English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Go back in

Go back in translate Turkish

5,696 parallel translation
I can't go back in a cage.
Tekrar hapsedilemem.
So I'm giving you this chance to go back in there and explain exactly what it would mean for your cause, for your people... .. if Nessa Stein doesn't come out of Palestine alive.
Bu yüzden, Nessa Stein Filistin'den sağ salim çıkmazsa bunun davanız için, halkın için ne anlama geldiğini anlatman için sana oraya geri gitme fırsatı veriyorum.
Are you planning to go back in time to interrogate your attacker?
Saldırganı sorguya çekmek için... zamanında geri dönmeyi planlamıyor musun?
I think many of you will go back in to your schools and find a whole myriad of ways to give your pupils the chance to do this very same exploration.
Okullarınıza geri döndüğünüzde, öğrencilerinizin aynı keşif olanaklarından yararlanmalarını sağlayacak tüm yöntemleri üreteceğinize inanıyorum.
I have to go back in time before Emma arrived and kill Marian before she can be saved.
Emma'nın zamanda geri döndüğü ana gidip o Marian'ı kurtarmadan önce kadını öldürmem gerek.
Don't go back in and fight with her.
İçeri girince onunla kavga etme.
I got to figure out what the hell's going on here, and then I'll go back in there. I'll pull lina out.
Burada neler döndüğünü bulmam lazım ve sonra geri döneceğim.
And I don't... I can't authorize you to go back in.
- Ve size bu iş için yetki veremem.
I understand. You don't have to go back in there...
Seni anlıyorum Tekrar oraya girmek zorunda değilsin.
- You can go back in two days.
- İki gün içinde geri dönebilirsin.
You don't have to go back in there.
Seni anlıyorum Tekrar oraya girmek zorunda değilsin.
Then I should go back in.
O zaman onun yanına gitmeliyim.
I'll go back in there.
Oraya geri döneceğim.
Okay, well, someone needs to go back in there And make sure that she doesn't id this guy.
Tamam, biri geri gidip adamı teşhis etmemesi için konuşsun.
- and get some air, and then we'll go back in.
- biraz hava al, sonra tekrar içeri girelim.
Let's go put it back in its place.
Hadi geri yerine koyalım.
To go and live in a cave until they find you and drag you back to another camp?
Seni bulup tekrar başka bir kampa kapatana kadar gidip de bir mağarada yaşamak için mi?
Go back a bit further to the first mammals and we find deeper similarities in the paws.
Biraz daha geriye giderek ilk memelilere baktığımızda onların pençelerinde daha da belirgin benzerlikler keşfederiz.
They go, and she's right back in it.
Kızlar gitti, ve artık her şey Elsa'nın istediği gibi.
If we go in there now, some of us aren't coming back.
Su an oraya gidersek bazilarimiz donemeyebilir.
An off-duty cop saw this Lateef Mir walk into a bar, go into the back room and then leave.
İzinli bir polis, bu Lateef Mir'in bir bara girdiğini arkadaki odaya gittiğini ve sonra ayrıldığını görmüş.
'That's why the Department of Partially Deceased Affairs'is putting into action the PDS Give Back Scheme,'an initiative that requires all PDS sufferers'to go out into their local communities and volunteer'in the private and public sector.'Outrageous!
Bu yüzden Yarı Ölü İlişkileri Departmanı bütün YÖS mağdurlarının yerel toplumlara karışıp özel ve devlet sektöründe gönüllü olmasını amaçlayan YÖS Toplum Hizmeti Projesi'ni uygulamaya koyuyor. - Çok çirkin!
What chance is there for any real change when anyone can go back and tweak events in their favour?
Olayları kendi yararlarına göre değiştirmek için geri dönenlerin gerçek bir değişiklik yapma şansı nedir?
Why don't you go work in the tire business for a decade or so, track all the significant changes over that time period, and then you get back to me with that business plan and all?
Sen git 10 sene falan lastik sektöründe çalış. O zaman zarfındaki önemli tüm değişiklikleri takip et. - Sonra da bana iş planınla gel.
Just go ahead and bring them back in.
Hadi çağır onları.
Is it possible for me to go to the scene and come back in just 30 minutes?
O zaman süresince Daechidong'daki evinde olan biri olarak otuz dakika içinde olay mahalline gidip gelmem mümkün olabilir mi?
Unless you work in an office here, which I'm sure you don't, you should go back outside.
Buradaki bir ofiste çalışmıyorsan ki eminim çalışmıyorsun, dışarı çıkman gerekiyor.
You liked your semester in Paris, so why don't you go back there and finish your dissertation?
Paris'teki yarıyılın güzel geçmişti. Tekrar gidip tezini bitir işte.
But tonight, I'm going to go back to New York, and I'll go back to my apartment and find a 10-year-old boy parked in front of my TV, eating dinner.
Ama bu gece, New York'a geri döneceğim ve evde beni beklerken televizyonun karşısında yemeğini yiyen 10 yaşında bir çocuk olacak.
He said he would go get us a glass of water, and I gave him the code to get back in.
Su getireceğini söylemişti. Ben de içeri girebilmesi için şifreyi verdim.
But I'm going to go back to my car and stay in Miramar tonight.
Fakat arabama geri dönüp geceyi Miramar'da geçireceğim.
We're gonna go back to our bunk, and you're gonna get back in line and make a phone call.
Hücremize geri döneceğiz sende sıraya girip telefonunu edeceksin.
I think we should go back, walk in Gloria's shoes...
Bence geri dönmeli ve Gloria'nın yerine kendimizi koymalıyız...
I'm fine. I can go back to class in a bit.
Birazdan sınıfıma geri dönebilirim.
You can go in, and you can explore around inside, but you can never come back out.
İçeri girip etrafı keşfedebilirsiniz ama asla dışarı çıkamazsınız.
Yeah, you guys are clear to go in the back.
Arka taraf temiz çocuklar. Arka taraf temiz.
- Clear to go in the back. - Go.
Devam et.
Accept advice : go back to the rental car, living in a hole hobbit.
Tavsiyeme uy, kiralık araba dükkanına dön, başını deliğinden çıkartma.
Let me get back in and see if he still trusts me, and we can go from there.
Yanına gidip bana hala güvenip güvenmediğini öğrenmeme izin verin buradan yürüyebiliriz.
And why is it here? We should go back in there.
Oraya inmemiz lazım.
Am I just supposed to go back to my life in California?
Kaliforniya'daki hayatıma geri mi döneceğim yani?
Go ahead. There's a scrape on the back where it used to say "made in China."
Arkasında Çin'de üretildiğini söyleyen bir yazı olması gerek.
We'll go in back.
Arkaya gideriz.
He's been wanting me to go back since I told him what I told him in the police station the night you were gone.
Kayıp olduğun gece karakolda babama anlattıklarımdan beri gitmemi istiyordu.
We're going to go and sit in the car for 20 minutes, then come back in again and pretend this never happened.
Şimdi arabaya gidip yirmi dakika oturacağız ve geri geldiğimizde hiçbir şey olmamış gibi yapacağız.
- All right, slow down. We go back to the hotel, see if we can find something in his room.
Otele dönüp odasında bir şeyler bulmaya çalışalım.
I saw you and my brother go in the back room.
Hayır, hayır, hayır bebeğim.
Now get back in the car and go home.
Şimdi arabaya bin ve evine git.
I THOUGHT WE WERE ON THE SAME PAGE ABOUT THIS, AND THEN YOU GO STAB ME IN THE BACK?
Bu konuda fikir birliğine varmıştık zannediyorum oysa sen beni sırtımdan bıçakladın öyle mi?
And now I have nothing in it except being with you, and I wouldn't go back even if I could because...
Ve şimdi seninle olmak dışında hiçbir şeyim yok ve elimde olsa bile bundan vazgeçmezdim çünkü...
Now you can either close this deal or go back to writing in your diary about what a loser Harvey Specter thinks you are.
Şimdi ister anlaşmayı sağlarsın istersen de geri dönüp Harvey'nin senin nasıl ezik biri olduğunu sandığını günlüğüne yazmaya devam edersin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]