Hope so translate Turkish
7,428 parallel translation
Well, for all of our sakes, we better hope so.
Şey, hepimizin iyiliği için, öyle olsa iyi olur.
Bloody hope so.
- Umarım.
- We hope so too.
- Biz Öyle umuyorum.
I hope so.
Umarım.
I hope so too.
Bende öyle ümit ediyorum.
I hope so.
Umarım öyle olur.
Let's hope so.
Öyle umalım.
- Yeah. I hope so.
- Tamam, bekliyorum.
I sure as hell hope so.
Ben de öyle umuyorum.
I hope so.
Öyle umuyorum.
God, I hope so.
Umarım öyle olmuştur.
I sure hope so.
Umarım izliyordur.
I hope so.
Umarım
- I sure do hope so.
- Olabileceğinize eminim.
Let's hope so.
Öyle umuyoruz.
I hope so.
Umarım gerçekten öyledir.
Yeah, well, I'd hope so.
- Evet, umarım duyuyorsundur.
Pissant she-devil bitch- - I hope so.
Kahrolası cadı karı, umarım durmaz.
Hope so.
Umarım öyledir.
Well, I hope so.
Umarım söyleyebilirim.
I really hope so.
Umarım öyle olur.
Shit, I hope so. Shit.
Umarım öyledir.
I hope so, too.
Ben de öyle umarım.
Let's hope so.
İnşallah.
I hope so. I hope that's true.
Umarım bu doğrudur.
- I hope so.
- Umarım.
I hope so.
- Umarım öyledir.
I hope so, Soren.
- Umarım, Soren.
Yeah, I hope so.
İnşallah.
I hope so too.
İnşallah.
Let's hope so.
Öyle olacağını umalım.
So I m going to give you some advice now and I sincerely hope you take it.
Şimdi, size birkaç tavsiye vereceğim ve tavsiyeme uymanızı canı-ı gönülden dilerim.
So you'd better hope that nothing happens to me, or this petition of your husband's will never reach London.
Bu yüzden başıma bir şey gelmesin diye dua etmelisiniz yoksa kocanızın dilekçesi Londra'ya asla ulaşamaz.
We hope to address this with President Petrov so that we can move on to a whole host of other issues.
Başkan Petrov ile başta bu olmak üzere pek çok konuyu masaya yatırmayı umuyoruz.
- I hope so.
- Umarım öyledir.
So, Nana, Nana, in this story, what do you hope will happen to the girl?
Şimdi nine, bu hikâyede kıza ne olmasını umuyorsun?
So, I'm gonna hope for the best.
Yani en iyisini umacağım.
We couldn't really move things around with the hall... so I hope you guys don't mind sitting with Emily's cousins... and, like, our harpist.
Salonda yer değişikliği yapamıyoruz umarım Emily'nin kuzenleri ve arpçı ile oturmanız sorun olmaz.
I respect what you hope to accomplish, so I ask you, when you return me to Charles Town, turn around and sail away.
Başarmak istediğin şeye saygı duyuyorum. Bu yüzden söylüyorum beni Charles Town'a ulaştırınca arkanı dön ve denize açıl.
So I hope you left.
Umarım terk etmişsindir.
But then, I heard how many other offers of marriage you had declined, from men far richer, far grander than me, and... So, it gave me hope.
Sonra öğrendim ki, benden daha zengin, daha soylu kişiler tarafından size yapılan nice evlilik tekliflerini reddetmişsiniz ki bu bana bir umut verdi.
When I return, I hope you're passed out as usual, so I don't have to listen to your silly voice.
Döndüğümde, umarım ki her zamanki gibi kendinden geçmiş olursun böylece senin o aptal sesini duymak zorunda kalmam.
It means I hope they sit me behind someone very clever at the examination, so I can take a peek at what he is doing.
Umarım sınavda arkama zeki biri gelir de böylece ne yaptığına bakarım demek oluyor. - Aafrin!
- I hope you're not in trouble, but it was so worth it. Hi, Hazel.
Merhaba, Hazel.
- So I hope that you like it.
- O yüzden inşallah beğenirsin.
I just hope it does so in time.
Tam vaktinde yapmasını umuyorum.
I just hope it does so in time.
Bir an evvel işe yaramasını umuyorum.
I should hope so.
Umarım.
So it's okay to have hope.
Ümidin hep olsun.
I hope so.
Umarım öyledir.
And so I hope you'll always count me.
Beni her zaman arkadaşın olarak görürsün umarım.