. Can you tell us something... about this score, shown here for the very first time?
İlk kez ortaya çıkan bu partisyon için bize neler söyleyeceksiniz?
We are such a success here, for the first time.
Burada çok başarılıyız, ilk defa olarak.
You were downstairs the first time he called but you could have been here. Having tea.
İlk aradığında sen aşağıdaydın ama yine aradığında burada olabilirsin... çay içerken.
This is your first time here, right?
İlk kez geliyorsun değil mi?
For the first time I started to think, "What am I doing here?"
İlk defa düşünmeye başladım, "Ben burada ne arıyorum?" diye.
Well, I guess comin'up here for the first time like her,..... there might not seem much sense to it, for only five horses.
Sanırım onun gibi buraya ilk defa gelen biri için sadece beş at için bunun pek anlamı olmasa gerek.
Don't think it's the first time I've heard you and your men friends here in the afternoon.
Öğlen vakti seni ve erkek arkadaşlarını ilk defa duyuyorum sanma!
It's a point of fact that historically, even here in the south, which I'm pleased to visit for the first time, the moment's come to face the age-old problem of women's emancipation as it's been confronted and solved, for example,
İşin aslı, bu tarihsel bir an, hatta güney için bile... Buraya geldiğimden beri ilk kez mutlu oluyorum. Sanki çağlardır süre gelen kadınların hak sorunlarına göz atmak... ve onunla yüzleşmek ve sorunu çözmek gibi bir şey.
That first time when you stood here alone why did you cry?
Burada yalnız kaldığın ilk gün neden ağladın?
I have met here now for the first time.
Ben onunla burada ilk kez tanıştım.
- Is this what Balestrieri asked to get you here the first time?
- Balestrieri ilk seferinde seni getirmek için böyle yapmamış mıydı?
I've been here five years, but this is the first time anybody...
Biliyor musun, tam 5 yıldır buradayım ama ilk defa senin gibi biri buraya geliyor.
For the first time, I've felt human, but now I'll get kicked out of here.
İlk kez insan olduğumu hissettim, ama şimdi kıçıma tekme vurulacak.
Here he is, for the first time at the Copa Café, Stanley Belt.
İşte karşınızda, Copa Café'de ilk defa Stanley Belt.
And tonight, on this very stage here, for the very first time, here on this stage is the young man you've heard about, read about, talked about, the young comedian who has literally taken the country by storm.
Bu akşam, bu sahneye ilk defa, bir genç gelecek. Duyduğunuz, okuduğunuz, konuştuğunuz bu genç komedyen ülkeyi bir kasırga gibi sardı.
Here it is, for the first time in New York, the most ex citing and emotional spectacle of our life.
İşte karşınızda, New York'ta ilk kez hayatınızın en heyecan verici gösterisi.
This is the first time I've seen you here.
Seni ilk kez burada görüyorum.
I haven't asked for any outside help here tonight and I should have, the first time they spotted Bubber here.
Bu gece disaridan hiç yardim talep etmedim. Oysa Bubber'i burada ilk tespit ettiklerinde istemem gerekirdi.
You mean... before I landed here the first time?
Yani buraya ilk atlayışımdan önce mi demek istiyorsun?
How do you think I'd feel if I stayed here with a chance to be happy for the first time in my life, but knowing my friends had died?
Mutlu olma şansı var ve kalıyorum ama arkadaşlarımın da ölümünü biliyorum, neler hissedeceğimi bir düşünsene?
Here you are, a night away from home, you've learned to drive an automobile for the first time.
Şimdi de evden uzakta, ilk defa otomobil kullanmasını öğrenmiş, buradasın.
It is here that he mingles with harden criminals for the first time.
Burada ilk defa en sert suçlularla tanışır.
You're here for the first time, aren't you?
Senin buraya ilk gelişin değil mi?
And next, gentlemen and ladies, here at the Peephole Club for the very first time a very big welcome for the Secretary of State for Commonwealth Affairs.
Bayanlar, baylar. Şimdi de sırada Gözetleme Deliği Kulübünde ilk kez! Büyük bir alkış lütfen.
You're almost as anxious as the first time you came in here!
Buraya ilk geldiğin günkü kadar heyecanlı görünüyorsun!
And next tonight, gentlemen and ladies... here at the Peephole Club for the very first time... we're very proud to welcome... Ken Ewing and His Musical Mice.
Bayanlar baylar, bu gece Röntgendeliği Kulübünde ilk defa Ken Ewing ve Müzisyen Fareleri'ni ağırlamaktan onur duyarız.
Here for the first time, see Zambora, strangest girl ever born to live.
Şimdi ilk kez, dünyadaki en garip kız Zambora'yı göreceksiniz.
But I'm here on Sunday for the first time in my life, and for the very first time this KOW radio station begins, not only to DJ and to do my own thing, but to tell you a little story.
Ama bugün, bu Pazar sabahı, hayatımda ilk defa olarak ve bu KOW radyo istasyonu yayına başladığından beri ilk olarak müzik çalmayıp size küçük bir öykü anlatacağım.
You know, Father... the first time I met you, I thought, " Here's this nice decent guy.
Buraya futbol oynamaya geldik, dövüşmeye değil! 88 serserisi bana aptal zenci dedi.
You know, you did the same thing the first time I came in here.
Buraya ilk kez geldiğimde de aynı şeyi yapmıştınız. Geçen Pazardı.
It'll be the first time we've had anyone out here... and I can't wait to see how it works.
İlk defa dışarıdan birisi gelecek... ve nasıl olacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
Is this your first time up here?
Buraya ilk gelişiniz mi?
They failed, all right, disastrously so... for the first time since my grandfather came here.
Ürün vermediler. Tamam, feci şekilde. Büyükbabam buraya geldiğinden beri ilk defa.
You come here often? - This is my first time.
Buraya sık gelir misiniz?
That's'cause I ain't been here before. It's my first time.
- Daha önce gelmedim.
The first time we've ever had a fire here in this hotel and somebody's lost the key!
Otelde ilk defa bir yangın çıkıyor ve... biri anahtarı kaybetti!
first time for everything 43
first time 177
first time ever 17
first time in 16
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
first time 177
first time ever 17
first time in 16
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237