Got anything translate Turkish
4,693 parallel translation
Have you got anything else on you?
Üzerinde başka bir şey var mı?
Got anything for a man my size?
- Bana göre bir şeyler var mı?
You got anything for me, Edgar?
Bana bir şey yok mu, Edgar?
That saddle got anything to do with the horse trailer out in the parking lot?
Eyerin park yerindeki at arabasıyla bir alakası var mı?
Got anything on you?
Üstünde bir şey var mı?
You got anything on where they're taking the prisoners?
Rehineleri nereye götürdüklerini biliyor musunuz?
Have you got anything that can unstick me?
Beni buradan sökecek bir şeyiniz var mı?
Got anything to eat? Gum?
Yiyecek bir şeyin var mı?
Got anything? Nothing, sir.
- Bir şey var mı?
Have you got anything else in the pipeline?
- Düşündüğün bir plan falan var mı peki?
- You got anything to drink?
- İçecek bir şeyler var mı?
- You got anything?
- Yiyecek bir şeyiniz var mı?
You got anything else for me?
Benim için bir şeylerin var mı?
And you haven't got anything to trade with.
Ve elinde değiş tokuş yapacak bir şeyin de yok.
Bravo team, you got anything?
Bravo takımı, bir şey var mı?
Other than a big hole in your leg, have you got anything else to remember this experience by?
Bacağındaki büyük bir delikten başka bu deneyimden hatırlayacağın ne var?
He's excellent at finding people who's got anything to hide.
En saklı şeyleri bile gün ışığına çıkarabilir.
If you got anything saved up, you better put it in a box and bury it.
Eğer bir köşede paran varsa bir kutuya koyup gömersen iyi edersin.
Do you know if anything got stolen out of it?
Çalınan bir şey yok değil mi?
What's my visa got to do with anything?
Benim vizemin konuyla ne alakası var?
What else you got? Is there anything else out there?
- Başka gelişmeler var mı?
I didn't say anything to that crusty ass clown.
O huysuz göt lalesine bir şey söylemedim ben.
We've got to tell her. No, no, no, don't say anything to Selina.
Hayır, Selina'ya hiçbir şey söylemeyin.
Look, I got friends there and they won't tell me anything.
Oradaki arkadaşlarım bile bana bir şey söylemiyor.
If you think that Rosa had anything to do with Marko's death you got another thing coming.
Rosa'nın Marko'nun ölümüyle bir ilgisinin olduğunu düşünüyorsanız yeniden düşünmeniz gerek.
We'll take anything you've got aged 15 years or more.
On beş ya da daha fazla yıllık neyin varsa olur.
Ahh. You know, normally, I wouldn't want to jinx anything, but I got us something.
- Normalde uğursuzluk getirmesini istemem ama bizim için bir şey aldım.
Got your eyes on anything?
Her şeye bakabildin mi?
No idea where he is or what his day is like or anything, so... Can't believe he got called back.
Geri çağrıldığına inanamıyorum.
Hey, listen, I got to run, but, um, I-I'll be here if you need anything, okay?
Dinleyin, kapatmam gerek ama bir şeye ihtiyacınız olursa buralarda olacağım.
Listen, I got you, so I don't need anything else.
Sen varsın ya, başka bir şey istemem.
What's my phone got to do with anything?
Telefonumun bunla ne alakası var?
He hardly got to smash anything besides Hammer's junk bot.
Hammer'ın hurda robotu dışında zar zor bir şeyleri ezdi.
I got a new mattress, and I replaced the carpets and the drapes and pretty much anything that could absorb fluid.
Yeni yatak aldım. Halıları ve perdeleri değiştirdim. Sıvıyı içine çekebilecek her şeyi değiştirdim yani.
But anything's got to be better than being so damn scared all the time.
Ama ne olursa olsun, her zaman korkuyla yaşamaktan daha iyidir.
I barely got time for anything else.
Kendime ayıracak zamanı bile zar zor buluyorum.
- Yeah, maybe. But we don't have anything to hold Singh on, we got to cut him loose.
Ama Singh'i tutmak için hiçbir delilimiz yok, onu serbest bırakmamız gerek.
It's when 2 people would do anything for each other and have always got each other's backs.
İki kişi birbiri için herşeyi yaptığında, ve diğerinin arkasında olup kolladığı zaman.
Hmm,'cause I got worried for a sec. I hadn't seen you in anything for so long and I was like... ( gasps ) "Oh, no, did she quit?"
Çünkü bir anlığına düşündüm de seni uzun zamandır bir iş içinde göremeyince "Bıraktı mı acaba?" filan oldum.
We've got a direct feed into the ambassador's study, but I've hacked into the CCTV DVR so we can pretty much see anything they can.
Büyükelçinin tüm çalışmalarına erişimimiz var ayrıca kapalı devre izleme sistemlerine de sızdım bu sayede onların gördüğü her şeyi de görebileceğiz.
You know as well as I do Harvey is not interested in anything I've got to say at the moment.
Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki Harvey şu anda söyleyeceğim hiçbir şeyi takmaz.
- Martinez got you on anything?
- Martinez sana olay verdi mi?
Let me blow off some steam,'cause I didn't say anything when I got youtubed and Don kicked me out, or Jim started treating me like a sister, and Lisa stopped speaking to me because I had this thing.
Azıcık sinirlenmeme izin ver çünkü YouTube'a yüklendiğimde, Don beni kapı dışarı ettiğinde Jim bana kardeşiymişim gibi davranmaya başladığında ve Lisa benimle konuşmayı bıraktığında bu şey var diye sinirlenmedim.
It's just that we haven't got time right now to be getting cold feet about anything.
Şu an çekinmek için zamanımız yok.
I don't have to do anything, and I don't take orders from the Feeb, so unless you can give me one good reason you got a couple of pretty-boy agents poking around my crime scene,
Hiçbir şey yapmıyorum ve federallerden emir almam. Yani bana iyi bir sebep söylemedikçe bu şirin ajanlarını suç bölgemden çek yoksa onları kelepçeleyip kıçlarına şaplağı vuracağım.
And now I've got my vision, and what I see is bigger than anything that's come before.
Şimdi de benim bir vizyonum var ve bu daha önce hiç yapılmamış büyüklükte bir şey.
- Mr. Bohannon, I know we got jobs to do, but speaking on behalf of the freedmen, we got to find Elam's baby before we do much anything else.
Ama özgür adamlar adına söylüyorum, Elam'ın bebeğini bulmadan hiçbir şey yapmayacağız.
You can get away with most anything, all you got to do is try.
Neredeyse her seyden sivisabilirsin, tek yapman gereken denemek.
If you think that I'd ever in 1,000 years do anything to hurt you, you got me confused with Klaus.
Eğer seni 1,000 yılda bir kez bile incitebilecek olduğumu düşündüysen beni Klaus'la karıştırmışsın demektir.
Okay, so my guy's not saying anything, but he's got a friend.
Benim sorguladığım adam hiçbir şey söylemiyor ama bir arkadaşı var.
He never got charged with anything.
Hiçbir şeyle suçlanmamış.
anything you want 299
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything can happen 91
anything you can do 21
anything you need 253
anything for you 105
anything else you need 38
anything 4271
anything else i can help you with 18
anything else 1903
anything is possible 128
anything can happen 91
anything you can do 21
anything you need 253
anything for you 105
anything else you need 38
anything you say 115
anything for me 24
anything goes 61
anything missing 28
anything else i can get you 16
anything at all 445
anything's possible 153
anything out of the ordinary 49
anything you want to tell me 32
anything else i should know 33
anything for me 24
anything goes 61
anything missing 28
anything else i can get you 16
anything at all 445
anything's possible 153
anything out of the ordinary 49
anything you want to tell me 32
anything else i should know 33