English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I know it's true

I know it's true translate Turkish

623 parallel translation
It's strange, but I know it to be true.
Garip ama doğru olduğunu biliyorum.
It's true, Anna, I don't know who it is.
Bu doğru Anna, kim olduğunu bilmiyorum.
I know it's true that the rays give... not by something in the pitch blende
Işınların başka bir yerden değil de... Pitch-Blende'den geldiğini biliyorum.
I know who told you that. It's not true.
Bunu sana kimin söylediğini biliyorum, ama doğru değil.
But it's true. I don't know.
Doğru söylüyorum.
I'm glad to hear you say that, even though I know it's not true.
Doğru olmasa bile, böyle düşünmene çok sevindim.
OH, DARLING, I KNOW IT ISN'T TRUE, BUT HE BELIEVED IT.
Of, aşkım. Onun doğru olmadığını biliyorum ama o buna inanmış.
I know it's true.
Doğru olduğunu biliyorum.
I don't know how much of if it's true, but it sure sounds romantic.
Ne kadarı doğrudur bilmiyorum, Fakat romantikti.
And now I know it's true.
Şimdi de bunun gerçek olduğunun farkındayım.
I don't know how to convince you, but it's true.
Sizi nasıl ikna edeceğim bilmiyorum ama doğru.
I know you didn't mean it to be that way, but it's true.
Böyle olmasını istemediğinizi biliyorum, ama bu doğru.
If he thinks I've talked to you, he'll know he can't lay a hand on me without proving it's true.
Eğer senle konuştuğumu düşünürse, ispatlamadan üzerime hiçbir suç atamayacaktır.
I know it sounds unbelievable, but it's true.
- Kulağa imkansız geliyor, biliyorum ama doğru.
Well, I know it's true. I wasn't cut out to be a businessman, but the shop is different.
Bir iş adamı olarak biçilmemişim, fakat dükkan farklı.
I don't know how it happened, but the day's clear reality dissolved into the even clearer images of memory that appeared before my eyes with the strength of a true stream of events.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama o günün tüm gerçekliği, olayların gerçek akışıyla gözlerimin önünde kare kare oluşmaya başladı.
- Dr. Luther. I know it's true.
Doğru olduğunu biliyorum.
I know I'm feeling sorry for myself, but it's true.
Kendime acıdığımın farkındayım, ama bu doğru.
It's true. I didn't know how much I really loved you.
O zaman seni ne kadar sevdiğimi henüz bilmiyordum.
My mama gave me warning And now I know it's true
# Annem beni uyarmıştı ve şimdi doğru olduğunu biliyorum #
My mama gave me warning And now I know it's true
# Annem beni uyarmıştı ve şimdi doğru olduğunu anlıyorum #
Yet I know it's true
Artık biliyorum,
And I know it's true
Artık biliyorum,
Yet I know it's true
Artık biliyorum
Only the difference is, now I know it's true.
Tek fark, artık doğru olduğunu biliyorum.
I know it's true, but why?
Biliyorum, doğru. Ama neden?
I know it's true.
Biliyorum, doğru.
I want to know whether it's true or not.
Doğru mu, değil mi bilmek istiyorum.
It's true I wanted to know you.
Seni gerçekten tanımak istiyorum.
It's not true, you don't know him like I do.
Bu doğru değil, onu benim gibi tanımıyorsunuz.
Don't be rude. I know it's not true.
Kızımın evli olmadığını biliyorum.
You know... it's true that I want to make love.
Biliyorsun sevişmek istediğim doğru.
It's true that I love her... but I don't know what that means, for which I'm sure I'll suffer.
Onu sevdiğim doğru... ama bu ne anlama geliyor bilmiyorum, ama acı çekeceğimi biliyorum
I know I don't show it, but it's true.
Cathy, çok güzelsin. - Lütfen. Ted, hayır!
Yeah, right. But it's not true, because, I, I don't need all that power, you know.
Evet doğru bu, ama şu var, o kadar gücü istemem ben.
I know what you think of me but I swear it's true.
Benimle ilgili ne düşünüyorsun biliyorum ama yemin ederim doğruyu söylüyorum.
I don't know whether it's true or not.
Doğru olup olmadığını bilmiyorum.
That's all you need do Then I'll know it's all true
Doğru olduğunu anlamam için tüm yapman gereken bu
You know it just isn't true. I was not after Jean's money.
Jean'nin parasıının peşinde değildim.
I'll let you know if it's true about not making a bad landing in a 747.
Bir 747 ile kötü bir iniş yapılamayacağı doğruysa haberin olacak.
- Your true name. I do not know it. But I know my father's name.
- Bilmiyorum, fakat babamın adını biliyorum
Let's say it's true! Let's say I know it's true, but you don't!
Diyelim ki doğru ve ben de bunu biliyorum ama siz bilmiyorsunuz!
Something very strange happened to me, and I don't know if it's true or not but when I went into that woman's apartment the first time
Bana tuhaf bir şey oldu, çok tuhaf... Doğru olup olmadığını bilmiyorum ama... O kadının dairesine girdiğimde, ilk anda...
You know, before you, I had a lot of lovers, it's true.
Senden önce,... bir sürü sevgili vardı, bu doğru.
Not if I know it, it's true the magic potion won't help us but I know what.
Olmayacak, sihirli iksirin yardımı olmayacağı doğru, ama ne yapacağımı biliyorum.
I know it sounds crazy, but it's true.
Biliyorum saçma geliyor ama bu doğru.
- I happen to know it's true.
- Doğru olduğunu biliyorum.
- I know, because it's true.
- Biliyorum, doğru çünkü.
I know it sounds like something out of Mother Goose, but it's true.
Belki biraz kafanı ağrıtıyorum ama bunlar gerçek.
It doesn't matter, I know it's not true, and that's the most important thing,
Ama arzu edersen ona çizme de diyebilirsin. İstediğin her ismi verebilirsin.
It's true, I don't know.
Ama doğru, bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]