Like the translate Turkish
224,456 parallel translation
You're undeserving, just like the others.
Hak etmiyorsun. Diğerleri gibi.
I just like the way that sounds.
Sadece öyle demek hoşuma gitti.
Yeah, but neither of these victims look like the kind of men that would pay for sex.
Ama iki kurban da para karşılığı seks yapacak tiplere benzemiyor.
Well, because when people lie, they tend to minimize, you know, to conceal their degree of involvement, but Canela has admitted to everything, including things that would cast doubt on her story, like the fact that they paid her extra money
Çünkü insanlar yalan söylerken detaya girmezler, olaya ne kadar karıştıklarını saklamak isterler. Ama Canela fazladan para alması ya da Drew'un yüzük vermesi gibi şüphe yaratacak şeyler de dahil her şeyi kabul etti.
He looks like the ringleader to me.
- Bana çete lideri gibi geliyor.
And to think, it only took seven coats of paint to get it to stop smellin'like the inside of an old gym bag.
Kullanılmış spor çantası gibi kokmasını engellemek için sadece 7 kat boya yetti.
I like the instructor.
Eğitmen hoşuma gidiyor.
It looks like the same unsub is responsible for all the attacks.
Tüm saldırıların arkasında aynı adam var gibi.
Melinda looks nothing like the latest photo posted on the "no means yes" website.
Melinda siteye konan son fotoğraftakilere benzemiyor.
It protects crop diversity against catastrophes like the great famine that killed over a million Irish.
Bir milyondan fazla İrlandalıyı öldüren büyük kıtlık gibi felaketlere karşı ekin çeşitliliğini korur.
But it should have just low levels of ergot, like Toby said, not like the tunnels.
Ama çavdarmahmuzu seviyesinin düşük olması gerekir Toby'nin dediği gibi, tünellerdeki gibi değil.
I like the floor.
Zemini beğendim
A way we could bring justice to the people who killed my dad and others like them.
Adalet getirebilmemizin bir yolu Babamı öldüren insanlara ve diğerleri de onlar gibi.
Looks like they were the co-conspirators.
Görünüşe göre onların ortak komplocular vardı.
That's like the third person who's recommended chicken rice.
Tavuklu pilav öneren üçüncü kişi.
If you look at the time code, it looks like the truck was there for an hour.
Ekrandaki saate bakın. Arabanın orada bir saat boyunca durduğu doğru değil.
Don't worry. It'll be like The Dark Knight.
Merak etme.Aynı Dark Knight filmindeki gibi yapacağım.
You don't even like the Kanes.
Sen Kane'lerden hoşlanmazsın bile.
Carrie, like in the film.
Carrie, filmdeki gibi.
Like up the bum?
Popo gibi mi?
Doesn't seem like it's in the cards.
Kartlarda olduğu gibi görünmüyor.
I just keep feeling like I'm being punished for all the things I did wrong in my life.
Hayatımda yaptığım bütün yanlışlar için cezalandırıldığımı düşünüp duruyorum.
The only thing I know for sure is that if you had a baby, you would love it like crazy.
Emin olduğum bir şey var eğer bebeğin olsaydı, onu deli gibi severdin.
We'd like to see the deceased's hotel room.
Merhumun otel odasını görmek istiyoruz.
We're very busy, and the Chico Reservado district is very popular with tourists, but I can show it to you if you'd like.
Çok yoğunuz ve Chico Reservado mahallesi turistler arasında popülerdir, ama isterseniz gösterebilirim.
Well, Romeo, uh, if you really wanna christen the room... which by the way, ew... uh, you're gonna need some candles, some wine, perhaps treat her like a human being.
Romeo... Odanı kullanıma açacaksan, iğrençsin bu arada birkaç mum, biraz şarap lazım. Bir de kıza insan gibi davran.
Because if I was her, and I was, uh, I predict she's about to go radio silent, totally unavailable, now you're the one chasing her, and that's when she reels you in like a fish.
Onun yerinde olsaydım, ki oldum hiç ses çıkarmayacağını tahmin ediyorum. Sen onu kovalıyorsun diye kaybolacak ve seni oltaya getirmiş olacak.
It's like this victim was a surrogate for someone the unsub seeks to terrify and punish.
Kurban şüphelinin korkutup cezalandırmak istediği birini temsil ediyor.
Like his other victims, the unsub targeted a man and a woman, but changed his M.O. and attacked them together.
Şüpheli öncekiler gibi yine bir kadın ve bir erkek kurban seçmiş, ama yöntemi değiştirip aynı anda saldırmış.
Um... "it's where all the good-looking people gather and pair off like animals."
"Bütün güzel insanların toplanıp hayvanlar gibi çiftleştiği yerler."
You go in there and talk about keeping the Warlock's Chest open, parents like you, you get votes.
Oraya gidip Büyücü'nün Sandığı'nın açık kalmasıyla ilgili konuşursan veliler seni sever, oy alırsın.
We're like one of those sitcom couples where the woman's too good-looking for the guy.
Şu kadının adamdan çok daha iyi göründüğü sitkom çiftleri gibiyiz.
It looks like I'll miss the debate.
Görünüşe göre tartışmayı kaçıracağım.
Maybe the next one will like me.
Belki de sıradaki beni sever.
You are a military man, a government agent, someone who is strong for their friends, but when you fear weakness, you feel that you'll lose your identity because of it, and the people that you care about, like Allie.
Sen bir askersin, hükümet ajanısın arkadaşları için sağlam duran birisin ama zayıf olmaktan korktuğunda, bu yüzden kimliğini ve Allie gibi seni önemseyen insanları kaybedeceğini sanıyorsun.
And the other one's dead, and it looks like she's preparing to flee the country.
Ve diğeri öldü ve benziyor O ülkeden kaçmaya hazırlanıyor.
Look, if we want Roman to help us, then we need to start treating him like he's potentially one of the good guys.
Bak, eğer Romalılardan bize yardım etmek istiyorsak, O zaman ona tedaviye başlamamız lazım Sanki potansiyel olarak iyi adamlardan biri.
Like chewing bubble gum, which is illegal, by the way.
Sakız çiğnemek gibi mesela, burada yasa dışı.
And if you catch her, the investigation is over, but if you don't, we'd like to build a profile of the killer, and that may help tell us where she's headed.
Ve onu yakaladığınızda soruşturma bitecek, ama yakalayamamanız halinde nereye gittiğini gösterebilecek bir profil oluşturmak istiyoruz.
Dead girl didn't like whoever the other one was dating.
Ölen kız diğerinin çıktığı adamı beğenmemiş.
Looks like she may have been choked from behind using this scarf from the uniform.
Üniformadaki bu eşarp ile arkadan boğulmuş gibi.
It's like 72 hours ago, he just fell off the map...
72 saat kadar önce tamamen ortadan kaybolmuş.
I mean, Jack, she had every opportunity to get involved in the drug trade growing up, but it seems like she spent her entire life avoiding it.
Uyuşturucu işine girmek için çok fırsatı olmuş Jack, ama görünen o ki hayatı boyu uyuşturucudan kaçmış.
So it sounds like he took the fall for a patient so the guy didn't get his third strike.
Hastalardan biri hapse girmesin diye suçunu üstlenmiş.
Would you like to do the honors?
Önden gitmek ister misiniz?
Yo, perv, you like breathing into the phone?
Bana bak lan, sapık. Sabahın köründe kimi aradığını sanıyorsun? Ne?
You could take over the PC like you did to us.
Onu zombilerin zombisi yap da görsün.
Oh... now, well, it sounds like somebody dropped the ball.
Oh... Birisi onu iletmemiş anlaşılan.
Just like my theory that Bruce Wayne is really The Flash, and that Stephen Baldwin is just a character played by Alec Baldwin.
Tıpkı Bruce Wayne'in Flash olması ve Stephen Baldwin'in sadece..... Alec Baldwin tarafından oynanan bir karakter olması teorim gibi.
That was my line in the sixth grade production of "Anne Frank," but I feel like it applies.
Bu altıncı sınıf gösterisi "Anne Frank" oyunundaki repliğimdi. Ama bence yakıştı.
It's like a wedding on the beach.
Tıpkı kumsal düğünü gibi.
like the sun 18
like the old days 27
like the movie 16
like the others 70
like them 61
like these 28
like they say 50
like the rest 17
like the song 16
like the rest of us 52
like the old days 27
like the movie 16
like the others 70
like them 61
like these 28
like they say 50
like the rest 17
like the song 16
like the rest of us 52
like the man said 24
like the song says 17
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
like the song says 17
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
theodore 193
these 760
theater 45
they 3238
the simpsons 168
therefore 1419
them 588
there you are 4720
the world is yours 18
theodore 193
these 760
theater 45
they 3238
the simpsons 168
therefore 1419
them 588
there you are 4720
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
thee 27
therapy 98
there's always hope 39
the times 79
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
thee 27
therapy 98
there's always hope 39
the times 79