English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I am not mad

I am not mad translate Turkish

108 parallel translation
I am not mad.
Kızgın değilim.
I am not mad! Nor is my pendulum! It's gold!
Ben deli değilim!
I am not mad to want a better state than the one I live in.
Deli değilim ve başka da bir arzum yok.
- Non, non my friend, I am not mad.
- Hayır, dostum. Ben delirmedim.
PS, I am not mad. "
Ben deli değilim. "
What made you think I am not mad at you?
Sana delirmediğimi ne düşündürdü?
I have been gone a long time, a very, very long time, but I am not mad.
Çok ama çok uzun bir süredir ortalarda olmamam, delirdiğim anlamına gelmez.
I am not mad at you.
Sana kızgın değilim.
I am not mad!
Ben deli falan değilim!
You've gone mad. I am not mad.
- AkIını kaçırmışsın.
I'm so sorry, sweetie.I am not mad at you.
Özür dilerim tatlım. Sana kızmadım.
I am not mad at you because you got your boat out of my garage...
Tekneni garajımdan almana kızmadım.
Don't worry, I am not mad or sad.
Merak etme. Üzülmedim veya sana kızmadım.
I am not mad!
Aklım başımda!
Turk, I am not mad, OK?
Kızgın değilim, Turk.
- I'm not mad, I am not mad.
- Ben deli değilim, ben deli değilim.
I am not mad at you, lily.
Sana kızgın değilim, Lily.
I am not mad for it.
Bunun için kızmıyorum.
No, I am not mad.
Hayır, ben deli değilim.
What are you saying uncle, I am not mad...
Sen ne diyorsun amca, ben deli değilim.
Lemon, I am not mad at you.
Lemon, sana kızgın değilim.
I'm here because I want you to know that I am not mad at Jenna about this.
Buradayım çünkü senin olanlarla ilgili Jenna'ya kızmadığımı bilmeni istiyorum.
- I am not mad, lynette.
- Kızgın değilim, Lynette.
I was afraid I am not mad enough!
Yeterince çılgın olmadığımdan korkuyordum!
I hate to tell you what I come from, Antoinette but I sure am not an Indian by blood.
Sana eski hayatımdan bahsetmek istemiyorum Antoinette ama Kızılderili kanı taşımadığım kesin.
I'm not exactly mad enough to kill, but I am mad enough for something.
Öldürecek kadar delirmedim, ama birşeyler yapacak kadar delirdim.
Believe me, I am not the sort of man who approaches young ladies and tries to be more familiar by using some smooth line.
İnanın ki, tanımadığım genç bayanlara yaklaşıp güzel sözler söyleyerek dost olmaya çalışan adamlardan değilim.
And let him, for a pair of reechy kisses... or paddling in your neck with his damned fingers... make you to ravel all this matter out... that I essentially am not in madness... but mad in craft.
Bırak bir çift yağlı öpücük karşılığı... Lanetli parmakları boynunu okşarken... Herşeyi öğrensin senden...
As much as I don't want to be... I am a little mad... and I'm trying not to be, but it's really hard.
Her ne kadar öyle olmak istemesem de biraz delirmiş durumdayım ve öyle olmamaya çalışıyorum, ama bu çok zor.
- I am not mad!
- Ben deli değilim!
That's not true. I am mad at your mom... for letting those nuns bring you up like one.
Doğrusu annene çok kızıyorum seni rahibelere böyle yetiştirtmiş.
Let the bloat king tempt you again to bed pinch wanton on your cheek call you his mouse, and let him, for a pair of reechy kisses or paddling in your neck with his damned fingers make you to ravel all this matter out, that I essentially am not in madness but mad in craft.
Bırak o şişko kral çeksin yatağına seni yanağını çimdiklesin. Fareciğim desin sana, pis kokulu bir iki öpücükle kırılası parmaklarıyla göğsünü gıdıklayarak. Her şeyi öğrensin senden, yani benim deli olmadığımı deli taklidi yaptığımı anlatırsın ona.
Oh, damn it, Delenn. I have been working up a good mad all day and I am not about to let you undercut it by agreeing with me.
Bütün gün bu konuşmayı kafamda tasarladım ve beni haklı görerek bunu mahvetmene izin vermeyeceğim.
I am not mad.
Deli değilim.
- But I am not a mad person.
- Ama ben deli degilim ki.
It's not funny this time... because I am really mad.
Bu kez hiç komik değilsin. Çünkü sinirden kuduruyorum.
I'm mad, am I not?
Çünkü ben Deli Juana'yım.
I am a doctor, and I can tell you. - She is not mad.
Ben doktorum ve o, deli değil.
If I am a cynic, how have I fallen in love with a plain woman, whom I do not know?
Alaycıysam eğer, tanımadığım gösterişsiz bir kadına nasıl aşık oluyorum?
I'm asking you not because I am mad, I just have been affected by all this.
Ama kızdığım için değil, etkilendiğim için soruyorum.
Alright, even if I weren't deathly ill, which I am, I wouldn't go on a blind double date with you. - Why not?
Ölüm döşeğinde yatıyor olmasaydım bile ki yatıyorum senin yanında tanımadığım bir kızla buluşmaya gitmezdim.
And I can only imagine the load of fake crap that you've had to put up with from people you hardly even know, and I am so not doing that.
Neredeyse hiç tanımadığın insanlarla uğraşmanın, yalandan zırvaladıkları şeyleri dinlemenin nasıl bir şey olduğunu ancak tahmin edebilirim. Ama ben bunu yapmayacağım.
I am trying to figure out why I'm not mad at you when you talk to me like that.
Bu şekilde konuştuğun zaman sana neden sinirlenmediğimi bulmaya çalışıyorum.
Mom, no one is more mad than i am, but this is not the right way.
Anne, kimse benden daha fazla öfkeli değildir, ama yapılması gereken şey bu değil.
I know that you're mad at me, but not half as mad as I am at myself.
Bana kızdığını biliyorum ama ben kendime senin iki katın kadar kızgınım.
Yet, mad. Am I not...
Henüz,.Delirmedim...
Hey, look, man, I am not about to go talk to somebody I don't even know about something that's none of their business.
Bak, dostum. Tanımadığım birisine gidip onu ilgilendirmeyen bir konu hakkında konuşacak değilim.
That is exactly what I am to you, a stranger, somebody you do not know.
Kesinlikle, senin için bir yabancıyım, tanımadığın biriyim.
And let him, for a pair of reechy kisses, or paddling in your neck with his damn'd fingers, make you to ravel all this matter out, that I essentially am not in madness, but mad in craft.
Pis kokulu bir iki öpücükle, kırılası parmaklarıyla göğsünü gıdıklayarak, söyletsin sana her şeyi. Sözler soluk, soluk da cansa, canım çıkmadan tek söz çıkmaz ağzımdan. Deli olmadığımı, mahsus öyle göründüğümü.
And let him, for a pair of reechy kisses, or paddling in your neck with his damn'd fingers, make you to ravel all this matter out, that I essentially am not in madness, but mad in craft.
Pis kokulu bir iki öpücükle, kırılası parmaklarıyla göğsünü gıdıklayarak, söyletsin sana her şeyi. Deli olmadığımı, mahsus öyle göründüğümü.
not me. I am mad at house because he's an ass.
House'a kızgınım çünkü pisliğin teki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]