English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm down

I'm down translate Turkish

40,833 parallel translation
There I am, I'm at graduation. I'm having an out-of-body experience. I'm looking down at myself, I'm thinking...
İşte oradaydım, mezuniyet günümde bedenimin dışına çıkmış, yukarıdan kendime bakıyor ve düşünüyordum...
Do you know how much Uncle down the hall and I went through?
Koridorun Sonundaki Amca ile nasıl köpek gibi çalıştığımızı biliyor musun?
I kept telling him he couldn't, but Uncle down the hall
Olmaz, olmaz diyip dursam da KSA resme bakalım, bakalım diye...
I'll be back before the crusts cool down.
Soğumadan dönmüş olacağım.
I cannot take this call... so take the call for me. Otherwise, I shall ask his name... and write it down carefully.
Ben şu an telefonu cevaplayamadığımdan benim yerime sen cevaplamazsan bu çocuğa ismini soracak ve güzelce yazacağım.
I want to turn down that offer for some reason.
Kendimi ağırdan satasım geliyor.
- Why don't you put your shotgun down, my friend? I'll be happy to tell you who I am.
- Tüfeğini indirirsen arkadaşım ben de seve seve kim olduğumu söylerim.
- Llane. Have I ever let you down?
- Llane, seni hiç hayal kırıklığına uğrattım mı?
I guess I'll shut down the entire power source.
I alacağımı kapanma tüm güç kaynağı sanırım.
I'm here live in Central Park, where a boy has fallen down a well.
Central Park'tan canli yayindayiz, kuyuya bir çocuk düsmüs.
Because my dad was a pilot, so whenever i saw a flashing star, I'd pretend it was him flying across the sky and I knew he'd be looking down at me.
Çünkü babam bir pilottu,... ve ne zaman parlayan bir yıldız görsem,... gözyüzünde uçanın onun olduğunu sanırdım,... ve aşağı bana doğru baktığını bilirdim.
I'm cruising down my bike Lane and you come clip me off?
Benimle dalga mı geçiyorsun? Ben bisikletimle Lane'e doğru gidiyordum, sen bana çarptın.
I had you down, as more of a cat person.
Seni bir kedi insanı gibi saklamıştım.
Well, I think we'd probably want to vacation down there.
Sanırım orada bir tatil yapmak isteyebilirdik.
Gosh, I'd really love to, but I'm kinda busy right now hunting down my brother.
Tanrım. Çok isterdim ama şu anda kardeşimin peşine düşmekle meşgulüm biraz.
Reed Ethington, I'd like you to meet the two gentlemen our government has sent down here to assist us in our hour of need.
Reed Ethington, hükûmetimizin zor zamanlarımızda bizi yardımcı olmaları için gönderdiği bu iki beyle seni tanıştırmak isterim.
I took some shots at'em, but I just got too woozy. I had to come back in and lie down.
Onlara birkaç el ateş ettim ama çok sersemledim ve buraya dönüp yere yatmak zorunda kaldım.
I'm gonna write all this down so I don't forget it.
Unutmamak için, şunu yazayım.
- Yes, I'm gonna get you down.
- Evet, seni indireceğim.
I'm gonna get you down, honey.
Seni indireceğim, tatlım.
I'm gonna get you down, okay?
Seni indireceğim, tamam mı?
I'm an animal lover, but I will put you down.
Ben bir hayvan sevgilisiyim, fakat sizi yere atacağım.
I'll just put that down.
Ben sadece şunu koyacağım.
And I will not let you down again, I swear.
Ve bir daha seni hayal kırıklığına uğramayacağım, yemin ederim.
You know I'm a down-ass bitch.
Biliyorsun, hazır bir fahişeyim.
- Hey, I'm down too.
- Ben de hazırım.
What no man has ever found. I will not let him down.
Onu yüzüstü bırakmayacağım.
I was finally able to sit down and interview Bernie Madoff on August 24th, 2010.
Nihayet oturup Bernie Madoff'la röportaj yapmayı başardım. 24 Ağustos 2010'da.
Uh, I'm down at FBI headquarters handcuffed to a wall.
Ah, ben FBI karargahındayım Kelepçelenerek bir duvara kelepçelendi.
Sometimes I'd whistle down at her and she'd look up and call me a dog.
Bazen ona ıslık çalardım. Ve bana bakıp bana bir köpek derdi.
My team and I tried our best to get the SEC to investigate and shut down the Madoff Ponzi scheme with repeated and credible warnings to the SEC that started in May 2000.
Ekip ve ben, SEC'in araştırmasını sağlamak için elimizden gelenin en iyisini yaptım. Ve Madoff Ponzi planını kapatın SEC için tekrarlanan ve güvenilir bir uyarı ile
I'm going down the hole now.
Ben deliğe iniyorum.
I'm only right if Downs shows up.
Down gelirse haklıyım.
First thing anybody says when they go down is, "I'm undercover."
Bir şey diyeyim sana. Yakalanan biri ilk hep "Gizli görevdeyim." der.
Look, you go down, I go down, all right?
Sen yanarsan ben de yanarım, tamam mı?
Can you keep it down? I'm trying to watch...
- Sus biraz, TV izlemeye çalışıyorum.
I'm not going down there.
Aşağıya inmiyorum.
I let you down.
Sizi yüzüstü bıraktım.
I'm down here!
Burada sıkışıp kaldım!
I'm down here!
Burada sıkıştım!
Tee, I know your wife is down there, but up here you're in command.
Tee, eşin orada farkındayım ama burada yetki sende.
I'm Going Down stairs.
Aşağı iniyorum.
I'm the one that's been calling about the middleton ladies and their situation down in south America.
Arayan kişi benim Orta bayanlar hakkında Ve durumları Güney Amerika'da düştü.
I'm gonna count down, I'm gonna do it.
Aşağı ineceğim, yapacağım. Lütfen.
I mean, at the end of the day, he was covered with whatever I threw and I dumped on him, and I would just wheel him outside and just hose him down.
Yani, günün sonunda ben üzerine ne attıysam, üzeri tamamen onunla kaplı olurdu ve onu dışarıya sürükleyip hortumla yıkardım.
I'm not sure how long this will take or how long we'll be down here, so, everybody, whatever you do, don't eat all your rations.
Buradan çıkmamız ne kadar sürecek pek emin değilim. O yüzden millet, ne yaparsanız yapın tüm yemeğinizi bitirmeyin.
I just have to finish up in the shed, and I'll meet you down there.
Kulübede ki işimi bitireyim seninle orada buluşalım.
I'm going back down now.
Ben şimdi geri aşağı gidiyorum.
I'm so scared we're gonna die down here.
Burada öleceğimizden çok korkuyorum.
I'm gonna slow it down.
Yavaşlatıyoruz biraz.
I'm going to send down extra air tanks.
Aşağıya extra hava tüpleri göndereceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]