He wants money translate Turkish

He sends word through his secretary, Julia Wolf, when he wants money.

Para istediği zaman sekreteri Julia Wolf'la haber gönderiyor.

He wants money.

Para istiyor.

He wants money for the ride.

Biniş için para istiyor.

I don't think he wants money or anything like that.

Para veya başka bir şey istediğini sanmıyorum.

If he wants money, we send it.

Para ister yollarız.

If he wants money, he will be richer than us.

Para istiyorsa, onu bizden daha zengin ederiz.

- He wants money.

- O para istiyor.

In fact, she never hears from him unless he wants some of her money.

Aslında ondan hiç haber aldığı yok, en azından para istemediği sürece.

Can you deny he wants the money for you?

Parayı sizin için istediğini inkâr edebilir misiniz?

- He wants a lot of money.

- Çok para istiyor.

He wants the money to buy the estate.

Parayı, araziyi satın almak için istiyor.

- He wants more money.

- Daha fazlasını istiyor.

He wants to see the colour of your money.

Önce paranın rengini görmek istiyor.

The first time he only wanted my money, now he wants my love, too.

İlk seferinde sadece paramı istemişti, şimdi aşkımı da istiyor.

You think all he wants is my money.

Paramın peşinde olduğunu düşünüyorsun.

It's not as much money as we were paying him, but that's what he wants to do, so we're all for him.

Bizim ona ödediğimiz gibi bir maaş vermiyorlar, ama istediği bu.

He wants his money back on a set of harness.

Koşum takımına verdiği parasını istiyor.

He wants the money for something crazy.

Parayı saçma sapan bir şey için istiyordur.

The money interest him more, but he appreciates both, and I believe he wants them back.

Paraya çok düşkündür, bu nedenle sağlama aldığınız paraları geri isteyecektir

Mrs. Lampert, he wants the money for himself.

Bayan Lampert, parayı kendine istiyor.

It's not just money he wants from me.

Benden istediği sadece para değil.

He probably wants money.

Muhtemelen para istiyordur.

If Vilar's got money and wants the weapons, he's a customer like any other.

Vilar'ın cebinde parası var ve silahları istiyor. O da bir müşteri sayılır.

If he wants any money, give him any amount he wants, but I'm sure we'll get it all back from him.

Eğer para isterse, hiç verme. Eminim almaya geri gelecektir.

He's being given all the money he wants and complete autonomy.

Haydut, istediği kadar para ve tam bağımsızlık alıyor.

Looks sly, wants to eat for free he won't pay even if he has money

Şu tipime baksana önce... tekinsiz biri olduğum belli değil mi?

He wants all the money in the safe before he does anything.

İşe başlamadan önce tüm paranın kasada olmasını istiyor.

He wants the best for his money.

Parası ile en iyisini tutmak istiyor.

He had a man's wants when he was robbin'. And he didn't spend the money he stole on grub for his family.

Hırsızlığa başlandığı an erkek olunur üstelik çaldığı parayı ailesine harcamamış.

He wants to deposit some money.

Biraz para yatırmak istiyor.

If he wants to be a good son, he should've gotten some money from Okubo, and -

İyi bir evlat olmak istiyorsa, Okubo'dan para alıp

On Sunday, tell Deutsch what he wants to hear and bank the money.

Pazar günü geldiğinde ihtiyar Deutsch'a bir şeyler uydurur, paranı alırsın.

He returns your money, to convince you he wants peace.

Paralarını geri al, barış için onu ikna et!

All he wants is your money.

Sizden daha fazla para koparmaya çalışıyor.

He wants me to take the m-money on the door.

Kapıda paraları toplamamı istiyor.

Tell him we will give him authority, position, and key to the Kabbaah, and money what money he wants

Söyle O'na... Kabe nin anahtarlarını veririz, yetki veririz istediği kadar para.

- And he wants me to deliver the money?

- Parayı benim mi getirmemi istiyor?

It is no small anxiety to keep by one a large sum of money and happy is the man who has all his cash well invested and who needs not keep by him more than he wants for his daily expenses.

Bu işe yaramaz sürüngeni görmekten nefret ediyorum. Evinde o kadar para saklamak hiç de kolay şey değil.

He's brought the money and he wants an answer.

Parayı getirmiş. Ve bir cevap istiyor.

Mr. Albrektsson makes lots of money on his dogs, but he wants to give this puppy away.

Bay Albrektsson köpeklerinden çok para kazanıyor ama bu yavruyu parasız vermek istiyor.

He asked for money from me this morning, he wants to get married.

Benden bu sabah para istiyordu, evlenmek istiyormuş.

- He wants the money.

- Parayı istiyor.

All he wants is money.

Tek istediği para.

You think he wants to give you the money?

Sana o parayı verir mi sanıyorsun?

He wants more money than Baker.

Baker'dan daha çok para istiyor.

We find a buyer with a wad of money who's willing to spend it, and a piece of equipment he wants real bad.

Bir tomar parasını harcamaya hevesli bir alıcı buluruz, ve o gerçekten kötü bir ekipmanı almak ister.

"The only reason Reverend Larry is on TV is because he wants your money."

Monsenyör Larry sadece paranızı almak istediği için ekrana çıkıyor. "

- He wants more money!

- Daha fazla istiyor demek!

The rabbi says "no, no, no"... we'll throw the money way up in the air... and whatever God wants, He keeps.

Haham "hayır, hayır, hayır" demiş... parayı havaya doğru fırlatırız... ve Tanrı ne kadarını isterse, alır.

He wants 20 grand in real money for delivery tomorrow.

Yarınki teslimat için yirmi bin gerçek para istiyor.

- He wants more money.

- Daha çok para istiyor.