English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like the others

Like the others translate Turkish

1,760 parallel translation
Victor disappeared just like the others.
Victor da diğerleri gibi kayıp.
It isn't real like the others.
Bu diğerleri gibi gerçek değil.
She wasn't like the others.
Diğerleri gibi değildi.
You don't look like the others.
Sen diğerlerine benzemiyorsun.
Do you think he came out of that ship like the others?
Sence diğerleri gibi O da gemiden mi geliyor?
But he's not like the others.
Fakat diğerleri gibi değil.
It was erect and motionless, like the others.
Diğerleri gibi o da, ayakta ama hareketsizdi.
We're not like the others.
Biz diğerlerine benzemeyiz.
You're like the others, you need to see.
Sen de diğerleri gibisin, görmen gerek.
You're not like the others.
Diğerlerine benzemiyorsun.
This is home. He doesn't have blood on him like the others, though.
- Ama diğerlerinde olduğu gibi bunun ayağında etiket yok.
Just like the others
Diğerleri gibi.
Stefano de Benedetti, like the others, was drawn into the unskied world around the Mont Blanc massif.
Stefano de Benedetti'de diğerleri gibi, Mont Blanc'ın kayak değmemiş dünyasında buluverdi kendini.
Bleach at the scene, just like the others.
Olay yerinde çamaşır suyu var, aynı diğerlerinde de olduğu gibi.
One of these dummies is not like the others.
Bu mankenlerden biri diğerlerine benzemiyor.
No, just like the others, property damage, but no injuries.
Hayır diğerleri gibi, mal kaybı var, ama yaralanan yok.
He's overloading, like the others.
- Nathan. - Aşırı ısınmış. Ötekileri gibi.
Kim, why is Bob not jammed up like the others?
Kim, neden Bob da diğerleri gibi içeri alınmadı?
Numerous arrests for solicitation and prostitution just like the others, but she was reported Missing 9 months ago.
Diğerleri gibi fahişelik suçundan birkaç kez tutuklanmış. Ama kaybolduğu 9 ay önce bildirilmiş.
The others were just a diversion to set you up, to make it look like you did it.
Diğerleri, sana tuzak kurup dikkati başka yöne çekmek içindi sanki sen yapmışsın gibi.
The question is, do you wanna help me or do you wanna die stupid like all the others?
Soru, Eğer benimle yardım yapmak veya ister tüm diğerleri gibi aptalca ölmek mi?
It's just the idea that a young man like Josh Blake Could be moved to hate and fear his own nature Because of his faith, and to lash out at others...
Josh Blake gibi genç bir adamın, kendi yaratılışından korkmaya ve nefret etmeye sevk edilebilmesine, inancından ötürü, başkalarına aptal yerine koymasına, ne dersin?
He thinks Tom may be what's making the difference here because he's had so many years to adapt, he may be acting like a stabilizing force for the others.
Ona göre buradaki farkı yaratan Tom olabilirmiş çünkü o adapte olalı yıllar geçmiş, diğerleri için sabit bir örnek olabilir.
Make it look like you're turning off your phone, but leave it on speaker so we can hear what the others in the car are saying.
Fakat diğerlerini duyacağımız sekilde acık bırakacaksın.
Dear Loved and Tossed Like Garbage in the world of relationships there's nothing worse than a partner who covers you with kisses before heading out to share her booty with others.
Sevgili "Sevmiş Ve Kirli Bir Mendil Gibi AtıImış". İlişkiler dünyasında sizi öpücüklere boğduktan sonra bir başkasıyla birlikte olmaya giden bir sevgili kadar kötüsü yoktur.
He was like the others.
Buradaki de diğerleri gibiydi.
Why do women... like discussing the progress of their love affairs with others?
Neden kadınlar aşk hayatlarını başkalarıyla paylaşmaktan hoşlanır?
Visual puzzles, like "which of these symbols does not belong with the others" or "reconfigure the tiles to make the hidden picture..."
Görsel bulmacalar, "sembollerden hangisi diğerlerine uymaz" ya da "çizgileri birleştir, gizli resmi ortaya çıkar..."
Looks like I beat the others up here.
Görünüşe göre diğerlerinden önce geldim.
- She was killed someplace else and laid out in a ritualistic manner, just like all the others.
Ama başka bir yerde öldürüldü ve tıpkı diğerleri gibi törensel bir biçimde yere serildi.
Sabotage--Everyone is capable of it, but some go about it more ruthlessly than others... like the ones who crave vengeance... or the ones who hunger for love... or the ones who are determined to burn bridges.
Sabotaj, herkesin böyle bir yeteneği vardır, ama bazıları daha acımasızdır... Tıpkı intikam almaya can atan biri gibi. Ya da aşka susamış başka biri gibi...
So if there's any others like him, There would be nothing in the system,
Yani onun gibi başkaları da varsa sistemde görünmeyecektir.
I tried to help others like you but the Lord wouldn't accept my sacrifice.
Ben de senin gibi insanlara, yardım etmek istedim ama Tanrı benim fedakarlığımı kabul etmedi.
You like our work on the others, commish?
Yaptığımızı beğendin mi, komiser?
But sometimes I wonder what it's like for the others.
Fakat bazı zamanlar bunun başkaları için nasıl olduğunu merak ederim.
He says the ground swallowed him, like all the others.
Yerin onu yuttuğunu söylüyor,...
We like to think that we're creating life of the noblest form, dedicated solely to making others well.
Biz, tamamen başkalarının iyi olması için çok soylu bir tür yarattığımızı düşünmeyi tercih ederiz.
Or dead like the others.
- Ya da diğerleri gibi ölmemiş.
The fungi become food for others like these beetle larvae.
Mantarlar da bu böcek larvaları gibi başka canlıların besini olur.
MAKE SURE YOU BRING SOME BEANS, SO THE OTHERS WILL LIKE YOU.
Yanında fasulye de götür de diğerleri seni sevsin.
Dawn, sunset, the beautiful, great sea, the eyes of the others, the others, alive, now, like me.
Gün doğumu, gün batımı o mükemmel güzellikteki deniz diğer insanların gözleri ve diğer insanlar capcanlı, hayat dolu, aynı benim gibi.
I mean, no of fence against the others, but... it's like the good old days, back in the Holy Land...
Yani, diğerlerine hâkâret etmek istemem ama eski günlerdeki gibiyiz, Kutsal Topraklardaki gibi. Bak.
This one's gonna leave you like all the others.
Bu da diğerleri gibi seni terkedecek.
Not only Oviraptors, but many others, like the fighting dinosaurs.
Sadece Oviraptorlar değil, diğer, mücadele eden dinozorlar gibi,
I've already protected you, like I would have protected others close to me if they'd have told me the truth.
Seni çoktandır koruyorum, tıpkı gerçeği söylemekten çekinseler de, bana yakın olan insanları koruduğum gibi.
I found six others just like it in the dumpster.
Çöp kutusunda bunun gibi 6 tane daha buldum.
Looks like Lidner and the others succeeded.
Ridner ve diğerleri bu işi kolayca başarmış gibi görünüyorlar.
Molly is our top priority here, but we need you out there doing the good work you do, helping others like her.
Molly buradaki ilk önceliğimiz ama işini iyi yapıp onun gibilere yardım etmene ihtiyacımız var.
Maybe you'd like to bring him in here with the others.
Belki, diğerleri ile beraber buraya getirmek istersiniz.
You're gonna break them like you broke the others.
Diğerleri gibi bunları da parçalayacaksın.
Don't copy others, don't play the piano like others. Play your own piano!
Başkalarını kopyalama, başkaları gibi çalma, kendi piyanonu çal!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]