English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I know your name

I know your name translate Turkish

1,390 parallel translation
My name's Ruby Thewes, I know your name,
Adım Ruby. Senin adını biliyorum.
Yeah, I know your name.
Adını biliyorum.
I know your name.
Adını biliyorum.
I know your name's Moses.
Biliyorum, adın Musa.
I know your name, I know what you look like and I know where you live.
Adını biliyorum, neye benzediğini ve nerede yaşadığını biliyorum.
- Mary. - I know your name, Mary.
- Adını biliyorum, Mary.
- I know your name.
- Adını biliyorum.
May I know your name?
Adını öğrenebilir miyim?
She's pissed off I don't know her name. - Do you know your neighbours?
Adını bilmediğim için bana kızdı Komşularının adlarını biliyor musun?
I don't even know your name.
Adınızı bile sormadım.
I don't know your last name.
Soyadını bilmiyorum.
I don't know how to read a flow chart, and I definitely don't know what your stage name should be.
I don't know how to read a flow chart, and I definitely don't know what your stage name should be.
I don't know your name?
- Adını bilmiyor muyum?
I fucked up, I know, letting go your name.
Adını söyleyince işi siktim attım.
- You know, I didn't catch your name.
- Biliyor musun, adını duyamadım.
I know the name of your college boyfriend... your true hair color, your ATM PI N number... favorite charities, pet peeves.
Üniversitedeki erkek arkadaşının ismini gerçek saç rengini, ATM şifreni favori derneklerini, nelere sinirlendiğini biliyorum.
Sorry, I don't know your name.
Üzgünüm, adınızı bilmiyorum.
Hey, you know, I don't even know your name,
Hey, biliyor musun, adını bile bilmiyorum.
I even don't know your name is Ruby, from Pido
Senin Puteaux'dan Ruby olduğunu bilmiyordum bile.
I don't know your name, sir.
Adınızı bilmiyorum efendim.
I must know your name!
- Adını bilmem lazım!
I need to know your name.
Adını öğrenmeliyim.
I don't even know your last name.
Soyadını bile bilmiyorum.
Yes. I don't know your name.
- Evet ama adını dahi bilmiyorum.
I don't even know your name.
Adını bile bilmiyorum.
I don't know if Marlène is your real name.
Bilmiyorum, ama Marlène gerçek ismin mi?
That is where I always saw you when I didn't even know your name and you dreamed of a better world.
İsmini bile bilmediğim zamanlarda seni hep orada görürsem ve sen daha iyi bir dünya hayal ederdin.
My name is Fikret I wanna know your freak ass secret
Benim adım Fikret, bana lanet sırrını zikret.
I know your real name is.
Onunnla temasa geçebilecek tek kişi sensin. Kraliyet genetik DNA kodu!
You're the only guy I ever fucked, and I didn't even know your name.
Sen adını bile bilmeden lanet okuduğum tek adamsın.
You know what I find most interesting, Mr. Ludlow? Is that for an accomplished arms merchant... I've never heard your name.
En ilginci ne biliyor musunuz Bay Ludlow bu kadar başarılı bir silah tüccarısınız ama adınızı hiç duymadım.
I know how to spell your name.
Soyadınızı yazmayı biliyorum.
We traced a phone call that she made from the Agramonte hotel... to your address. I don't know... Where you got that name.
- O ismi nereden çıkardınız bilmiyorum.
You seem to know everything about me, but I don't even know your name.
Belli ki hakkımdaki her şeyi biliyorsunuz ama ben sizin adınızı bile bilmiyorum.
I'm afraid... I don't even know your name.
Ne yazık ki... adını bile bilmiyorum.
Oh! Oh, I thought that was your character's name. You know?
Ben onun, senin karakterinin ismi olduğunu sanmıştım.
- Shut up! At this point, it's safe to assume... I know your mother's maiden name, her birth date and her real weight.
Bu noktada, annenin kızlık soyadını, doğum tarihini ve gerçek kilosunu bildiğimi farz etmen en güvenlisi.
Your old cat's name was Fifi and I don't know where you got Rochedale.
Eski kedinin adı Fifi'ydi. Rochedale'i nereden bulduğunu bilmiyorum.
I know you're not a bad man, David, or whatever your name is.
Kötü birisi olmadığını biliyorum, David, ya da adın her neyse.
I know that you know that my name ain't nowhere... on what happened to your friend.
Arkadaşınıza olan olayla ilgili benim adımın hiç bir yerde geçmediğini bildiğinizi biliyorum.
I need to know the name of your source so I can talk to her.
Onunla konuşabilmem için kaynağının adını bilmem gerekiyor.
I'm afraid I don't know your name.
Selam, Lucy. Korkma, babacık burada.
I don't know your name.
İsmini bilmiyorum.
I alone know your true calling, your true name.
Gerçek adını sadece ben biliyorum.
I still don't know your name.
Adını hâlâ bilmiyorum.
Well, if something comes up, some cutesy thing about your relationship, like a pet name or a little joke about some incident that happened between you, that I just don't want to know about. And knowing this, you wisely decide to keep it from me as a favor to protect me from unnecessary harm.
Eğer ilişkinizle ilgili sevimli bir gelişme olursa bir takma ad veya küçük bir şaka veya aranızda meydana gelen bir olay gibi bunları bilmek istemiyorum Ve bunu bilerek iyilik olsun diye, bana zarar gelmesini önlemek için bana söyleyip söylemeyeceğine karar ver.
I don't even know your name...
Adını bile bilmiyorum.
- Sorry, I don't know your first name.
- Özür dilerim, adınızı bilmiyorum.
I know what your name is, son.
Adın ne biliyorum, evlat.
I don't know any jokes about your name.
Adınla ilgili şaka bilmiyorum.
I just wanna know your name.
Çok güzel bir kızsın. [br] Sadece adını öğrenmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]