English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm like a

I'm like a translate Turkish

34,364 parallel translation
And it seemed like a fair trade, I shore up their cyber-security, do some light hacking, and I get a place to not be dead.
Siber savunmalarını güçlendirdim, ufak tefek hackler yaptım. Ve öldürülmeyeceğim bir yer kazandım. Adil bir pazarlıktı.
Roman and I are stealing a chip, like a prototype, and it's the final piece of Sandstorm's plan, and we need to see what's on it.
Roman'la prototip gibi bir çipi çalıyoruz. Sandstorm'un planının son parçası. İçinde ne var görmemiz lazım.
Look, I only did it because I felt like you couldn't, even though you wanted to, like our vow said, "In sickness, and in health," and honey, you have a little sickness.
Bak, yaptım çünkü istediğin halde yapamadığını düşündüm yeminimizdeki gibi "hastalıkta ve sağlıkta" ve tatlım senin küçük bir hastalığın var.
Well, I think I can speak for all parents when I say that sounds like a bummer.
Sanırım bütün veliler adına konuşup bunun güzel bir şey olmadığını söyleyebilirim.
I'm just saying, it just sounds like a lot of work.
Ben sadece söylüyorum, yapılacak bir sürü iş olacak.
I came in because you people are treating me like a fugitive.
Buraya geldim çünkü siz bana kaçakmışım gibi davranıyorsunuz.
A lot's happened in this last six weeks. I feel like I haven't seen you or talked to you.
Son altı haftada o kadar çok şey oldu ki sanki seni hiç göremedim, hiç konuşamadım.
Like I planned to do this for a living.
Sanki böyle yaşamayı planlamışım gibi.
So I won't have a life like his.
Onunki gibi bir hayatım olmasın diye.
I just... haven't felt this happy in a very long time, and to be honest, I never imagined anything like this ever happening to me again.
Ben... uzun zamandır böyle mutlu olmamıştım, ve dürüst olayım böyle bir şeyin bir daha başıma gelebileceğini hiç düşünmedim.
I never dreamed I'd marry a babe like you. I...
Senin gibi bir güzelle evleneceğim aklımın ucuna gelmezdi.
I'm gonna cut down a tree, just like I did when I was a boy.
Gidip bir ağaç keseceğim, tıpkı... -... küçükken yaptığın gibi.
I don't know how close it is to your dreams, but I promise we'll make it feel like a home.
Hayallerindekine biraz yaklaştı mı bilmiyorum yuvamızda hissedeceğine söz veriyorum.
Grace has a boyfriend, I feel like I have the right to know about it.
Grace'in sevgilisi var ve benim de bunu bilmeye hakkım var.
I have to watch you...... like a hawk.
O yüzden maalesef seni şahin gibi izlemek zorundayım.
Here we go. Looks like I'm getting a signal now.
Hah, şimdi çekiyor gibi.
I'm like a walking goddamn Happy Meal.
Ayaklı ikram olmak istemiyorum.
Like all survivors, I once thought when I'm home, I won't give a damn
Hayatta kalan herkes gibi, eve dönünce umursamam sandım
All I made was a mess, just like everyone else
Ama her şeyi berbat ettiğimle kaldım Diğer herkes gibi
You don't have to talk to me like I'm a child.
Benimle çocukmuşum gibi konuşmana gerek yok.
Like I said, it's a ground ball.
Homeboy Keyifli Seyirler... 7 Kasım 2016 Dediğim gibi su testisi su yolunda kırılır.
You mean did I charter a yacht the size of a city block and booze my way across Europe because a girl I like said no to a date?
Bir şehir büyüklüğünde yat kiralayarak Avrupa'yı alem yaparak dolaşmama çıkma teklifimi kabul etmeyen bir kız mı neden oldu yani?
I'd like a whiteboard please.
Beyaz tahta alayım lütfen.
Then I woke up to you poking me like a damn porcupine.
Sonra da lanet bir kirpi gibi dürtüşüne uyandım.
I'm saying your crusade sounds more like a reign of terror.
Bu cihadın, korku krallığı yaratmaya yönelik gibi geliyor diyorum.
Like today, I started eating a girl's hair.
Mesela bugün bir kızın saçlarını yemeye başladım.
I'm like a man made of sugar in a world of ants.
Karıncaların dünyasında şekerden bir insan gibiyim.
I hate feeling like a little girl that needs her daddy's help.
Babasının yardımına muhtaç küçük bir kız gibi hissetmekten nefret ediyorum.
Okay, look, you can push me away all you want, but I'm gonna be like a friggin'boomerang.
Pekâlâ, dinle, beni istediğin kadar görmezden gelebilirsin ama bir bumerang gibi olacağım.
Would anyone like a deviled egg from a tea I had several days ago?
Birkaç gün önceki bir çay davetinde yaptığım bu yumurtalı mezelerden isteyen var mı?
Well... sometimes whole days go by, and, um... you start to feel like, hey... maybe I'm finally getting better, maybe I'm a human being again, and then right back to potato land,
Yani... bazen günler öylece geçiyor ve... şöyle hissetmeye başlıyorsun, hani, hey... belki sonunda iyi oluyorumdur. belki yine bir insanım ve... sevgili kızımın da söylediği gibi patates diyarına geri dönüyorumdur.
I'm trying to eat like a caveman.
Mağara adamı gibi beslenmeye çalışıyorum.
My hair looks stupid, I look like a total dork?
Saçım aptal görünüyor, ve ben de tam bir ahmak gibi mi görünüyorum?
If you pull a butterscotch out of your pocket, it would be like I'm walking with my grandma.
Bakmam. Şimdi cebinden şekerleme çıkarsan büyükannemle yürümek gibi olurdu.
You know, I-I try to talk to him, I try to tell him that I am his wife, but he mostly just wants me to play with him, like I'm a babysitter.
Onunla konuşmaya, karısı olduğumu söylemeye çalışıyorum ama çocuk bakıcısıymışım gibi onunla oyun oynamamı istiyor.
Like I'm one of the doctors after saving a life.
Hayat kurtaran doktorlardan biriymişim gibi.
- Uh, you know, sir, this whole thing has been a very scary experience for me and I'd really like to go home.
- Biliyor musunuz bayım, tüm bu yaşananlar benim için korkunç bir deneyim oldu, ben gerçekten evime gitmek istiyorum.
I'll introduce you as volunteers, tell Rittenhouse you're patriots who've lost faith in the cause like me.
Sizi gönüllü asker olarak tanıtacağım, Rittenhouse'a vatansever olduğunuzu, ama benim gibi amacınızı kaybettiğinizi söyleyeceğim.
I just wanted to say that I-I-I really, really like you, I kinda have a crush on you, and I think about you a lot.
Senden çok hoşlandığımı, biraz abayı yaktığımı ve seni epey düşündüğümü söylemek istedim.
I'm a man, just like everyone.
Ben de insanım. Diğerleri gibi.
A word that even when, like a wave, I go somewhere far away for a bit, my friend will find me.
Mesela dalga gelecek, biraz uzaklaşayım. Arkadaşım gelip beni bulacaktır.
I'm holding in my hand right now... just so some drunken old broad can stagger over and tell me I look like Ernest Borgnine.
Üstüne de sarhoş ve yaşlı bir herif üstümüze doğru sendeleyip Ernest Borgnine'a benzediğimi söylesin.
You think I look like Michael Fassbender?
Michael Fassbender'a mı benziyorum sence?
I was slamming Mountain Dews like a wild man.
Gazozları vahşi bir adam gibi ardı ardına patlatmıştım.
Oh, I rented a room from your neighbor, the tall guy... dressed like a little boy.
Komşunuzdan oda kiraladım : Çocuk gibi giyinmiş uzun boylu adamdan.
I didn't know her five minutes and she asked, ( like Mrs. Wolowitz ) : "Are you a Milky Way or a Snickers girl?"
Tanışalı daha beş dakika olmadan "Milky Way'ci misin Snickers'çı mı?" diye sormuştu.
I think Mr. Albright here took it by accident, but there's a lot more I'd like to know before I issue the autopsy report.
Sanırım Bay Albright kaza yaptı, Ama bilmek çok daha fazla şey var Otopsi raporunu yayınlamadan önce.
And I'm happy that you can enjoy a view like this at your leisure.
Ben de endişe duymadan böyle bir manzaranın tadını çıkarabilmene sevindim.
I really must be a fairy or something, like Tinker Bell.
Tinker Bell gibi bir peri olmalıyım.
My brain cannot even process the fact that you just said "married," so I'm assuming you said "carried," like over a big puddle.
Beynim evlendim demen gerçeğiyle çalışamıyor bu yüzden taşıyarak eğlendiğini varsayıyorum oyun oynamak gibi.
Now I got to do something just as good or I look like a jerk.
Şimdi benim de iyi bir şey yapmam lazım yoksa pislik durumuna düşeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]