English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grow up

Grow up translate Turkish

7,052 parallel translation
Hey, when I grow up, I want to be you.
Büyüdüğümde senin gibi olmak istiyorum.
So that you can grow up healthy and strong, like...
Bu sayede sağlıklı ve güçlü şekilde büyüyebilirsin, şey gibi...
Cagney and Lacey are gonna grow up great.
- Cagney ve Lacey harika bir şekilde büyüyecekler.
It's all about what you want to be when you grow up, babe...
Ve bunu yaparken de hapse girersin. Hepsi büyüdüğünde ne olmak istediğinle alakalı bebeğim.
Did Sabrina grow up before our eyes?
- Sabrina elimizde mi büyüdü?
The reborn dolls never grow up.
"Tekrardoğan bebekler" hiçbir zaman büyümüyor.
Then you must grow up to be a big, smart man, so you can take my place and rule the country.
Daha sonra da büyümeli ve büyük, akıllı bir adam olmalısın. Böylece yerimi alır ve ülkeyi sen yönetirsin.
When you grow up. They'll hang your photo, too, my dear.
Büyüdüğünde, senin de fotoğrafını asacaklar canım.
It's a holiday for children, so grow up.
Çocuklar için olan bir bayram. Büyü artık.
Watching the kid grow up, you know?
Çocuğun büyüyüşünü seyrediyorum işte.
" When I grow up, I want to be just like you, and I think I'm on the right track.
" Büyüyünce senin gibi olmak istiyorum ve sanırım doğru yoldayım.
It's not like he's gonna grow up and be a fine young man someday.
Büyüyüp iyi bir genç adam olacak falan diye düşünmenin alemi yok.
"What do you wanna be when you grow up?"
"Büyüdüğünde ne olacaksın?" diye sorardı.
And one day she'll be a big lady and grow up a pretty lady and she never be a little lady no more.
- Bir gün büyük bir kız olacak. Hoş ir hanım gibi büyüyecek. Ve küçük bir kız olmayacak.
"When you guys grow up, I want us all to live on a hill and everyone has a house on the same street."
"Siz büyüdüğünüzde, hepimizin tepede yaşamasını istiyorum." "Ve hepimizin evi aynı sokakta olmalı"
'Cause not all of us are set to inherit the family fortune when we grow up.
Çünkü hepimiz büyüdüğümüzde aile servetine varis olmuyoruz.
I want to be her when I grow up.
Büyünce onun gibi olmak istiyorum.
When are you going to grow up?
Ne zaman büyüyeceksiniz siz?
And then, poof- - in an instant, they grow up, they go to college...
sonra bakarsın, büyürler, üniversiteye giderler Sen herşeyin kontrolünü kaybedersin.
I'm getting to watch Joanie grow up.
Joanie'nin büyüdüğüne tanık oluyorum.
I didn't blow that audition off because I felt like I needed to grow up or because I felt like I didn't want to turn into my mother.
Bu ses imtihanını önemseyemem çünkü büyümeye ihtiyacım varmış gibi hissediyorum veya çünkü anneme benzemek istemiyorum gibi hissediyorum.
Oh, Shona, grow up, love!
- Shona, büyü biraz hayatım!
It's got to be tough missing your kid grow up.
Çocuğunun büyüyüşünü kaçırmak zor olsa gerek.
I want to be him when I grow up.
- Büyüyünce onun gibi olmak istiyorum.
Well, yeah, if you grow up.
- Olabilirsin tabii eğer büyürsen.
- Grow up, Wendy.
- Büyü biraz, Wendy.
- So happy I didn't grow up in your house.
- Sizin evde büyümediğim için mutluyum.
- Grow up to be distant...
- Uzak kalarak...
Russian men grow up watching bootleg American'80s action films.
- Rus erkekleri 80'lerin kaçak Amerikan macera filmlerini seyrederek büyüdüler.
Did you grow up Catholic, Karl?
Katolik olarak mı büyümüştün Karl?
Doesn't mean that they'll grow up to be - -
- Olgunlaşmak için büyümeye ihtiyaç...
As one of my ladies so that our children Can grow up to be as close as we are.
Leydilerimden biri olarak kal ki, çocuklarımız bizim gibi yakın büyüsün.
Grow up, B.
Büyü artık B.
Maybe it was a good thing I didn't grow up here.
Belki de burada büyümemiş olmam güzel bir şeydir.
O'Neil : The early guys... the guys before us... didn't grow up reang comics.
Bizden öncekiler çizgi roman okuyarak büyümedi.
Word out of Dam Neck is Sam Hanna is who seals want to be when they grow up.
Sam Hanna doğuştan SEAL olarak büyümüş.
Because I don't want my children to grow up...
Çünkü ben çocuklarımın böylesine tehlikeli ve...
But you don't know that until you grow up and start finding out about yourself.
Ama büyüyüp de kendinizi anlamaya başlayana kadar bunu fark etmezsiniz.
So did you grow up in the city?
Çocukluğun şehir merkezinde mi geçti?
Looking back, it was my effort to grow up.
Şimdi bakınca, büyümeye çalıştığımı görüyorum.
Our children will grow up side by side.
Çocuklarımız beraber büyüyecekler.
I wish I'd known you when you were younger. It must've been hard for you to grow up without a mother.
Keşke seni daha küçükken tanıyabilseydim, annesiz büyümek senin için zor olmalı.
You think if he had that ability, he wouldn't have used it yet? Well, I guess he's just gonna have to grow up.
Sanırım, onun artık büyüme zamanı geldi.
Even at han's age, which I am guessing is somewhere between 14 and 53, some kids just aren't ready to grow up.
Han'ın yaşında bile, ki tahminime göre 14 ile 53 arasında bir yerde bazı çocuklar büyümeye hazır değildir.
They grow up.
Çocuklar gizlice mi geliyor?
♪ may you build a ladder to the stars ♪ ♪ and climb on every rung ♪ ♪ and may you stay ♪
# and climb on every rung # # and may you stay # # forever young # # may you grow up to be righteous # # may you grow up to be true # # may you always know the truth #
Do you know how hard it is to keep all that grow-up-at-a-million-miles-an-hour, pelvic-grinding bullshit at bay?
Şehirden bu kadar uzakta büyütmenin ne kadar zor olduğundan haberin var mı? Ve bir de pelvik rodajı saçmalığı?
♪ and climb on every rung ♪ ♪ and may you stay ♪ ♪ forever young ♪
# and climb on every rung # # and may you stay # # forever young # # may you grow up to be righteous # # may you grow up to be true # # may you always know the truth #
♪ forever young ♪ ♪ may you grow up to be righteous ♪ ♪ may you grow up to be true ♪
â ™ ª may you grow up to be righteous â ™ ª â ™ ª may you grow up to be true â ™ ª â ™ ª may you always know the truth â ™ ª â ™ ª and see the lights surrounding you â ™ ª
Grow up?
Büyümek mi?
I mean, you are really good at working with kids, but it's because you don't want to grow up and you don't want to be committed to anybody or anything.
Kimse üzerinde, hiçbir şeyde kararlı olmak istemiyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]