English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I just don't care

I just don't care translate Turkish

989 parallel translation
You don't have to feed me, nor take care of me. I'm just going to grow larger so that you'll never be able to get rid of me.
Beni beslemeyip oksijen sağlamasan bile kendi başıma yer, iyi yaşar ve beni dışarı atamayacağın kadar büyük bir balık olurum!
I don't care who you are, I just want you to know you can't park beside a fireplug.
Kim olduğunuz umurumda değil sadece bir yangın borusunun önüne park edemeyeceğinizi hatırlatmak istiyorum.
I don't care, just make him sell that property.
Umurumda değil, yeter ki mülkünü satsın.
I don't do much farming here. Just take care of the meadow and feed my stock. But you can do what you like.
Burada fazla çiftçilikle uğraşmıyorum, sadece hayvanlarımı doyurmak için çayırlara göz kulak oluyorum, ama sen ne istersen yapabilirsin.
I don't care, just so that there are
Umurumda değil.
I don't care, I just came for the ride.
Fark etmez, sadece gezmek için geldim.
I don't care where it is, Michael, just take me there.
Neresi olursa olsun Michael, yeter ki götür beni.
My daddy don't care how I look, just so I get there.
ben oraya gidiyorum.
I don't care if he has them, I just -
Onlar beni ilgilendirmiyor.
I don't care because I just don't care about him anymore.
Artık umurumda değil çünkü artık onu umursamıyorum.
Till then, I just don't care.
O zamana kadar ne yaparsa yapsın.
I DON'T CARE WHAT YOU WENT THROUGH TOGETHER, YOU'RE JUST A MENACE.
- Nereye gidersen git ilgilenmiyorum.
I don't care if Willie loses... just so he gets the truth to the people.
Kaybederse üzülmem. Halka gerçeği anlatması yeter.
I really don't care. one of those fashionable architects is just as inept as another.
Hiç umurumda değil. Şu rağbet gören mimarların hepsi birbirinden budala.
I don't care, it's just an old diary.
Umrumda değil, eski bir günlük işte.
I don't care what you're doing. Just tell me where do I go - and when I get paid.
Doktor, ne yaptığınız, niye yaptığınız hiç umurumda değil, bilmek istediğim tek şey hedefim ve paramı ne zaman alacağım?
You don't care whom I hurt, just so long as I answer all your questions.
Kimi üzdüğüm önemli değil. Sorularınız yanıtlansın yeter.
I don't care, we have a right to splurge just for tonight.
Umurumda değil, bu gece eğlenmek hakkımız.
I don't care but just tell me.
Umurumda değil, ama sadece söyle.
I don't care what you are talking about, just haul that saddle out of here.
eyeri dışarı çıkar buradan.
I don't really care anyway. I just wonder.
Umurumda değil ya, sadece merak ettim.
- I don't care. I'd be just as happy if you didn't find anything.
Bir şey bulmamanıza daha çok sevinirim.
I don't care. Just put it back in the drawer.
Umurumda değil. sadece çekmeceye geri koy.
I don't care, just please say something,
Umurumda değil, sadece bir şey söyle.
I don't care, just so we'll be together.
Umurumda bile değil. Yeniden birlikte olmamız yeterli.
You don't care that I am so alone, that I'm just a poor abandoned orphan whom no one pities.
Yalnız olmamı, bir zavallı ve kimsenin acıma duymadığı bir öksüz olmamı umursamıyorsun.
I don't care how you get it there but just get it there.
Nasıl ulaşırsınız umurumda değil, ama mutlaka orada olun.
Let's just say I don't care for what you've turned my wife into!
Karıma yaptıkların umurumda değil diyelim.
I don't really care what kind of place. I just wanna work very hard and forget.
Çok çalışıp unutmak istiyorum.
I don't care, just go away and leave me alone.
Git ve beni yalnız bırak.
There's a lot of things in the Good Book that I don't care to hear just before eating.
Kutsal kitapta yemekten önce duymak istemeyeceğim çok fazla şey var.
I don't care where you go straight to, just so long as you go, and take that and them with you.
Doğru nereye gittiğin umurumda değil şunu ve o adamlarını da beraberinde götür yeter.
I don't really care what you do. But just don't talk to me.
Ne yaptığın umrumda değil ama benimle hiç konuşma.
I don't care what pictures they take, or who finds her. Just as long as we get her back.
Onu geri aldıktan sonra kim resim çekmiş, kim onu bulmuş hiç önemli değil.
I don't care whether you go to Kleinberg or not, I'm just saying you shouldn't go to Carlsbad.
Kleinberg'e gelip gelmemeniz sorun değil, yeter ki Karlsbad'a gitmeyin.
Oh, I just can't do it. I don't care what Harry Mudd says.
Harry Mudd'ın ne dediği umurumda değil.
I don't care what you do just as long as I've got you.
Sana sahip olduğum sürece, ne yaptığın umurumda değil.
I don't care what you believe, just keep your hands off her.
- Ellerini bayandan çek.
just what he is. He also knows that I don't care.
Ayrıca bunu umursamadığımı da biliyor.
I don't care how you slice it. Whether it's nine men out on a plain with a dirty rope or a judge with his robes on in front of the American flag those boys are gonna be just as dead as if they'd been lynched!
Buna nasıl baktığın umrumda değil... dokuz adamın platformun dışında o pis ilmiklerle dudup durmadığı ya da yargıcın cüppesiyle Amerikan bayrağı önünde olup olmaması farketmiyor ;
I don't care if you hit the broad side of a barn. Just hurry, please.
Gemi bordasına bile vursan umurumda değil, acele et yeter.
I just don't care.
Umurumda değil.
I don't care how you do it, you just do it.
Nasıl yaptığın umrumda değil, sadece yap.
I don't care! I just don't care!
Umrumda değil anlıyormusun, umrumda değil!
I don't care, just ask him to leave
Umrumda değil, çıkmasını söyle
I don't care if he dies, just get him out of here.
İsterse ölsün, onları başka bir yere gönder.
I don't care if you're Zato-ichi or Zato-ni just let me earn my 100-ryo!
Senin Zato-ichi veya Zato-ni olman umrumda değil kazanacağım 100-ryo'ya bakarım!
I don't care where, you just drive, just go, ok?
Şimdi, arabaya bin ve uzaklaş.
I just want him dead, I don't care how,
Onun ölmesini istiyorum. Nasıl olacağı umurumda değil.
I don't much care just so they're hit
Umrumda değil, vurulmuş işte..
I'm not gonna go cornball on ya or give ya any big speeches or anything like that... but I'll tell you right now, just as sure as God made little green apples... you play like that this coming Friday night... and you're gonna lose if you don't care.
Size aptalca şeyler anlatıp nutuk çekecek değilim... ama size şunu söylüyorum, Tanrı'nın küçük yeşil elmaları yaptığı... kadar eminim ki eğer gelecek Cuma akşamı... eğer umursamazsanız kaybedeceksiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]