I know you're busy translate Turkish
561 parallel translation
Gaston, I know you're awfully busy, and, well, I don't wanna trouble you, but she has one little necklace...
Gaston, çok meşgul olduğunu biliyorum... ve seni de fazla uğraştırmak istemiyorum... ama çok güzel bir gerdanlığı var...
- I know you're going to be busy, so I...
- Meşgul olacağını biliyorum, ben...
Well, I know you're busy, Howard.
Pekâlâ, yoğun olduğunu biliyorum Howard.
I know you're a very busy man, but you must do something.
Çok meşgul biri olduğunuzu biliyorum, ama bir şeyler yapmalısınız.
I know you're busy.
Biliyorum meşgulsün.
I know you're busy, so we won't detain you any longer than necessary.
Meşgul olduğunuzu biliyorum. Sizi gereğinden uzun tutmayacağız.
- I know you're busy, doctor.
- Ne kadar meşgul olduğunuzu biliyorum.
I know you're busy, Raul, but I'll wager you still run around some.
Meşgul olduğunu biliyorum Raul ama bahse girerim hala bazılarının peşinde koşuyorsundur.
I know you're busy, but do ty to come to Onomichi.
Meşgul olduğunu biliyorum ama Onomichi'ye gelmeye çalış.
I know you ain't paying attention, you're too busy enjoying yourselves.
Dikkatinizi vermediğinizi biliyorum, eğlenmenize bakıyorsunuz.
Well, yes, I know you're busy... but if you can't come yourself... do you think you could possibly send somebody... who could put a chain on that door?
Evet, yoğun olduğunuzu biliyorum..... ama kendiniz gelemiyorsanız kapıya sürgülü kilit takması için başka birini göndermeniz mümkün mü?
Oh, you don't have to apologize, I know you're a busy man.
Özür dilemen gerekmez, meşgul biri olduğunu biliyorum.
Well, I know you're a very busy man, Mr. Willowby so I won't take up too much of your time.
Çok meşgul bir insan olduğunuzu biliyorum, Bay Willowby bu yüzden çok fazla zamanınızı almayacağım.
I know you're busy. Yes?
Nerede oturuyorsunuz?
I know you're busy, but if you could give me 1 0 minutes, I'd appreciate it.
Meşgul ulduğunuzu biliyorum, fakat bana 20 dakika ayırırsanız, minnettar kalırım.
Don Corleone, I'm going to leave you now, because I know you're busy.
Don Corleone, ben artık gideyim. Çünkü sen meşgulsündür.
I know you're busy, but if you could give me 1 0 minutes, I'd appreciate it.
- Meşgulsün, ama 10 dakika ayırabilirsen, iyi olurdu
I know how busy you must be, but we're going on a special nationwide network hook-up.
Biliyorum şu an meşgülsünüz, ama özel bir ulusal yayın ağındayız.
Excuse me, Dr. Whitcomb, I know you're busy.
Afedersiniz, Dr. Whitcomb, meşgul olduğunuzu biliyorum.
- I know you're busy.
Baksana, şimdi çok meşgulsün.
Well, I want... if you have an evening free, I... I know you're very busy, but if you do have an evening free... and you would like to do... go...
Şey, ben... eğer müsait olduğunuz bir akşam olursa, ben... çok meşgul olduğunuzu biliyorum ama eğer bir akşam müsait olursanız... ve eğer dışarı çıkmak isterseniz...
Yes, I know you're busy, but I have a wonderful surprise for you.
Ama size müthiş bir sürprizim var.
You're forgiven, I know you're a busy man.
Sizi affettim, meşgul biri olduğunuzu biliyorum.
- Don't know what they're gonna do to you, but since Mr. T. ain't here, I'm gonna be too busy licking'their boots to see!
- Sana ne yapacaklarını bilemem ama bay T. burada olmayacağından ayakkabılarını yalamaktan başka yapacak şey yok!
I know you're kinda busy, but I wanna tell you some things I never told you.
Biliyorum, meşgulsünüz ama hiç söylemediğim bir şeyi söyleyeceğim.
i know you're a busy guy, so i'll make this brief.
- Bak, meşgul bir adam olduğunu biliyorum. Bu yüzden kısa keseceğim.
Listen, I know you're very busy... with the new job but please try and call us.
Dinle, yeni işinle çok meşgul olduğunu biliyorum, ama fırsat bulursan bizi ara.
I know you're very busy....
Çok meşgul olduğunu biliyorum....
I know you're a busy man, sir, but I've been doing a study... on some training techniques I thought might interest you.
Meşgul bir insan olduğunuzu biliyorum, ama ilginizi çekebilecek... bazı eğitim teknikleri üzerine bir araştırma yapıyorum.
Sir, I know you're busy. Thank you for your time.
Efendim çok meşgulsünüz, biliyorum.
Yes, sir? I know you're busy, but I want you to put in a call to Eddie Sloane for me.
- Biliyorum, meşgulsün ama benim için Eddie Sloan'ı aramanı istiyorum.
I know you're busy.
Anlıyorum meşgulsün.
Hey, hey, Darling, I know you're busy with your studies but please drop by once in a while to cheer me on.
Hikaru-chan bir oyunda mı rol alacak? Evet! Sevgilim, derslerinin yoğun olduğunu biliyorum ama lütfen moral olması için yanıma uğra.
Well, I know you're busy studying for your exams, so thanks for all your help.
Bu sınav döneminde yardımcı olduğunuz için teşekkürle.
I know you're busy.
Biliyorum meşgulsünüz.
I know you're busy.
Meşgul olduğunuzu biliyorum.
I know you're busy so no need to entertain me.
Meşgul olduğunu biliyorum o yüzden beni eğlendirmenize gerek yok.
I know you're a busy man and I respect that so I'll get right to the point -
Meşgul oluşunuzu anlıyorum, bu yüzden direk konuya gireceğim.
I know you're busy with the therapy.
Biliyorum tedaviyle meşgulsünüz.
I know you're very busy. I just wanted to ask you a favor.
Çok meşgul olduğunu biliyorum ama küçük bir iyilik isteyecektim.
I know you're busy, but I have a photograph... I'd like you to describe.
Meşgul olduğunu biliyorum, ama bana tarif etmeni istediğim bir fotoğraf var.
I'm haunting a family in Texas. Oh, well, I'm glad you're keeping busy. I want to know why my money isn't bringing you happiness.
Texas'taki bir aileyi korkutuyorum oh, güzel, çok sevindim çok meşgulsündür sanırım dinle, paramın sana neden mutluluk getirmediğini bilmek istiyorum oh, Bea, böylesine zengin bir hayata alışkın değilim
I know you're all very busy.
Ne kadar yoğun olduğunuzu bilirim.
I know you're busy, but you surprisingly came after just one call.
Meşgul olduğunu biliyorum, ancak garip bir şekilde, sadece tek bir telefonla geldin.
Thomas, I know you're busy, but see that stick on the left? That's your turning signal.
Meşgul olduğunu biliyorum ama soldaki çubuk var ya... ona sinyal denir.
Mr Lugosi, I know you're very busy... but, um, can I have your autograph?
Bay Lugosi, Çok meşgul olduğunuzu biliyorum... ama, um, bir imzanızı alabilir miyim?
Well, thanks for your time. I know you're very busy.
Vakit ayırdığınız için sağolun.
I know you're busy, but can I talk to you?
Biliyorum meşgulsün, fakat seninle konuşabilir miyim?
So, I mean, I was just thinking if you're not busy later on you might want to... you know, go for a walk with me.
Şey diyecektim, düşündüm de eğer meşgul değilsen, belki sonra benimle... bilirsin işte, yürümek istersin demiştim.
I know you're busy having a coma.
Bir komada olduğunuzu biliyorum.
Look, we're really busy today and I didn't know you were coming.
Bugün çok meşgulüz ve geleceğinizi bilmiyordum.
i know 63170
i know you can do it 61
i know that 3661
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know who you are 1036
i know you 1720
i know everything 279
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know you can do it 61
i know that 3661
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know who you are 1036
i know you 1720
i know everything 279
i know you can 181
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know the feeling 206
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know the feeling 206